Dolar

32,5697

Euro

34,9611

Altın

2.425,09

Bist

9.722,09

Din görevlileri, aile içi şiddetle mücadele edecek

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ile yürütülecek proje kapsamında, din görevlileri de toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadına yönelik şiddetle mücadele edecek.

16 Yıl Önce Güncellendi

2009-07-08 10:32:00

Din görevlileri, aile içi şiddetle mücadele edecek

Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ile yürüttüğü 4. Ülke Programı çerçevesinde ''Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü ve Uygulanacak Prosedürler Eğitimi Projesi'' düzenleyecek.

AA muhabirinin edindiği bilgiye göre, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Türkiye'de Kadının Durumu 2009 Raporu'nu hazırladı.

Raporda, eğitim, sağlık, siyaset ve istihdam alanlarında kadının durumu gibi bilgilerin yanı sıra kadının statüsünün geliştirilmesi için yapılması gereken çalışmalara da yer verildi.

Raporda, kadınların eğitim düzeyi arttıkça, iş gücüne katılım olanaklarının arttığı, ancak halen eğitimin her kademesinde kadınlar için bir eşitsizlik söz konusu olduğu belirtildi.

Kadın emeğine vasıf kazandırabilmek için örgün eğitim yanında bilgi ve beceri geliştirmeye yönelik yaygın eğitime ihtiyaç bulunduğuna dikkat çekilen raporda, kadınların çalışma yaşamına girmesi veya girdikten sonra işte devamları konusunda yasalarda cinsiyete dayalı ayrımcılık söz konusu olmadığı, ancak belli iş ve mesleklerin kadınlara uygun işler olarak toplumsal kabul görmemesi, görev dağılımında adil davranılmaması, ekonomik kriz dönemlerinden önce kadınların işten çıkarılması, özellikle kayıt dışı sektörde ücretlerin düşük tutulması gibi bazı ayrımcılık örneklerinin bulunduğu ifade edildi. Raporda, kadınların istihdam alanında yaşadıkları diğer sorunlar da şöyle sıralandı:

''-Tarım sektöründeki kadınların, çoğunlukla ücretsiz aile işçisi konumunda olmaları nedeniyle gelir elde etmemeleri, gelir azlığı nedenleriyle, yasal bir engel olmamasına rağmen sosyal güvenlik kapsamına büyük ölçüde girememektedirler.

-Ev kadınlarına isteğe bağlı sigortalılık olanağı sağlayan uygulama primlerin yüksekliği, prim ödemede eşe bağımlı olma ve yeterli bilgi sahibi olmama gibi nedenlerle sınırlı kalmaktadır.

-Çalışma yaşamına girebilen kadınların çalışma yaşamlarını kısa bir dönemde bitirmesi veya kariyerde yükselme doğrultusunda tüm potansiyelini ortaya koyamamasının temel nedeni, ev ve iş yaşamını uzlaştırma konusunda yaşadıkları sorunlardır. Kadın aile yaşamında çocuk, yaşlı ve hasta bakımı gibi yükümlülükleri kocası ile veya devletle paylaşmak durumundadır. Ancak ülkemizde kreş gündüz bakımevi gibi sosyal destek kurumları tüm çabalara karşın yeterli sayıya ulaşamamıştır.''

-SİYASETTE KADIN-

Türkiye'de Kadının Durumu 2009 Raporu'nda, kadın siyasal katılımının günümüzde hala erkeklerle eşit düzeye gelemediğine işaret edilerek, özellikle seçilme hakkından yararlanma ve siyasal karar mekanizmalarında yer alma konusunda cinsler arası eşitsizliğin çok belirgin bir biçimde varlığını sürdürdüğü ve kadınlar erkeklerin çok gerisinde kaldığı belirtildi.

Kadınların siyasal karar mekanizmalarında eksik temsilinin, demokrasinin anlamına uygun bir biçimde çalışmasına imkan bırakmadığı gibi yönetime katılma konusunda da cinsler arası eşitsizlik sorununu gündeme getirdiği ifade edilen raporda, ''Kadınların karar alma süreçlerine eşit katılımı sadece adalet ve demokrasi talebi olmakla kalmayıp aynı zamanda kadının statüsünün geliştirilmesinin de gerekli bir koşuludur. Kadının her düzeyde yönetime faal katılımı sağlanmadan ve karar almanın bütün düzeylerine eşitlikçi toplumsal cinsiyet ana yaklaşımı yerleştirilmeden kalkınma ve çağdaşlık hedeflerine ulaşılamayacaktır'' denildi.

-2009 YEREL SEÇİMLERİNDE KADIN-

29 Mart 2009 yerel seçimlerinde, Türkiye genelinde 81'i il olmak üzere 2 bin 946 ilçe ve belde belediyesinde yerel yönetici adaylarının yarıştığı hatırlatılan raporda, 19 Siyasi partinin katıldığı seçimlerinde, 44 kadının il belediye başkanlıklarına, 321 kadın da ilçe ve belde belediye başkanlıklarına aday gösterildiği ve seçim sonuçlarına göre sadece 2 kadının il belediye başkanı olduğu belirtildi.

Kadınların bürokrasi içerisinde üst düzey karar verici konumlarda yer alma oranlarının da düşük olduğu kaydedilen raporda, ancak bu tür görevlere gelen kadınların çok başarılı oldukları vurgulandı.

Türkiye'de kamu kurum ve kuruluşlarında üst düzey yöneticiliklerde, kurul, komisyon ve komitelerde de kadınların temsil düzeyinin düşük olduğuna dikkati çekilen raporda, ancak, Türkiye'de uzmanlık gerektiren mesleklerde kadın oranlarının oldukça yüksek düzeyde olduğu ifade edildi.

-''ŞİDDET, KAYNAKLARI KIT OLAN TOPLUMLARDA DAHA BELİRGİN''-

Kadına yönelik şiddetin tüm dünyada halen en önemli sorun alanı olarak görüldüğü belirtilen raporda, şiddetin özellikle ekonomik açıdan kaynakları kıt olan toplumlarda daha belirgin olarak görüldüğü vurgulandı.

Şiddetin ne biçimde olursa olsun kadınların hayatına korku ve güvensizliği soktuğu, temel hak ve özgürlüklerini kullanmalarını engellediğine dikkati çekilen raporda, şunlar kaydedildi:

''Özellikle aile içi şiddet, yaygınlığı tam olarak bilinemeyen, aile mahremiyetinin bir unsuru olarak görülerek gizlenen, bu sebeple de mücadele edilmesi ve önlenmesi güç bir olgu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Her kadın, kadın olması sebebiyle şiddete uğrama açısından özel risk grubundadır. Kadına yönelik şiddet dünyanın her yerinde yaygın, büyük ölçüde meşru, renk, sosyo-ekonomik statü, ırk, din gibi faktörlerden bağımsız olarak mevcuttur. Ancak, kız çocuklar, engelli kadın ve kız çocuklar, mülteci, göçmen kadınlar ve kız çocuklar, seks ticaretine zorlanan kadınlar ve kız çocuklar ve yaşlı kadınlar, kadına yönelik şiddet açısından daha yüksek risk altında bulunan ve özel olarak korunması gereken kadınlardır.''

Raporda, Türkiye'de de kadına yönelik şiddetin, tüm dünyada olduğu gibi hala en önemli sorun alanlarından biri olduğu ifade edildi.

-DİN GÖREVLİLERİNE TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ EĞİTİMİ-

Türkiye'de Kadının Durumu 2009 Raporu'nda toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda Emniyet Genel Müdürlüğü, Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı personeline eğitimler verildiği hatırlatıldı. Raporda, ayrıca önümüzdeki dönem içinde yapılması planlanan eğitim seminerlerine de yer verildi.

Buna göre, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü ile Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu'nun birlikte yürüttüğü 4. Ülke Programı çerçevesinde ''Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesinde Din Görevlilerinin Rolü ve Uygulanacak Prosedürler Eğitimi Projesi'' adı altında Diyanet İşleri Başkanlığı personeline yönelik eğitim seminerleri gerçekleştirilecek.

Başta Ankara Aile İrşat ve Rehberlik Bürosu Görevlileri olmak üzere Ankara ilindeki bütün din görevlilerine, ''toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını engelleyen geleneksel kabuller, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddet, şiddet mağdurlarına yaklaşım tarzı, şiddetle ilgili yasal mevzuat ve genelgeler'' konularında eğitim verilmesi planlanıyor.

Eğitici eğitimlerinde kullanılacak materyallerin hazırlık çalışmalarının devam ettiği projede, ilk pilot eğitim Ankara'da yapılacak. Eğitici eğitimlerinin tamamlanmasının ardından eğitici din görevlileri diğer din görevlilerine eğitimler verecek.

aa

Haber Ara