Dolar

32,6273

Euro

34,7472

Altın

2.502,93

Bist

9.524,59

Pepe Escobar: NATOstan'a hoşgeldiniz!

Brezilyalı gazeteci-Yazar Pepe Escobar'ın geçen hafta Lizbon'da düzenlenen NATO zirvesi öncesi kaleme aldığı önemli yazısını Timeturk.com ziyaretçileri için tercüme ettik;

15 Yıl Önce Güncellendi

2010-11-23 13:30:16

Pepe Escobar: NATOstan'a hoşgeldiniz!
Pepe Escobar* / TİMETURK

Korkun! Hem de çok korkun! Bu Cuma ve Cumartesi Lizbon’ da yapılan toplantıda çok büyük, incitici olmayan bir ses veren kendini Kuzey Amerika’da ve Avrupa’daki demokratik devletlerin askeri ittifakı olarak tanımlayıp geçmişteki soğuk savaşa atıf yaparak kendi nükleer donanımını yapmak işte gerçekte olan bitenin hepsi bu.
Bunun aksine Freudian senaryosu ise şöyle: 27 NATO müttefikinden oluşan Kuzey Atlantik Anlaşması Teşkilatının (NATO) liderliğini yapan Amerika Birleşik Devletler başkanı Barack Obama toplantının şeref konuğuydu, bütün teslimiyet her şeyiyle Avrupa genişletilmiş füze savunmasına (ABD’nin dünyadaki füze kalkanı sistemine bağlı) verilecek ve Avrupa’da yüzlerce Amerikan nükleer bombasını daimi olarak turbo siber savaş ayarlı olarak bulundurulacak (ABD’nin yeni Siber Komutasına göre), bunlar stratejik deniz sahalarında sürpriz deniz kuvvetleri saldırılarında ve boru hatlarının stratejik noktalarını koruyan askeri üstlere maharetlerini gösterecekler.         Kısaca, Lizbon’ deki menü Bernais soslu Pentagon bifteğidir. Hazımsızlık garantidir ve parasız (aşırı değerli Avro’da olduğu gibi).   Daha azın fazlası bizim konumuz değil    Lizbon’da NATO yeni bir “Stratejik Konsept”e karar veriyor -her on yılın niyetlerini hece hece gözden geçirerek. Bu ilk olarak 1999’da başladı- ve neticede 21. yüzyılın ilk yılları için planlarıdır. NATO genel sekreteri Anders Fogh Rasmussen daha etkili yapmaya çalışıyordu (füze ve siber savunması olarak geliştirildi); Kapsamı arttırıldı (global “ortaklar” gibi), ve daha fazla etkinleşti (komuta merkezinden 4000 kişiyi hedefleyen atış gücü).   İşte burada -Çinlilere ait umut şarkısı söylenebilir –(1) “tepeler müzik sesleriyle canlı” havasında NATO’nun kendisin nasıl yıkadığını görebilir. Ve “Stratejik Konseptin” neye benzediği görülecektir.(2)   Rasmussen’in iddiasına ilave olarak, birisi tercümede kaybolan şeyi sonunda bulur: NATO şimdi en sonunda küresel dönüştürücü robot olarak daha fazla Hıristiyanlaştı, New York’un kum sandığına giren zavallı Birleşmiş Milletler gibi.       NATO Batı Avrupa’yı çok zaman önce taşralı, çok küçük olarak terk etmişti. Şu anki durumda Orta ve Doğu Asya’ da Kuzey Doğu Afrika’daki gibi Pentagon’un AFRİCOM’ u bağlantısındadır (sadece beş ülke –Eritre, Libya, Sahrawi Arap Demokratik Devleti, Sudan ve Zimbave Pentagon bağlantılı değildir). Afganistan’daki ölüm sahalarından daha başka yerlerde, NATO hızlı bir şekilde Pentagon’un dördüncü filosu olarak görev yapan, Ortadoğu, Afrika, Asya ve hatta Güney Atlantik’i denetleyen büyük bir “İleri operasyon üssü” oluyor; 2009’da Honduras’da iş gördü, 2010’da Ekvator’da ise bunu yapamadı. Brezilyalılar Pentagon ve NATO’nun Orta ve Doğu Amerika’ da şekil verme çalışmalarının iyice farkındalar ve kesinlikle direnecekler.    Acil uyarı: Amerikalılar şimdiki porno-tarayıcıları/hava alanlarındaki saçma aşağılık federal tiyatroları tarafından narkoz edilmediler ve yoksullaşmadılar, Avrupalıları vuran kriz şuna varmadan edemeyecek “daha etkili, daha uyumlu ve daha verimli” NATO özellikle Orta Asya’da bizim konuştuğumuz bir savaşı kaybediyor.   Gucci Evinde       Her neyse, yakında çılgınca kıtaları kapsayan füze kalkanı oluşumunu, herkesi şu Şeytansı (olmayan) İran Füzelerinden Ibiza’dan İnnsbruck’a ve Münih’den Monte Carlo’ya koruyacağı için çılgınca kutlayabilirler tıpkı Zany gibi şu komik, ancak Pyongyang oyunundan’dan Taepodong-2’de aktif olan yaratıklar. Bunlara Gucci Yıldız Savaşları diyoruz.   Gucci siperi, Dior bomba kapsüllerinden – tıpkı ABD’nin- 200-350 arasında sahip olduğu Belçika, Hollanda, Almanya, İtalya ve Türkiye’deki NATO üslerinde yerleşmiş bekleyen nükleer silahlar gibi (Fransa’nın 300 ve İngiltere’nin sahip olduğu 225 nükleer bombayı da ilave edelim). Can alıcı nokta ise bu “bomba yerleşmiş” beş ülkenin sonuçta ABD bebeklerini kendilerinde konuşlandırıp komedi tarzında Nükleer sınırlandırma Anlaşması- ki İran’ı kurban edilecektir. Daha dipteki durum ise NATO, Avrupa’da 900 nükleer silaha hükmedebilecektir. Bu sanki Real Madrid veya Bayern Münih’in Kuzey Kore gibi üçüncü lig takımıyla karşılaştırılmasına benzer.   Geçen ay ABD temsilcisi Hilary Clinton burnundan kıl aldırmadan üzerine basa basa “NATO nükleer silahlar oldukça nükleer kuvvet olarak kalacaktır” dedi. Rasmussen de buna aynen katılarak, şunları şöyledi; “füze savunma sistemi nükleer caydırıcılık içindir sadece ihtiyat değildir.”   Hiç kimse bütün bu nükleer paranoyadan şikâyetçi olmayacak mı? Gerçekte olmayacak. Rasmussen NATO’nun “üyelerini” yüklenirken haklıdır; hemen herkes ve komşuları (75 devlet, Birleşmiş Milletleri neredeyse % 40 ‘ı), Orta Asya’daki Barış Ortaklarından İstanbul Ortaklık İnisiyatifindeki Ortadoğulu devletlere, Doğu Asya’da / Güney Asya’daki “ilişkili ülkelere”, Afganistan’daki Uluslararası güvenlik dayanışması ülkelerine (Mongolia ve Tongo’yu kapsıyor). En fazla önemi olan NATO ve Rusya konseyine değinmeyelim (Rusya başkanı Dimitri Medvedev aslında NATO toplantılarına katılan ilk liderdir). Söyleme gerek var mı? bütün “ortaklar” Lizbon’a gittiler.   Türkiye saldırır, Kime?    Konu Batı Avrupa ülkelerini Sovyet Rusya’dan korumak ise, Lizbon toplantısından NATO’nun Orta Asya ve Afganistan’da nasıl bir cehennem yürüttüğünü ortaya koymasını beklemek anlamsızdır (Sınırsız savaş seyahati, Asia Times Online, Kasım 18, 2010 makalesine bakınız). Tom ve Jerry çizgi filmindeki ülkede NATO’nun kırmızı ordudan daha çok yamalı bohçalı Taliban’dan daha fazla ürkmesini örnek göstermek daha faydalı olacaktır.   Yine de meseleler tamamen sonu gelmeyecek şekilde. Sadece ABD Robert Gates ve General David Petraeus değil Afganistan’daki askeri koalisyon komutanı da sonsuz savaş için lobi yapıyor. İngiliz Savunma başkanı General Sir David Richards özgürlük gezisi konuşmasında Daily Mail gazetesine “Afgan silahlı kuvvetlerine ülkelerini Taliban milislerine karşı savunmalarına yardım için 30-40 yıllık bir görev planına ihtiyaç var” diye konuştu.   Afganistan halen bir sınırsız bataklık olarak iştah açıcı bir çerezdir. NATO dünya kamuoyunda istediği bir yeri cehenneme çevirmeye yetkili - buraları Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyini atlayarak, genişleyip ya da böyle yapmadan, toz duman içinde, illegal olarak görünen, Kosova’ da uyuşturucu mafyası olandır, NATO şeytanı unvanı tesadüfen verilmemiştir.     Tatmin edici bir tartışma her yerde yapılabilir; şöyle ki Pentagon / NATO Balkanlar’dan Afganistan’a, Irak’a her yere karıştı bu kargaşa Gotterdammerung limitine dayandı. Kim bunu önemsiyor? Pentagon Avrupa’nın en büyük üstlerinden olan Camp Bond Steel’i Kosova’ya yerleştirdi ve en kıymetli altın kubbeli(!) üslerini Afganistan ve Irak’a yerleştirdi.      Pentagon/NATO’un “Yağmacıları” yenidünyanın tehditkâr cesurları şüphesiz Rusya, Çin, İran, Kuzey Kore ve Myanmar’dır. Hiç birisi kolayca sinmeyecek. Rusya’nın liderliği Pentagon/NATO’un Rusya’nın sınırları boyunca füze savunma üsleriyle engellemesine rağmen çok kurnazca, insafsızca belirlendi.   NATO Rusya ile “ortaklığa” hoş geldin diyor. Fakat şimdi zorlama yapabilecek ya da yapamayacak yeni bir eleman var – Rusya bu füze savunma topuyla oynayacaktır (uygulanacak bütün kararların yapılmasından sonra). Şimdi Türkiye’yi ateş edenlerden sayalım.     Pentagon/NATO şu olmayan İran Nükleer silahlarından “Avrupa’yı koruma” şeytanlığı Doğu Avrupa ülkelerinin - Polonya, Çek Cumhuriyeti, Bulgaristan, Romanya -şüphesini çekecek mi? Türkiye ise daha fazla karışık bir durumdur.       Türk basının söylediklerine göre Ankara füze savunma sistemi sadece NATO ve Amerika’nın değil, 27 NATO ülkesinin yönetiminde olursa kabul edecekmiş; ve de NATO kendisini soğuk savaşta Sovyetler Birliğine karşında istemeyeceği uç sınır pozisyonuna sokmazsa.   Fakat bu denklemin üçüncüsünü Pentagon hedefledi- özellikle şimdi Ankara’nın ekseni- Tahran–Şam gerçekliğine göredir, Ankara ve Moskova arasındaki anlaşmaya odaklı değildir. Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu durumu net olarak açıkladı “Soğuk savaş bölgesini ne de psikolojisini istemiyoruz.”     Fakat soğuk savaş işlevi budur, Türkiye onların oyunlarının bir pençesi olma riskine doğru gidiyor. NATO’nun yeni stratejik yapısından istifade için, eninde sonunda ABD’nin küresel füze savunma kubbesine girmek- küresel siber savaş çubuğunu tamamlamak- Avrupa’nın kalbini çevrelemek ve Rusya, İran ve Çin kim olursa ayırmak. Savaş barıştır. Zevk kubbesine hoş geldiniz. NATOstan hoş geldiniz.    Notlar:
(1) Buraya Tıkla here.
(2) Buraya Tıkla here.


*Pepe Escobar: Gazeteci-Yazar. Globalistan: Küresel dünya nasıl Bozucu sıvı savaşa gidiyor  (NimbleKitapları, 2007)ve Kırmızı Bölge sıkıntıları: :Bağdat kargaşasından bir görünüm. Yenikitabı ,s Obamadoes Globalistan (Nimble Kitapları, 2009). kitaplarının yazarı.

Bu makale Ömer Bilal Karakaya tarafından timeturk.com için tercüme edilmiştir.

Haber Ara