Dolar

32,3761

Euro

35,0104

Altın

2.326,91

Bist

9.079,97

Dağlara giderdi, Dağ Gibi Adam

Hala izleyemediğim düğün konuşmanı, özlem ile andığım koçum, aslanım deyişini satırlar arasına sığdıramadım. Şahadetin Mübarek Ola. Şahadetin Nesillere ve Çağlara…

14 Yıl Önce Güncellendi

2011-05-17 12:26:42

Dağlara giderdi, Dağ Gibi Adam



Reşat Besar* / TİMETURK

Hayatin en zor şeyidir elinize kalemi alıp üzerinizde emeği olan ağabeyinizi satırlar içinde ifade etmeye çalışmak, diğer adıyla vefayı kaleme alabilmek, bir yürek adamını yazıyla ifade etmek gerçekten çok zor. İzmir’e ilk geldiğim günleri anımsıyorum. Bahattin Ağabey, Hayatini iyilik üzere tahsis etmiş, herkes için bir şeyler yapabilme gayreti, olayların hep arkasında kalan bir lider, her yapılan faaliyette, her çalışmada emeği vardı. Resmi ziyaretleri sevmeyen fakat hayır gördüğü her platformda severek yer alarak hizmet etmekten gocunmayan bir lider görüyordum. İzmir’e Rahmetin kuşattığı engin bu yürek sığmıyordu. Ev sohbetlerinde yanınızdan ayrılmayan, her hangi sıkıntıya düştüğünüzde babanıza söylemeye çekindiğiniz zamanlarda hiç çekinmeden arayabildiğiniz bir ağabeyimiz. Pazar sabahları ebeveynler tatil uykusunda iken arabasıyla evlerinden topladığı çocuklarla birlikte dağa yürüyen dağ gibi adamdı. Bir şeyler anlatabilme arzusu dağlara yürürken dağlardan büyük olurdu. Bir anda kendinizi zirvede bulur, yolun nasıl geçtiğinizi ve nasıl zirveye çıktığınızı bile fark etmezsiniz. Ağabey eliyle zirveye yürüyenler asla emeğini hiçe saymaz ellerini ayaklarının altına destek yapmaktan çekinmeyen ağabeydi. Zirvelerde gözü olmayan zirveye yürüyenleri de destekleyen, kısaca hayır üzere olan her yerde emeği ve katkısı olan bir ağabey. Bir programa davet edilmesi demek, nerede olduğu değil, aradaki zaman aralığında yetişip yetişemeyeceği daha önemliydi. Her köşe başında selam vereceği insanlar bulunan ender şahsiyetlerdendi. Nereye gideceğiniz söylemeniz size uğrayabileceğiniz bir liste sunması için yeterliydi. Bunun için neresi olacağı mühim değil yeryüzünde olması yeterliydi. Bir gün ansızın Keşmir’de görebilir, sonraki günlerde Afrika’nın çatlamış dudaklarına su taşırken görebilirsiniz ya da savaş yorgunu Afganistan’da yetimlere uzanan şefkat elini, savaş gazisine uzanan merhamet elini görürdünüz. Sayfalar dolusu yazılabilir, karalamalar, çizimler yapılabilir, hayatına dair söyleyeceğimiz o kadar çok şey var ki. Basta dedik ya vefayı kaleme almaya gücümüz yetmez ki, Kelimelerin kifayetsiz kalacağını bilerek, yapabileceğim elime aldığım kalem ile hayatıma katkılarını sığdıramadığım ağabeyim hakkında bir şeyler karalamaya çalışmak. Allah şahadeti yoldan geçene değil, ismini taşlara yazanlara, yüreği yettiğince emek sarf edenlere nasip ediyor. Eğer bir gece uzak mesafeden gelip önce eve değil, dosta gidebiliyorsanız yolunu gözetleyin şahadetin! Allah lütfetti! Son kez ağabeyime şefkati ile sarılmayı nasip etti. Afganistan’a yetimleri kucaklamaya gideceği günü birlikte geçirdik. Çok sevdiği dostlarından Kırımlı Murat ağabeyin balık restoranına giderken Metin Yükseli’in şahadete eriştiği avluda Adem Özköse ve Adil Tuna ile uzun uzun sohbet ettik. Avludan geçen tanıdıklar halkaya katılıyordu. Sohbet halkası kucaklaşmalar ile son buldu. Murat Abi’nin Balık Restoranına ulaşınca farklı bir grup ile farklı mecralardan konuşmaya başladık. Gelen geçen eksik olmuyor, her gelen bir şeyler yiyerek veya tatlı sohbetten bir şeyler kaparak yol alıyordu. Afganistan’a yol alacak uçak saati yaklaşıyordu. Bahattin ağabey son kalanlar ile kucaklaştıktan sonra elimiz boş gitmeyelim diyerek lokum, çikolata v.b hediyeler almak üzere yol üstündeki Koska bayisinde Faruk Aktaş ağabeyinde bize katılmasıyla gidecekleri Yetimhanelerde kalanları sevindirmek için hediyeler aldık. Havaalanına hareket etmek üzere Fatih Akıncılar Derneği önünde Mehmet ağabey ve arkadaşları yol etmek üzere oradaydılar. Mehmet Şahin Abi, Faruk abiye, “Bahattin ağabeyimizi sana emanet ediyoruz dikkat edesin sağ salim geri isteriz.” diyordu. Faruk ağabey ise, heyecan içinde “Ben uzun yıllardır Bahattin ağabey ile yolculuk yapma isteği içindeydim Allah’a şükür nasıp oldu” dedi.

Faruk ağabey, “Bahattin ağabey çıkmalıyız yoksa geç kalacağız. Afgan havayolları biraz geç kalınca sıkıntı yapabilir” diyordu. Yolda çok sessiz ve sakin bir hava vardı. Sanki ayrılığın, bir geri dönmeyecek gidişin habercisi gibi yol alıyorduk. Havaalanına girdiğimiz de, dış hatlar terminalinin giriş kapısında, Bahattin ağabeyi ve Faruk ağabeyi kucaklaşarak, helalleşerek, Hayır üzere ulaşmalarını dileyerek yol ettim. Havaalanından eve yol alırken, Aksaray’a yaklaştığımı fark ederek “Artık uçmaya hazırlık yapıyorlardır” diye düşünürken. Telefon çalınca yavaşladım. Telefonumun ekranında “Bahattin Yıldız” yazıyordu. Sanırım son olarak konuşacağız, “Biz uçağa doğru gidiyoruz” diyecek olarak algılamıştım. Fakat telefonu açtığımda öyle olmadığını Bahattin Ağabeyin: Resad Koçum biz uçağa binemiyoruz. “Afgan havayolu bizi geç gelince yedeğe bırakmış, biletlerimiz satılmış, bizi gelip alır mısın” diyordu. – “Tabi ağabey hemen geri geliyorum” diyerek ilk müsait yerden geri döndüm. Havaalanına yaklaşmıştım ki, yine telefon ekranında Bahattin ağabeyi gördüm. Telefonun diğer tarafındaki ses “Resad koçum, biz birilerini araya sokarak biletlerimiz onaylattık birazdan uçuyoruz” dedi. “Resad hakkının helal et.” Görüşmek üzere diyerek, Afganistan’a yol ettim ağabeyimi. Hindikuş dağlarında taşlara değerek Ruhunu Rabbine teslim etti. Hâlbuki yıllar önce aynı taşlara ismini kazımıştı. Yıllar sonra şahadet bir buluşmadır dercesine kucaklaştı Hindikuş’un çetin taşlarıyla,

Şimdilerde Endonezya’dayım, biliyorum ki, Hindikuş Dağlarında şahadet kucaklamasaydı bir yolunu bulur, Aceh İstanbul Yetimhanesine çıkar gelirdin. Bir yetimi kucaklamak uğruna bir vefayı gerçekleştirmek adına gelirdin.
 
Son söz olarak, Değerli Büyüklerim, şimdi bize düşen bu güzel hasletleri mirası paylaşırcasına sahip çıkmak olmalı, Vefayı sınırlar ötesine taşımayı şiar edinen bu güzel insanın mirasını bir ağabeyimiz yüklenmeli, öğrencilerin ceplerinin boş olduğunu hissedecek bir ağabeyimiz, her semtte-ilçede-ilde selamı iletecek bir tanıdığı olan selamı yayacak bir simaya,  Çevre İllerdeki veya Türkiye genelindeki değerli büyüklerin yaptıkları etkinlikleri takip edecek ve katılımı organize edecek bir ağabeye (Afyon’dan Ahmet Neoldum – Muğla ağabeyi Cavit Çağlar – Uşak’takiler – Manisa’dakiler ve diğerleri)

Hala izleyemediğim düğün konuşmanı, özlem ile andığım koçum, aslanım deyişini satırlar arasına sığdıramadım.

Şahadetin Mübarek Ola. Şahadetin Nesillere ve Çağlara…

*IHH Açe Sorumlusu

 

VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara