Dolar

32,6166

Euro

34,8599

Altın

2.508,37

Bist

9.524,59

Büyük Orta Doğu Enerji Savaşı

Suriye’nin siyasi geleceğine dair böylesi bir ölümcül karşı-yüzleşmede ülkeleri neyin birleştirdiğidir? Cevaplardan biri enerji jeopolitiğidir

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-10-14 16:50:33

Büyük Orta Doğu Enerji Savaşı
TİMETÜRK / F. William Engdahl

Sorulması gereken bariz soru: İsrail, Türkiye ve Katar’ı kutsal-olmayan bir ittifak halinde bir tarafta; Esed’in Suriye’si, İran, Rusya ve Çin’i öte tarafta olmak üzere Suriye’nin siyasi geleceğine dair böylesi bir ölümcül karşı-yüzleşmede neyin birleştirdiğidir? Cevaplardan biri enerji jeopolitiğidir.

Orta Doğu’nun jeopolitik değerlendirmelerinde henüz tamamen anlaşılmamış olan şey, sadece Orta Doğu’da gaz üreten ülkeler için değil aynı zamanda AB ile üretici olarak Rusya ve tüketici olarak Çin’in dahil olduğu Avrasya için doğal gaz kontrolünün öneminin dramatik yükselişidir.

Doğal gaz hızla, özellikle Almanya’nın Fukishima felaketinin ardından nükleeri aşamalı olarak azaltma kararının ardından, Avrupa Birliği boyunca kömür ve nükleer elektrik üretiminin yerine geçen “temiz enerji” seçeneği haline gelmektedir. Gaz, “karbon izi” açısından çok daha “çevre dostu” olarak kabul edilmektedir. Almanya’dan Fransa’ya, İtalya’dan İspanya’ya kadar AB hükümetlerinin, AB’nin 2020 karbondioksit salınımı hedeflerini tutturabilmesinin tek gerçekçi yolu, kömür yerine gaz yakmasıdır. Gaz karbondioksit salınımını kömüre göre yüzde 50-60 oranında azaltmaktadır. [13] Rüzgar ya da diğer alternatif enerji çeşitleri yerine gaz kullanımının ekonomik maliyetinin çarpıcı düşüklüğü hesaba katıldığında; gaz, hızla dünyada en büyük gaz pazarı olarak yükselen AB’nin enerji talebi haline gelmektedir.

İsrail, Katar ve Suriye’de keşfedilen muazzam gaz kaynakları ile AB’nin dünyanın potansiyel en büyük gaz tüketici olarak ortaya çıkışı, Esed rejimi üzerinde şu an yaşanan jeopolitik çatışmanın gerçek-nedenlerini/tohumlarını oluşturmaktadır.
Suriye-İran-Irak Gaz boru hattı

2011 Haziran’ında NATO ve Körfez ülkelerinin Suriye’deki Esed’e karşı istikrarsızlaştırma operasyonu tam hız ilerlerken; Suriye, İran ve Irak, CNN’nin Suriye ayaklanma haberleri arasında büyük ölçüde fark edilmeyen tarihi bir gaz boru hattı enerji anlaşması imzaladı. 10 milyar dolara mal olacağı ve 3 yıl içinde tamamlanması öngörülen boru hattı, İran Körfezi’ndeki Güney Pars gaz bölgesinin yakınlarındaki Asaluye limanından, Irak bölgesi üzerinden Suriye’nin Şam şehrine ulaşacak. İran nihayetinde boru hattını Şam’dan Lübnan’ın Akdeniz limanına ulaştırmayı ve oradan da AB pazarına erişmeyi planlıyor. Suriye ise İran gazını, şu an yürürlükteki –Güney Pars sahasındaki İran payından İran gazının alımına dair– Irak’ın anlaşmasıyla satın alacak.

Körfezde Katar ile İran arasında bölünmüş devasa bölgede yer alan Güney Pars, dünyadaki müstakil en büyük gaz sahası olarak biliniyor. [14] (Bu) fiili olarak Şii İran’dan, Şii-çoğunluklu Irak üzerinden, Şii-dostu Nusayri Esed’in Suriye’sine ulaşan Şii bir gaz boru hattı olacak.

Jeopolitik sahneye eklenen diğer gerçek ise Güney Pars gaz keşfinin, Şii İran ve Sünni Selefi Katar arasındaki İran Körfezi’nin bölgesel ayrımının tam ortasında yer almasıdır. Katar, aynı zamanda Pentagon’un ABD Merkez Komutanlığı ile Birleşik Devletler Hava Kuvvetleri 83’ncü Seferi Hava Grubu RAF’ın ve USAF 379’ncu Hava Sefer Kanadı’nın karargahıdır. Özetle Arap dünyasına Suriye karşıtı yayın yapan Esed-karşıtı TV istasyonu El-Cezire’nin sahibi ve evsahibi olması yanında; Katar, Körfez’de ABD ve NATO’nun askeri varlığıyla yakın ilişkilidir.

Görünen o ki Katar’ın Güney Pars sahasındaki payı için İran, Suriye ve Irak’la ortak çalışmaktan farklı planları vardır. Katar’ın, AB pazarlarına açılan Katar ya da Türkiye’den geçen rotalardan bağımsız bir İran-Irak-Suriye gaz boru hattının başarısında hiçbir çıkarı yoktur. Aslında Suriye’nin ayaktakımı “muhalif” savaşçılarını –ki birçoğu Suudi Arabistan, Pakistan ve Libya’dan gelen cihatçılardır– silahlandırmak gibi bunu sabote etmek için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.

Katar’ın Suriye-İran-Irak gaz işbirliğini yok etmedeki kararlığına ilave şey ise Suriye arama firmalarının Lübnan sınırı ile Akdeniz’deki Rus deniz üssü Tartus yakınlarındaki dev bir gaz sahası keşfetmesidir.[15] Suriye ya da İran gazının AB’ye herhangi bir ihracatı, Rusların bulunduğu Tartus limanından geçmek durumundadır. Konuya dair bilgisi olan Cezayir kaynakları, yeni Suriye gaz keşiflerinin –ki Şam hükümeti bunu önemsiz göstermektedir– Katar’ınkilere eşit ya da daha fazla olduğuna inanmaktadır. 

Asia Times’ın bilgili analisti Pepe Escobar’ın yakın zamandaki bir makalesinde işaret ettiği gibi, muazzam gaz rezervlerini, Müslüman Kardeşler’in Kral’a yönelik tehdidinin endişe verici seviyede olduğu bir ülke olan Ürdün’ün Akabe limanından ihraç etmek istemektedir. Görünen o ki Katar Emiri, Müslüman Kardeşler ile Katar’da barışa karşılık İhvan’ın uluslararası yayılımını desteklemek için anlaşmıştır. Ürdün’de ve aynı zamanda Suriye’de Katar destekli bir Müslüman Kardeşler rejimi, dünya gaz pazarının jeopolitiğini anında ve nihai olarak Katar’ın çıkarına; Rusya, Suriye, İran ve Irak’ın zararına değiştirecektir.[16] Bu aynı zamanda Çin’e de sarsıcı ve olumsuz bir darbe olacaktır.

Escobar’ın işaret ettiği gibi “Katar’ın hedefi açıktır: Suriye ayaklanması sürerken perçinlenmiş 10 milyar dolarlık İran-Irak-Suriye gaz boru hattını bitirmektir. Burada Katar’ın (üretici olarak) İran, (varış noktası olarak) Suriye ve daha düşük boyutta [transit olarak] Irak ile doğrudan bir rekabet içine girdiğini görüyoruz. Tahran ve Bağdat’ın Şam’da bir rejim değişikliğine sert şekilde karşı olduğunu hatırlamakta fayda var”. Ayrıca Escobar şunu ilave ediyor: “Katar-önerisi bir işgal ile Suriye’de bir rejim değişikliği olursa, Boruistan kavramlarıyla her şey çok daha kolay olur. Esed-sonrası fazlasıyla olası bir Müslüman Kardeşler rejimi Katar boru hattını yeterince hoş karşılayacaktır. Bunun Türkiye’ye uzatılması ise çok daha kolay olacaktır”.[17]

İsrail Gazı ikilemi
Tüm resmi daha da girift hale getiren şey ise denizde/off-shore keşfedilen devasa İsrail doğal gaz kaynaklarıdır.
Kuzey İsrail sahili açıklarındaki Tamar doğal gaz sahası, İsrail’in kullanımı için 2012’de gaz üretimine başlayacak. Oyunu-değiştiren ise 2010 sonlarında İsrail açıklarında, jeologların Doğu Akdeniz Havzası (Levantine) diye isimlendirdikleri bölgedeki muazzam doğal gaz sahasının keşfidir. 2010 Ekim’inde İsrail, Münhasır Ekonomik Bölge (EEZ) olarak ilan ettiği masif “süper-devasa” bir gaz sahası keşfetmiştir.[18]

Keşif, Hayfa Limanı’nın 84 mil batısında ve 3 mil derinde yer almaktadır. Adını İncil’de geçen deniz canavarı Leviathan’dan almaktadır. Üç İsrail enerji firması ile Houstan Texas Noble Enerji, ilk incelemelerinde sahanın 16 trilyon feet küp (tcf) gaz ihtiva ettiğini bildirdiler. Gezegenin sürekli ve dramatik bir petrol, gaz ve kömür darlığına girdiğini söyleyen “petrolün zirveye çıkacağı” teorilerini daha da gözden düşüren bu keşif, son 10 yıl içindeki dünyadaki en büyük derin-deniz gaz keşfidir. Sayılarla bir perspektif vermek gerekirse Leviathan, İsrail’in gaz ihtiyacını 100 sene karşılayacak rezerve sahiptir. [19]

Kendi-kendine enerji yeterliliği, 1948’te kurulduğundan beri İsrail devletinin paçasını kurtarmıştır. Müteakip sefer yaygın petrol ve gaz aramaları yetersiz sonuç vermiştir. Enerji-zengin Arap komşularının aksine, İsrail şansız görünmektedir. Sonra 2009’da İsrail’in Texas arama ortağı Noble Enerji, Doğu Akdeniz Havzası’nda Tamar sahasını keşfetmiştir. İsrail Hayfa limanının 50 mil batısında yer alan sahada 8,3 tcf yüksek kalitede doğal gaz rezervi olduğu tahmin edilmektedir. Tamar, 2009’da dünyadaki en büyük gaz keşfidir.

O zamanlar İsrail’in toplam gaz rezervleri sadece 1,5 tcf. olarak tahmin ediliyordu. Hükümet, İsrail’in tek operasyon sahası ve ülkenin gaz ihtiyacının yüzde 70’ini sağlayan Yam Tethys’in 3 yıl içinde tükeneceğini tahmin ediyordu.

Tamar ile birlikte beklentiler, oldukça iyi görünmektedir. Ayrıca Tamar’ın ardından bir yıl sonra, Noble Enerji liderliğindeki aynı konsorsiyum, aynı Doğu Akdeniz jeolojik havzasında onlarca-yıllık tarihindeki en büyük gaz sahasını keşfetti. Şu an yapılan tahminlere göre Leviathan, 17 tcf gaz rezervine sahiptir. İsrail, aylar mertebesi içinde gaz kıtlığından gaz ziyafetine terfi etmiştir. [20]

İsrail, stratejik ve çok tehlikeli bir ikilem ile karşı karşıyadır. Doğal olarak İsrail’in başdüşmanı İran, Irak ve Lübnan ile ilişkili Esed’in Suriye’sinin AB pazarlarına İsrail’in gaz ihracatında rekabet etmesinden çok heyecan duymadığı aşikardır. İsrail’in Netanyahu hükümetinin Esed-karşıtı güçler içerisinde Suriye’deki varlığının nedenini bu açıklayabilir. Ancak Muhammed Şefik liderliğinde Suriye’de bir Müslüman Kardeşler iktidarı İsrail’i –Mısır Devlet Başkanı Muhammed Mursi’nin Müslüman Kardeşler darbesiyle güney sınırına yerleştirdiğinden– çok daha fazla düşman komşu ile yüz yüze getirecektir.

Netanyahu ve Obama Yönetimi arasındaki nefrete varan düşmanlık bir sır değildir. Obama’nın Beyaz Sarayı ve ABD Dışişleri Bakanlığı, Orta Doğu’daki Müslüman Kardeşler rejim değişiklerini açıktan desteklemektedir. Bu sene Ağustos’ta Hillary Clinton’un Türkiye’nin Davutoğlu’yla yaptığı toplantının, Türkiye’nin Suriye’deki askeri müdahalesini tırmandırmayı hedef aldığı ifade edilmektedir. Ancak (bu tırmandırma) yeni bir Orta Doğu fiyaskosu içerisinde yer almaktan kaçınan ABD seçim politikasından ötürü doğrudan ABD desteğinden yoksun olmak durumundadır. [21]

Dışişleri Bakanlığı Personel Şef Yardımcısı Huma Abidin, Cumhuriyetçi Kongre temsilcileri tarafından Müslüman Kardeşler’in kontrol ettiği organizasyonlar ilişkili olmakla suçlanmaktadır. İnanç-tabanlı ve Çevresel Ortaklıklar Danışma Konseyi’ne Obama’nın atadığı ve aynı zamanda İç Güvenlik Departmanı’nın danışma konseyinde yer alan Dalia Mogahed’in açıkça Müslüman Kardeşler’le ilişkisi bulunmaktadır ve Suriye’deki Esed’in devrilmesi çağrısı yapmasının yanında İsrail’in açık bir düşmanıdır.[22] Obama’nın Washington’u kesinlikle Orta Doğu’daki gaz akışının kontrolü için yarışta Müslüman Kardeşler atını destekler görünmektedir.

Ve Rus rolü
Washington, doğrudan dahil görünmeden Esed’i ölümüne zayıflatmayı uman eğreti bir cambaz ipinde yürümektedir. Rusya ise etkin jeopolitik kaldıraç olarak geleceği, (yani) AB’nin lider doğal gaz tedarikçisi rolü için ölüm-kalım oyunu oynamaktadır. Bu yıl Rus kamu şirketi Gazprom, Rus gazını St. Petersburg yakınlarındaki bir limandan başlayan ve Baltık Denizi altından geçen Kuzey Akım gaz boru hattı ile kuzey Almanya’ya taşımaya başlamıştır. Rusya’nın AB’nin gaz tedarikçisi olarak gelecekte rolü için şimdilerde stratejik olarak hayati olan, Soğuk Savaş döneminde uydu devleti olan Suriye’de yeni-bulunmuş gaz rezervlerinin kullanımındaki oynayabileceği stratejik rol becerisidir. Moskova, uzun süredir Avrupa’ya Güney Akım’ı, Rusya’yı dışarıda bırakmak için tasarlanmış Washington’un Nabucco’suna alternatif olarak desteklemektedir.[23]

Halihazırda Gazprom, ABD’nin en büyük doğal gaz tedarikçisidir. Kuzey Akım ve diğer hatlarla birlikte Gazprom, Avrupa’ya gaz tedarikini bu yıl yüzde 12 artırarak 155 milyar metreküpe çıkarmayı planlamaktadır. Şu an Avrupa gaz pazarının yüzde 25’ini kontrol etmektedir ve Güney Akım ile diğer projelerle birlikte bu oranı yüzde 30’a çıkarmayı hedeflemektedir.

Almanya’nın Kuzey Akım’daki Gazprom ortağı Winteshall’ın Yönetim Kurulu Başkanı Rainer Seele, Güney Akım’a katılma kararı ardındaki jeopolitik düşünceyi şu şekilde ifade etmektedir. “Asya ülkelerine karşı küresel hammadde yarışında, Kuzey Akım gibi Güney Akım da, ekonomimiz için hayati olan enerji kaynaklarına erişimizi garanti altına alacaktır”. Fakat Asya’dan ziyade Güney Akım’ın gerçek odağı Batı’ya doğrudur. Rusya’nın Güney Akım’ı ile Washington-destekli Nabucco arasında halihazırda süren mücadele şiddetli şekilde jeopolitiktir. Kazanan, Avrupa’nın siyasi mıntıkasında büyük bir avantaj kazanacaktır.[24]

Şimdi ise Rus-yönetiminde AB’ye gaz akımı için önemli bir kaynak olarak Suriye seçeneği doğmuştur. Eğer Esed kalabilirse, Rusya kurtarıcı olarak Suriye gazını geliştirmede ve çıkarmada belirleyici bir rol oynama konumunda olacaktır. Eğer İsrail ve İran nükleer ve diğer meselelerde muvakkate ulaşılabilirse –ki İsrail’de yaklaşan seçimlerin ardından siyasi seçkinler değişeceği için bu imkansız değildir–, Rusya’nın oynayabileceği önemli kartlara sahip olduğu İsrail, teoride Rus-Suriye-Irak-İran gaz konsorsiyumunu desteklemeye dönebilir. Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Gül bir tarafta ve Erdoğan diğer tarafta olmak üzere Türkiye’nin endüstrisi Rus Gazprom’un gazına yüzde 40 oranında bağımlıdır. Eğer Davutoğlu ve takımı kaybederse, Türkiye Suriye ve İran gazı için transit ülke olarak bölgede çok daha yapıcı bir rol oynayabilir.

Suriye’nin gelecekteki kontrolü için muharebe, muazzam jeopolitik bir savaşın ve rekabet çekişmesinin kalbinde yer almaktadır. Çözümün, dünya barışı ya da sonu gelmez savaş, mücadele ve kıyım için muazzam sonuçları olacaktır. Türkiye, Katar Emiri ile İsrail’in Netanyahu’su ve NATO’nun Fransa ve ABD üyeleri yanında ateşle oynamaktadır. Doğal gaz, bölgedeki bu çılgın enerji oyununa enerji sağlayan yanıcı unsurdur. 

F. William Engdahl, “Mitler, Yalanlar ve Petrol Savaşları” adlı kitabın yazarıdır.

GlobalResearch.ca’da yayınlanan bu makale Oğuz Eser tarafından Timeturk.Com için tercüme edilmiştir.
Kaynakça


KAYNAKÇA:

[13] Alexander Medvedev, Sürdürülebilir Enerji Geleceğinde Gazın Rolü, 2’nci Bakanlar Gas Forumu, Doha, Katar, 30 Kasım 2010.
[14] Hassan Hafidh ve Benoit Faucon; Irak, İran, Suriye 10 Milyar Dolarlık Gaz-Boru hattı anlaşması imzaladı, The Wall Street Journal, 25 Haziran 2011, http://online.wsj.com/article/SB10001424053111903591104576467631289250392.html
[15] Daily Star, Suriye’den Gaz Keşfi, 17 Ağustos 2011, http://www.naturalgasasia.com/syria-homs-gas-discovery.
[16] Pepe Escobar, Katar neden Suriye’yi işgal etmek istiyor?, Asia Times, 27 Eylül 2012, http://www.atimes.com/atimes/Middle_East/NI28Ak03.html.
[17] A.g.k.
[18] F. William Engdahl, Yeni Akdeniz Petrol ve Gaz Bolluğu – Bölüm 1: İsrail’in Levantin Havzası—yeni bir jeopolitik lanet?, VoltaireNet.org, 20 Şubat 2012, accessed in http://www.voltairenet.org/article172827.html
[19] A.g.k.
[20] A.g.k.

[21] The Economist, Türkiye’nin iç-siyasi-çatışması: Erdoğan çıkmazda: Türk başbakanı içte ve dışta yeni düşmanlarla yüz yüze, 25 Eylül 2012; Ayrıca bkz. Hillary Clinton, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Toplantının Ardından Notlar, Conrad Hotel İstanbul, Türkiye, 11 Ağustos 2012, http://www.state.gov/secretary/rm/2012/08/196358.htm
[22] CSP, Center Report Reveals Radical Islamist Views and Agenda of Senior State Department Official Huma Abedin’s Mother, Washington, Center for Security Policy, 22 Haziran 2012, http://www.centerforsecuritypolicy.org/p19045.xml?genre_id=3. Ayrıca Aaron Klein, Müslüman Kardeşler Obama’nın inanç danışmanın destekliyor, WorldNetDaily, 29 Nisan 2012, http://www.wnd.com/2012/04/muslim-brotherhood-endorses-obama-faith-adviser/.
[23] F. William Engdahl, Enerji Jeopolitiğinde Moskova’nın Yüksek Menfaatleri, Voltairenet.org, 15 Kasım 2011, http://www.voltairenet.org/article171902.html
[24] A.g.k.

Haber Ara