Dolar

32,5692

Euro

34,7313

Altın

2.485,64

Bist

9.524,59

Nahda ile Tunus'u neler bekliyor?

İslamcı Nahda'nın birinciliği ile sonuçlanan seçimlerini değerlendiren counterfire.org sitesi yazarlarından Josep Daher, En Nahda'nın batı karşıtı olduğu yorumlarına 'Nahda açık bir şekilde batı emperyalizmine ve kapitalizme düşman değil' şeklinde yanıt veriyor.

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-30 16:07:54

Nahda ile Tunus'u neler bekliyor?
Tunus, Şubat ayındaki Arap devrimlerinden bu yana bölgede seçim yapan ilk ülke. Bu, Tunuslular için 1956'dan bu yana sonuçları önceden belirli olmayan ilk seçim.

Kazanan parti yaklaşık yüzde 40 ile İslamcı  Nahda. O'nu, yaklaşık yüzde 30 alan merkez sol parti Halk Kongresi ve Ettakol izliyor.

Büyük şirketler, ekonomik yandaşları ve yatırımcılar, yatırımlar için bir an önce uygun ve sağlıklı koşullar isterken, En Nahda'nın Ettakol ve HKP ile koalisyon kurması bekleniyor.

 Nahda, buna rağmen, batı ve batının çıkarlarının düşmanı olan temel bir parti olarak değerlendirdikleri için batılı ülkelerin, özellikle Fransa'nın eleştirisini aldı.

Batılılara göre  Nahda'nın aşırılık tanımı gerçeklikten çok fazla uzakken, Tunus halkının kendi kaderini tayin hakkı Bin Ali diktatörlüğünü son ana kadar desteleyen bazı batılı devletler tarafından eleştirildi. En Nahda açık bir şekilde batı emperyalizmine ve kapitalizme düşman değil.

Tunuslular yüzde 90 civarında katılımla 33 bölgeden 217 kurucu meclis üyesi seçmek için sandık başına gitti. 1400'den fazla liste belirlendi. Her bir liste gençliğin daha ileri düzeyde temsili için 30 yaşın altında adaylar gösterdi. Her bir liste ayrıca kadın-erkek dengesini gözetti.

Bu seçimler yeni anayasanın hazırlanmasından sorumlu bir gövde oluşturacak, bu süreçte bir geçici başkan ve geçici hükümet atamakla yetkili olacak. Seçimlerde 80'den fazla siyasi partiyi temsilen 11 bin'den fazla aday yarışıyordu. Birkaç binden fazla aday da bağımsız olarak yarışıyordu.

Bu seçimlere bağlanan o kadar büyük umutlara rağmen, Tunus'taki bir çok sol grup, ikinci geçici hükümeti deviren kitlesel eylemlerin bir sonucu olan bu Kurucu Meclis'in yeni anayasa ve ülkenin manzarasında sadece küçük değişikler yapmak için, ana siyasi partiler tarafından liberaller, İslamcılar ve merkezi sol partilerin elinden alındığına inanıyor.

Fakat Tunuslular küçük değişikliklerden daha fazlası için mücadele etti.

ANA SİYASİ EĞİLİMLER

Bu seçimlerde birkaç farklı eğilim mevcut. Kazanan parti En Nahda seçim kampanyasının başından beri favori parti. Onlar (En Nahda, ç.n.) sürekli olarak Türkiye'deki iktidar partisi olan AKP örneğini takip edeceklerini söylüyorlar.

 Nahda, AKP gibi, Tunus krizi ve varolan ekonomik sisteme meydan okumuyor, kapitalist sistemi cesaretlendiriyor. Partinin lideri Rached Ghannouchi sürekli olarak bu aşamada yüksek ücret talebinin karşı devrimci olduğunu söylerken, uluslararası finans ve Avrupa Birliği kurumlarıyla yapılan bir dizi anlaşmaya uyan planlarını açıkladılar.

Nahda geçtiğimiz bu birkaç ay içerisinde batılı güçlere, ABD ve İngiltere ile gelişen görüşmeler ve ilişkilere soğuk bakmıyor. ABD'de çok tanınmış siyonistler ve Beyaz Saray (McCain, Liberman, Ackerman, v.s) ile toplantılar düzenlediler. Toplantılardan birinde En Nahda'nın bir temsilcisi, İsrail'deki dinci partileri, dini ve demokratik partilerin iyi bir örneği olarak niteledi. Wikileaks'in Tunus ile ilgili ABD büyükelçiliğine dayandırdığı belgelerine göre,  Nahda'nın bazı önemli temsilci ve yetkilileri America ile parti adına birkaç yıl önce Bin Ali'nin alaşağı edilmesi için "diyalog" kurma faliyetlerinde bulundu.

Partinin seçim kampanyası boyunca onu finanse eden Suudi Arabistan ve Katar gibi karşı devrimci Körfez ülkeleri ile gelişmiş ilişkileri var. Bu Nahda'ya bazı destekçileri ile Ramazan etlerinin ve düğün masraflarının ödenmesi ve oyları toplamak için müşteri ilişkisi kurmasına izin verdi.

 Nahda'nın kadın haklarından doğru pozisyonu da ayrıca belirsiz. Başı açık aday Souad Abdel-Rahim'i ileri atarken ve kadınların kazanılmış haklarını korumasını pekiştirirken, onlar (En Nahda, ç.n) Selefi yazarların kadın ve erkeğin kamusal alanda ayrılmasını destekleyen kitapları övdüler.

İkinci eğilim; Ettakatol, Halkın Demokratik Kongresi ve İlerici Demokrat Parti gibi değişik güçleri birleştiren merkezi sol. Bu siyasi partiler yabancı yatırımları artırmak için uygun yasaları çıkarmaya hevesli olmakla birlikte, genel olarak asgari ücretlerde artışı destekliyorlar. Ayrıca onlar uluslararası finans ve Avrupa kurumları ile antlaşmaları bozmak istemiyorlar ve Tunus'un borç yasası ile uğraşma niyetleri de yok.

Tunus İşçileri Komünist Partisi ve 14 Ocak Cephesi'nin geri kalan radikal gruplarının öncülük ettiği antikapitalist sol, bu seçimlerde iyi bir pratik sergilemedi. Bu eğilim antikapitalist solun farklı yapılarını biraraya getirmedeki yanlışlarıyla şekillendi. Onlar ayrıca sosyo ekonomi ve politik konular etrafında dönen ana tartışmaları ifade edemediler. Tunus halkındaki asıl karşıtlık toplumdaki temel değişimleri başarmış ve devrime devam etmek isteyenler ve statüko yerinde dururken küçük değişikliklerle yetinmek isteyenler arasındayken, tartışma laiklik ve din arasında oldu.

Eski rejimin baskıcı aygıtlarının tasfiyesi tartışılırken, Tunus İşçileri Komünist Partisi'nin öncülük ettiği anti kapitalist solun temel talebi, AB ile yapılan ortaklık anlaşmasının ve borçların iptal edilmesini içeriyor. Ayrıca onlar bölgeler arası eşit gelişim ve doğrudan demokrasi, toplu taşımanın ücretsiz yapılması, parasız sağlık ve iletişim ve sözde kültürel ayrıcalıklar denilen insan hakları ve kadın-erkek eşitliği gibi imzalanan uluslararası teamüllerin uygulamasının kaldırılmasına dair bir plan da hazırlamışlar.

Son eğilim ise geniş bir oy desteği bulamayan liberaller. Yeni politik suretlerin yanında Bin Ali'nin eski partisi Anayasal Demokrasi için Mücadele'nin eski üyeleri bulunmakta.

Özgür Yurtsever Birlik (FPU) yeni liberallerden birisi. Öncesinde politik bir aktiviteleri olmayan, yıllarca yurtdışında yaşamış Tunuslu patronlar tarafından kuruldu. Her türlü yayınını yurtdışında çıkarıyor. Birlik, asıl olarak büyük yatırımları içeren büyük projeler ve piyasa ekonomisi üzerine kurulu bölgesel gelişim modelini destekleyen bir platform tarafından yönetiliyor. Birlik kurucularından Imed Belkacem, bir kaç defa Özgür Yurtsever Birlik'in eski iktidar partisinin, Anayasal Demokrasi için Mücadele'nin, boş bıraktığı merkezi sağ boşluğu doldurduğunu ifade etti.

SÜREGİDEN SOSYAL ÖRGÜTLENME

Geçici hükümetlerin ülkedeki sosyal ve ekonomik problemlerin yükselişini sıkıca tuttuğunu söylemesine rağmen, bununla birlikte Bin Ali'nin devrilmesinden bu yana sosyal durum bozuluyor. Karaborsa ve kayıtdışı ekonomi artarken işsizlik yükseliyor. İşsizlere sadece birkaç haftalığına yardım yapılıyor, işten atmalar artıyor. Fiyatlar arttığı için tahıl, meyve ve sebze üretimi azaldı.

Sosyal örgütlenme devam ediyor. Diplomalı İşsizler Sendikası ve diğer devrimci sol partiler bu örgütlenmelerin merkezinde. Ocak ayının başında Diplomalı İşsizler Sendikası Sousse yaklaşık 500 mezun olmuş öğrenci ve işsizin katıldığı bir toplantı düzenledi. Onların temel talepleri sosyal ve politik özgürlük.

Ağustos ortalarında, solcular öncülüğündeki örgütlenmeler, sendika üyeleri ve avukatlar Tunus'ta 10 binden fazla kişinin katıldığı bir eylem yaparak doruğa ulaştılar.

Eski rejimin bazı temsilcilerinin salıverilmesini ve onları salıveren suç ortağını, şimdiki Başbakan'ı protesto ediyorlardı. Bu eyleme polis saldırdı ve bir kişi silahla vurularak öldürüldü.

Sendikal bürokrasi, hükümet ile işbirliği içinde olan, şehrin dışında bir yerde liberal partiler ve İslamcı En Nahda'nın desteğiyle insanların öfkesini absorbe etmek için başka bir gösteri düzenledi. 1000 kişiden daha az bir katılım vardı. Başka yerlerde, Genel Tunus İşçileri Sendikası genel merkezi dışında, Sfax, Sousse, Monastir gibi yerlerde eylemler devam etti.

Seçimlerden bir gün önce, polis Kasbah'da, hükümet ofislerinin yakınlarında, gençler tarafından temel sağlık ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanmasını talep eden oturma eylemine izin vermedi. Bu oturma eyleminin yanında 7 genç seçimlerden önceki hafta sağlık hizmetlerini talep eden bir açlık grevi yapmıştı.

Onlara katılmak için Kasserine ve Thala'dan Tunus'a hareket eden diğer on kişi yaralandı, fakat hükümet bu yaralı gençlere sağlık yardımı vermeyi dahi reddediyor. Onların tamamı Bin Ali devrilmeden önceki eylemlerde polisin yaraladığı gençler.

Birçok ana parti söylemleri aynı tumturaklı sözlerle demokrasiye, özgürlüğe, adalete, iyi yönetime ve hukukun üstünlüğüne bağlı olduğunu gösteriyor, fakat geçtiğimiz yılın sonundan bu yana devrimi başlatan Tunusluların taleplerini karşılayacak somut herhangi bir öneri sunmuyorlar.

Bu temel partiler eski rejimin kalıntıları ve şuanki hükümet ile mücadele etmiyorlar. Baskı sürüyor, halen bazı siyasi partiler yasak (İşçiler Ligi gibi). Emperyalist batının ekonomik ve siyasi desteğini talep ederken, şimdiki hükümet eski diktatör Bin Ali'nin borçlarını uluslararası kredicilere ödeyerek yasadışı bir iş yapıyor. Bu hükümet ayrıca 3. Arap Blogcuları buluşmasına davetli 12 kişiden 11'inin vize talebini reddetti.

Kurucu Meclis'teki birçok parti, devrimin sosyal ve demokratik taraflarını gözardı ediyor. Tunus halkının kendi demokratik ve sosyal haklarını kazanmaları ve antiemperyalist bir Tunus için süregelen devrimlerini devam ettirmeye ihtiyaçları var.

*Joseph Daher'in www.counterfire.org sitesindeki 26 Ekim'de yayınlanan yazısını Süleyman Tatar Etha için çevirdi.


Haber Ara