Dolar

32,5584

Euro

34,9477

Altın

2.438,04

Bist

9.716,77

Bir Terör zanlısının ifadesi

Teröre yardım ettiği gerekçesi ile ABD'de 17,5 sene hapis cezasına çarptırılan Tarık Mehanna mahkemedeki ifadesinde ABD'nin politikaları hakkında değerlendirmelerde bulundu.

13 Yıl Önce Güncellendi

2012-05-28 13:48:22

Bir Terör zanlısının ifadesi
1980 yılında Mısır'dan gelip ABD'ye yerleşen orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak ABD'de doğan ve 29 yaşındaki eczacı Tarık Mehanna El Kaide'ye yardım ettiği gerekçesi ile yargılandığı ABD mahkemesince 17,5 sene hapis cezasına çarptırıldı. Mehanna 2009'da Boston'da tutuklanmıştı.

Mahkemede yaptığı konuşmada ses kaydı kamuoyuna yansıyan Mehanna, ifadesinde tarihten bugüne kadar değerlendirmelerde bulunup ABD'nin ve diğer bazı devletlerin politikalarını eleştirdi.

ABD güçlerince Irak ve Afganistan'da gerçekleştirilen savaş suçlarının yanı sıra Lübnan, Filistin, Bosna ve Çeçenistan'da yaşanan katliamlara da değinen Mehanna, asıl kendilerine terörö uygulandığınına, uğranılan saldırganlık nedeniyle ortaya çıkan direniş hareketlerinin meşru müdafaa kapsamında olduğuna vurguda bulundu.

Mahkemedeki ifade:

http://www.youtube.com/watch?v=jtDReECm9oE

ABD’li Musluman Tarik Mehanna’nin “terorizm” suclamasi ilec ikarildigi mahkemede verdigi ifade
Bundan tam dört yıl önce yerel bir hastanede çalışırken mesayimi bitirmiştim. Arabama doğru yürürken iki federal polis bana yaklaştı. Bana bir seçim yapmak zorunda olduğumu söylediler: Yapmam gereken biri kolay diğeri zor olan iki seçim. Polislerin anlattıklarına göre “kolay”olan hukumet adina calismamdi.

Boyle yaptigim takdirde hic bir zaman mahkemeye veya hapse girmeyecektim. Zor olan ise iste su anki icinde bulundugum durum. O günden bu yana dort sene boyunca her gun 23 saat kucucuk bir oda buyuklugundeki tek kislik hucrede tutuluyorum.

Beni bu hucrede tutabilmek icin, bana dava acabilmek icin ve en sonunda bugun sizin karsiniza cikarabilmek icin ve beni mahkum edebilmek icin FBI ve savcilar cok calistilar ve hukumet milyonlarca dolar para harcadi.

Gecen zamanda icerisinde bircok insansize neler soylemem hususunda bana tavsiyelerde bulundu. Bazilari cezamin hafifletilmesi icin af dilememi soylediler. Bazilari ise her halukarda cezamin cok agir olacagini soylediler. Ama ben size birkac dakika boyunca kendimden bahsetmek istiyorum.

Kendileri adina calismayi reddettigimde hukumet beni Islam ulkelerinde isgale karsi direnen mucahidleri destekleme “sucu” ile sucladi. Veya kendi deyimleriyle “teroristleri”. Gerci ben bir Musluman ulkede dogmamistim. Burada, Amerika’da dogdum ve buyudum. Buise bircok insani ofkelendiriyor: Nasil oluyor da Amerikali olup ta boyle bir dusunceye sahibim? Bir insanin cevresindeki seyler o insanin goruslerinin sekillenmesine katkida bulunuyor. Ve ben de bundan farkli degilim. Su an kimsem bu Amerika’nin politikalari yuzundendir.

Alti yasinda iken cizgi roman koleksiyonu yapmaya baslamistim. Batman zihnimde bir fikir olusmasina sebep olmustu ve dunya duzeni hakkinda benim icin bir ornek teskil ediyordu: Bir tarafta zalimler, diger tarafta mazlumlar var ve bunun yaninda mazlumlara yardim etmek icin harekete gecenler. Bu bana o kadar etki birakti ki cocuklugumun kalan kisminda bu ornegi yansitan her kitaba ilgi gosteriyordum –Tom amcanin kulubesi, Malcom X’in hayat hikayesi ve digerleri.
Liseye baslayip tarih dersi almaya basladigim zaman zihnimde kurguladigim bu ornegin ne kadar gercek oldugunu anlamaya basladim. Amerika’da yasayan yerli halkin Avrupali yerlesimciler tarafindan nasil yok edildigini ogrendim. Bu Avrupali yerlesimcilerin soyundan gelenlerin Kral 3. George’in zorba yonetimi altinda nasil zulum gordugunu ogrendim. Daha sonra Amerikalilarin silahlanip Ingiliz guclerine karsi direnmelerini okudum.

Ve bu direnis simdi halen Amerikan Bagimsizlik Savasi adi altinda kutlaniyor. Yine bu ulkede kolelige karsiyapilan mucadeleyi, isci sendikalarinin mucadelesini, fakirlerin mucadelesini ogrendim. Nazileri ve onlarin azinliklara nasil eziyet ettigini ve muhalifleri nasil tutukladigini ogrendim. Malcolm X ve Martin Luther King gibilerin insan haklari mucadelesini ogrendim. Ho Chi Minh’i ve Vietnamlilarin isgalcilerden kurtulmak icin onlarca sene boyunca gosterdigi direnisini ogrendim. Nelson Mandela ve Guney Afrika’da irkciliga karsi yapilan mucadeleyi ogrendim.

Ogrendigim hersey alti yasinda ogrenmeye basladigim seyleri dogrular nitelikteydi. Yani tarih boyunca zalimler ve mazlumlar arasinda surekli bir mucadele olagelmistir. Ve ogrendigim her mucadelede surekli mazlumdan yana oldugumu gordum, ve hangi dinden veya milletten olurlarsa olsunlar bu mazlumlara yardimetmek icin harekete gecenlere hep saygi gosterdim.
Ogrendigim butun tarihi sahislar arasinda birisi digerlerinden daha one cikmisti. Malcolm X beni cok etkilemisti ama bundan daha cok onun gecirdigi degisime hayran kalmistim. Bilmiyorum SpikeLee’nin “X” filmini izledinizmi.

Filmin basindaki Malcolm filmin sonundaki Malcolm’dan cok farkliydi. Baslangicta okuma yazma bilmeyen, kotu yolda olan bir Malcolm, sonunda ise bir es, bir baba, bir koruyucu ve belagat sahibi birlider, Mekke’ye gidip Haccini tamamlamis disiplinli bir Musluman, sonunda ise bir sehid. Malcolm’un hayati bana Islam’in miras kalan bir sey olmadigini, bir kultur veya bir etnik koken olmadigini ogretti. Islam bir yasam tarziydi, nereden gelirse gelsin, nasil yetisirse yetissin herkesin secebildigi bir ruh haliydi. Henuz cocuk yastaydim fakat bu beni Islam’i daha cok ve daha derin arastirmaya sevketti.

En buyuk bilim adamlarinin bile cevap veremedigi bir soruya Islam cevap veriyordu: Nasil oluyorda zengin ve sohret sahibi bir kisi depresyona giriyor ve intihar ediyor? Dunya hayatinin amaci nedir? Biz bu kainat icerisinde neden variz? Biz nasil var olduk? Evet, butun bu sorulara Islam cevap veriyordu. Islam’da hiyerarsi ve ruhbanlik olmadigi icin bu tur sorulara cevap bulmak icin dogrudan dogruya Kur’an ayetlerini ve Muhammed aleyhisselamin ogretilerini arastirabiliyordum. Islam’i ogrendikce daha cok deger veriyordum, tipki bir altin parcasina verilen deger gibi. Butun bunlari henuz cocuk iken yasadim fakat son birkac senede bana yapilan butun baskilara ragmen bugun bile Muslumanligindan dolayi cok gurur duyan bir sahis olarak sizin ve bu mahkeme salonunda bulunanlarin karsisinda duruyorum.

Ve ben boylece dunyanin degisik bolgelerinde Muslumanlara karsi yapilan zulme ilgi gostermeye basladim. Nereye baktiysam sevdigim insanlari yok etmeye calisan gucleri gordum. Sovyetlerin Muslumanlara neler yaptigini ogrendim. Bosnali Muslumanlarin Sirplar tarafindan zulme ugramasini ogrendim.

Ruslarin Cecen muslumanlara neler yaptigini ogrendim. Israil’in Amerika’nin da destegiyle Lubnan’a neler yaptigini ve Filistine halen yapmakta oldugu zulmu ogrendim. Ve yine bizzat Amerika’nin Muslumanlara neler yaptigini ogrendim. Korfez savasini ve Irak’ta binlerce insani olduren ve kanser vakalarinin firlamasina sebep olan uranyum bombalarini ogrendim. Amerika’nin liderliginde Irak’a uygulanan gida ve ilac ambargosunu vebunun sonucunda yarim milyon cocugun yok olmasini ogrendim. Zamanin disisleri bakani Madeline Albright bir roportajda korfez savasinin bu kadar cocugun olmesine degdigini soylemisti.

11 Eylul gunu bir grup insanin bu kadar cocugun olmesine ofkelenip ucaklari kacirmalarini ve binalara ucmalarini izledim. Irak’in isgalisirasinda Amerikan fuzelerine ait sarapnel parcalarinin hastanelerde yatan cocuklarin alinlarindan ciktigini gordum (Tabi ki bunlarin hic birisi CNNtarafindan yayinlanmadi). Irak’in Hadise sehrinde aralarinda yaslilarin,kadinlarin ve bebeklerinde bulundugu 24 Muslumanin yataklarinda uyurken ABDaskerleri tarafindan nasil kursunlandigini ogrendim. Abir el Cenabi adli ondort yasinda Irakli bir kizin bes ABD askeri tarafindan nasil tecavuze ugradigini ve daha sonra kendisinin ve ailesinin nasil olduruldugunu ve bedenlerinin yakildigini ogrendim.

Sunu ifade etmek istiyorum. Musluman kadinlar mahrem olmayan erkeklere saclarini bile gostermezken bir genc kizin elbiselerinin cikarildigini ve bir degil, iki degil tam bes asker tarafindan tecavuze ugramasini kafanizda canlandirmaya calisin. Bugun bile Pakistan’da, Somali’de ve Yemen’de insansiz hava araclarinin Muslumanlari nasil oldurdugunu okuyorum. Gecen ay hepimiz on yedi Afganli Muslumanin bir ABD askeri tarafindan nasil oldurulup bedenlerinin atese verildigini duyduk. Islam’da ogrendigim ilk seylerden bir tanesi kardeslik ve sadakat mefhumuydu.

Yani butun Musluman kadinlar benim bacim, butun Musluman erkekler benim kardesimdir ve biz hepimiz bir beden gibiyiz ve birbirimizi korumaliyiz. Baska bir degisle, kardeslerime ve bacilarima yapilan butun bu zulumleri gordugum halde tarafsiz kalamazdim. Mazlumlara olan sempatim devam etti ve mazlumlari koruyanlara karsi surekli saygi duydum.

Tipki Ingilizlerin saldirilarina karsi kendilerini savunan Amerikalilar gibi Amerika’li askerlerin saldirilarina karsi Muslumanlar da kendilerini savunuyorlar. Hakkimda iddia edildiginin aksine ben hicbir zaman Amerikalilari oldurmek icin bir girisimde bulunmadim. Hukumetin kendi sahitleri de beni hakli cikardi. Serbest kaldigimda hukumet pesime sivil bir polis takarak beni “terorizm plani” yapmaya tesvik etti, fakat ben bu planaortak olmayi reddettim.

Her nasilsa mahkeme heyeti bunu hic bilmiyor.

Bu durusma, Musluman sivilleri oldurenAmerikalilar hakkinda benim dusuncelerim etrafinda olan bir durusmadir. Benim dusuncemMuslumanlarin isgalcilere karsi ulkelerini savunmalarinin temel bir hak oldugudur. Ben boyle inaniyorum ve herzaman boyle inanmaya devam edecegim. Bu terorizm ve asirilik degildir, vatan savunmasidir. Akl-i selim sahibi her bir insan benim bu dusuncemle hemfikir olmaktan baska secenegi yoktur.

Eger birisi sizin evinize girip malinizi calip ailenize bir zarar veriyorsa, mantiksal olarak bu istilaciyi defetmek icin elinizden gelen herseyi yapmak sizin hakkinizdir. Eger bu ev Muslumanlarin ulkesiyse ve isgalciler ABD ordusu ise bu mantik nedense hemendegisiyor? Bu mantik “terorizm” adini aliyor ulkelerini isgalcilere karsi savunaninsanlar “terorist’ oluyor. Gecen ay Afganistan’da 17 sivili katleden ABDaskeri Robert Bales sanki magdur kendisiymis gibi medyanin odagi haline geldi. ABD askerinin katlettigi siviller icin ise cok az bir sempati gosterildi. Ne yazikki bu dusunce toplumdaki herkezi etkilemis durumda. Avukatlarim bile defalarca anlatmamdan ve aciklamamdan sonra benim sahip oldugum bu mantiksal dusunceyi en azindan gostermelik de olsa ancak kabullenebildiler.

Tarih derslerinde bir sey daha ogrenmistim: Amerika kendi tarihinde azinliklarina karsi en adaletsiz politikalari hep desteklemistir. Geri donup su soruyu sormamiz lazim: Biz nasil dusunuyorduk? Ornek olarak kolelik ve ikinci dunya savasi sirasinda ABD’de yasayan Japonlarin surulmesi. Her ikisi de Amerikalilar tarafindan kabul goruyordu ve yuksek mahkeme tarafindan savunuluyordu. Fakat zamanla Amerika degisti ve insanlar ve yargitay gecmise bakarak “Biz nasil dusunuyorduk?” sorusunu sordu.Ayni sekilde Nelson Mandela Guney Afrika hukumeti tarafindan terrorist olarakgoruluyordu ve omur boyu hapse mahkum edilmisti.

Fakat zaman gectikce dunyadegisti ve nasil zalim bir siyaset izlediklerini anladilar. Mandela’nin aslindabir terrorist olmadigi anlasildi ve serbest birakildi. Hatta Mandela cumhurbaskani bile oldu. Dolayisiyla bu tur seyler hep subjektiftir. Ayni sekilde “terorizm” dusuncesi ve kimin “terrorist” oldugu subjektiftir.

Hepsi zamana, mekana ve kimin super guc olduguna baglidir.

Size gore ben bir teroristim ve dolayisiyla bu turuncu tulum icerisinde karsinizda durmam cok makul. Ama bir gun Amerika degisecek ve insanlar bu gunleri hatirlayacak. Insanlar ABD ordusunun nasil yuzbinlerce Muslumani olduruldugunu ve sakat biraktigini hatirlayacak. Insanlar,ABD hukumetinin beni “terorist” suclamasiyla tutuklamak icin nasil milyonlarca dolar harcadigini hatirlayacak. Su kesindir ki Irakli Abir el Cenabi’yi tekrar hayata dondurme imkanimiz olsaydi ve onu tanik makamina cikarip kimin “terorist”oldugunu sorsaydik kesinlikle bana isaret etmeyecekti.

Haber Ara