Dolar

32,3331

Euro

35,1182

Altın

2.302,25

Bist

9.079,97

Reform yanlısı Arap aydınları İstanbul'da buluştu

Devrimci hareketlere destek veren birçok Arap aydın ve lider İstanbul’da düzenlenen çalıştayda buluştu. Ortak görüşleri: Bölgeyi istikrarsızlaştıran ve yavaşlatan rejimlerin kendini yenilemesi...

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-10-09 17:27:19

Reform yanlısı Arap aydınları İstanbul'da buluştu
Türkiye’nin uluslararası kamuoyunda etkinliğini arttırmayı hedefleyen T.C. Başbakanlık Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü Avrupa, ABD, Arap dünyası ve Türkiye’den 50’yi aşkın katılımcıyı iki gün süren toplantıda İstanbul’da buluşturdu. “Arap Baharı” olarak adlandırılan hareketlerin dünü, bugünü ve yarını masaya yatırıldı.

Tunus ve Mısır’da on yıllardır iktidarda olan liderlerin devrilmesi sonucu iki ülke, şimdi yeni bir düzen ve rejim kurma arayışında. Diktatörlüğü bırakıp demokratik kültüre geçmek yıllar alacak bir süreç olacak. Devrime destek veren bazı Arap liderler bunun kolay olmadığının farkında.

Ortak görüş, tüm Arap coğrafyasında reformların artık kaçınılmaz olduğu. Farklı görüşler ise; yeniden yapılanacak rejimlerin nasıl şekillenmesi gerektiği. Liberal, laik bir düzene yakın rejimi savunanlar da var, “Müslüman” kimliğinin altının çizilmesi gerektiğini savunanlar da. Eğilim her ne yönde olursa olsun, Mısırlı gazeteci Hüveydi’nin dediği gibi “Asıl cihat şimdi başlıyor”

John L. Esposito / Georgetown Üniversitesi ACMCU Kurucu Direktörü

Toplumları tekrar inşa etmek için yeni bir model, demokrasi gerekiyor; bireysel erklerin elinden halkların eline geçecek bir yönetim şekli. Ancak bu şekilde halklar kendi kaderini tayin etme hakkına sahip olabilecek. Yeni gelecek olan yönetimlerin halkı dikta etmek değil de halka destek olmak zihniyeti ile hareket etmesi gerek. Daha demokratik olmak için karşılıklı anlayış, çıkar paylaşımı içeren bir ilişki gerekli. Gidilecek yol, sadece geçmişi konuşarak değil, ortak paydalar da vurgulanarak konuşulmalı.

Abdülmunim Ebu l-Fütuh / Mısır Cumhurbaşkanı Adayı

Tunus ve Mısır Devrimleri Arap halklarının gerçekleştirdiği devrimlerdir. Fakat bununla beraber biliyoruz ki bu devrimlere karşı olan bir takım gruplar da var. Batı sömürgeciliğinde de biz, bu benzer düşmanlığı gördük. Devrimin etrafından dolaşarak bundan yararlanmak isteyenler, başarısızlığa çıkarmak isteyenler var. Bu karşıt görüşlerin susması için de biliyoruz ki bizim insani haklarımızı tamamıyla elde etmemiz gerekiyor.

Arap dünyasında koltukta olan liderlere buradan sesleniyorum: Eğer ülkenizde devrim başlamadıysa, reformlara derhal başlayın! Siyasi ve iktidari refom yapmayanlar bölgede istikrarsızlığa neden olmaktadırlar. Unutmasınlar ki, halklar hala meydanları doldurmaya yeter.

Batı’ya mesajımsa şu: Asil değerler taşıyanlar Batı ile Arap değerleri birbirine yakın ama Batı’da insan haklarını diline dolayanlar, söz konusu Arap insanları olduğunda farklı davranmaktadırlar. Bize düşman olanların savaş açmasına müsaade etmeyeceğiz. Mısır herhangi bir ülkenin ya da zümrenin elinde olmayacak. Ekonomik zorluklar olsa da çöküş yaşamayacağız. İslamiyeti korkulacak bir şey olarak gösterenler olduğunu da biliyoruz. Ülkemize hizmet için İslami değerlerin sloganlarını harekete geçirmemiz gerekiyor. Bu zamana kadar evet, güçlü sloganlar atıldı fakat hareket yönü zayıftı. Kuran-ı Kerim’de “söylediklerinizle yaptıklarınızın uyuşmaması büyük suçtur” denilir. Bazı sloganların arkasına gizlenmeyin, dini söylemlerinizi gözden geçirin ve sahip çıkın. Bizde laiklik dinle savaş anlamına gelir; bütün Mısırlılar dinle iç içe yaşar.

Mısır’da seçimi başarısızlığa götürmek isteyenler var. Geçiş sürecinde ekonomik ve ulusal tehlikelerin olduğunun da farkındayız. Mısır’da etnik tehlikenin istihbarat çalışmalarının sonucunda olduğunu düşünüyorum. Bir parlamentonun olması sadece, demokrasinin olduğu anlamına gelmez ama önemli bir parçası. Bizler Arap Devrimi’nin bir parçası olduğumuzu biliyoruz. İnşallah bunun devamını da yerine getireceğiz.

Raşid Gannuşi / Tunuslu Lider

Arap ülkeleri belirli bir geçiş döneminde, bundan sonra eskiye dönüş yok. Bu devrimleri boşa çıkarmaya niyetimiz yok. Ümit ve temennilerle bir yere ulaşılamayacağını biliyoruz. Gönül isterdi ki bundan önceki hükümetler halklarına kulak versin, ama yapmadılar. Yemen ve Suriye liderleri! Lütfen halklarınızın taleplerine kulak verin, ciddiyetle üzerinde durun. Hergün kan dökülmesi çözüm değildir. Halkların şehit olmak için gerekirse birbiri ile yarıştığını unutmayın. “Tunus ve Mısır gibi bir ülke değilim” diye düşünmeyin. Arap halklarında temel sorunlar aynıdır. Rüzgar ne tarafa doğru estiğini iyi tespit etmek lazım. Islah, yenilik ve reform yapmalısınız; bu artık kaçınılmaz.

Bu devrimleri siyasi partiler değil, halklar yönetiyor. Tek bir sembolleşmiş isim ya da zümre yok bu harekette. Bu vatandaşlar İslami harekete üye olsun olmasın omuz omuzalar. Tek talepleri insana insan gibi davranılması.

Malezya, Türkiye’de ve son olarak Filistin’de görüyoruz ki İslamiyetle uygarlık hiçbir zaman çatışmaz. İslamiyet hiçbir partiye sığdırılacak bir din değildir, partiler üstüdür; asla siyasi veya kişisel amaçlara alet edilmemelidir.

Gelec eğimizi tayin etmek istiyorsak, bu geçici dönemde çok çalışmamız gerekiyor. Bundan sonra halk devrimlerin güvenlik sibobudur. Her yönetime gelebilecek olan lider bir sınavdan geçeceğini unutmasın, yeni liderler sorgulanabilir liderler olacaklar. “Elele çalışalım, bana yardım edin” diyecekler… “Allah’ın temsilcisiyim, sizi yöneteceğim” diye bir söz yok artık.

Laiklik sistemini benimsemek dinsizlik anlamına gelmez. Önemli olan hükümetin her vatandaşına aynı şekilde davranmasıdır. İslamiyet eşitlik dinidir. 23 Ekim’de Tunus halkı eşitlik sınavından geçecek. Vatandaşlar bundan sonra taleplerinden vazgeçmeyecek. Tunusluların önünde baskı diye bir alternatif olmayacak.

Fehmi Hüveydi / Mısırlı Gazeteci

Batı’nın Ortadoğu’ya ilgisinin başlıca nedeni yeraltı zenginlikleri; ikinci neden ise İsrail Devleti’nin varlığı. Onların ilgisi böyleyken, bizim “halkımıza ne verdik” diye sormamız gerekiyor. Uzun yıllar hep baskı, sömürü ve işgal gördüler. İradeleri ellerinden alındı. Bu yaşadığımız devrimler aslında birer küçük cihattır, büyük cihat ise şimdi atılacak adımlardır.

Öte yandan Batı, şimşekleri üzerine çekmeden yeni planlarını hazırlıyor. Örneğin, Yemen Cumhurbaşkanı’na komplo düzenlendi… Örneğin Refah Sınır Kapısı neden önce açıldı ve sonradan kapatıldı? Batı ülkeleri Mısır ve Tunus’da sahada ve fırsat kolluyorlar.Bu yüzden devrimcilerden beklenen en önemli husus memleketlerinin çıkarlarını gözetmeleri.

Maddi imkanlarımızı dikkatli kullanmalıyız. Mısır’da dövize kapılarımız kapandı, Arap sermayesi kapısı da kapatıldı. Dışarıdan 17 milyar dolarlık yardım alacağımız söylendi ama bunun ancak 500 milyon doları verildi. Bunun nedeni açık; Mısır’a ekonomik yönden diz çöktürmek istiyorlar ki kararları denetim altında almaları kolay olsun. Farkındayız, demokratikleşme bir günde olacak iş değil; biz henüz sıfır noktasındayız, çalışmalıyız. Bu uygulamada yeniyiz, acemiyiz,kültürümüzün gelişmesi gerekiyor. Ben de biliyorum, devrim hareketlerini daha beşikteyken boğmak isteyenler var. Tek korkuları Arap dünyasının yer altı zenginliklerini ellerinden kaçırmaları. Bunu önlemek için de etnik ve dini ayrılıklarla toplumun birliğini bozmak istiyorlar.

Niçin laiklikle liberallik arasında seçim yapmak zorunda bırakılıyor insanlar? Müslüman adını taşıyarak kurulan partilerin neden başarılı olması insanları korkutuyor? Bunları değerlendirmek lazım. Ben de sonsuz iyimser değilim, zamana ihtiyacımız olduğunu biliyorum. Arap vatandaşlarımız heyecanlarını iyi değerlendirmeleri lazım.

İbrahim Kalın / TC Başbakanlık Kamu Diplomasi Koordinatörü

Bundan sonra Arap halkları için yeni bir sayfa açıldı. Tahrir Meydanı artık bir sembol ve bu kutlanmalı. Geleceği değerlendirirken kültürel, kurumsal ve ekonomik reformlara yönelmemiz gerekiyor. Esinlenmek için aslında Batı’ya ihtiyaç yok, Müslüman Arap toplumlarının içinde bu enerji zaten var. İlk olarak demokratikleşmeye önem verilmesi gerekiyor. Bunun içinde önünüzde bir süreç var. Örneğin Mısır’da seçimler 3 ay sürüyor. Tunus’ta seçime giden adayların dış basına konuşması yasak… Bu ve bunun gibi aksaklıkların giderilmesi bir süreç alacaktır. İkinci olarak ekonomik performansın arttırılması gerekiyor, özellikle de Mısır’da. Orta sınıf halkın gelişmesi önemli. İyi yönetim ve ekonomik yapılanma, işsizlik sorununa bir ajanda gerekiyor. Üçüncü olarak da politik meselelerin halledilmesi gerekiyor tabi ki. Bölgesel ve global dinamikler gözden geçirilmeli. Açıkcası ben bölgenin geleceği için çok olumlu düşünüyorum. ntvmsnbc

Haber Ara