Dolar

32,5743

Euro

35,0169

Altın

2.428,43

Bist

9.722,09

Ergenekon?daki Sabetaycı profesörler

'Kemal Gürüz, Kemal Alemdaroğlu ve Yalçın Küçük, Ergenekondan sorgulanıyorlar.. Üçünün asıl ortak noktaları ise Sebataycı olmaları..'

17 Yıl Önce Güncellendi

2009-01-09 18:06:00

Ergenekon?daki Sabetaycı profesörler
Mustafa Yürekli'nin yazısı...
 
İki profesör, Ergenekon soruşturması gerekçesiyle gözaltında: Kemal Gürüz ve Yalçın Küçük. Daha önce de Kemal Alemdaroğlu göz altına alınmıştı..
 
Murat Yetkin ?Hayatı boyunca muhalif olmuş, aykırı gitmiş sosyalist aydın Yalçın Küçük ile hayatı boyunca düzenin simgesi olmuş sağcı aydın Kemal Gürüz?ü herhalde anca Ergenekon soruşturması biraraya getirebilirdi.? demiş Radikal?deki (08/01/2009) köşesinde. Yetkin, Gürüz ile Küçük?ün Ergenekon fotoğrafında birlikte görünmelerini yadırgamış görünüyor. Sağcı ve solcu aydınlar nasıl bir araya gelir diye sormuş ya, zihnimde beliren cevabı siz okuyucularımla paylaşayım istiyorum?
 
Kemal Gürüz, Kemal Alemdaroğlu ve Yalçın Küçük, Ergenekondan sorgulanıyorlar.. Üçünün asıl ortak noktaları ise Sebataycı olmaları.. Kemal Gürüz?ün yıldızını Sebaycılığı parlattı: Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde henüz bir doçentken, sonradan lağvedilen özel bir kanunla, YÖK tarafından hem profesörlüğe, hem de Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanlığına getirildi. Altı ay sonra da 35 yaşlarındayken, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü yapıldı.
 
1987'de Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü boşalınca, İhsan Doğramacı'nın başkanlığındaki YÖK tarafından Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğü için ilk sırada teklif edildi.. Fakat o devrin Cumhurbaşkanı Kenan Evren, kendisini çok genç ve tecrübesiz bularak, Hacettepe Üniversitesi Rektörlüğüne tayin etmedi.
 
1990-92 yıllarında Tübitak Başkanlığı döneminde bağlı olduğu bakan Erdal İnönü?ye kafa tutabilecek kadar güçlüydü, ama İnönü?ye diş geçiremedi, istifa etti. 1991-95 yıllarında YÖK Genel Kurulu Üyesiydi ve Cumhurbaşkanlığı döneminde 6 Aralık 1995?te Mason Süleyman Demirel tarafından YÖK Başkanı seçildi ve 5 Kasım 2003?e kadar, tam sekiz yıl bu görevde kaldı..
 
YÖK Başkanlığı süresi içinde devamlı tartışılan isim olan Kemal Gürüz uygulamalarıyla ülke gündeminde hiç düşmedi. ÖSSde yaşanan tercih karmaşası sırasında takındığı despot tavrı ile gündeme oturdu. Üniversitelere, despotik bir yönetim getirdi. Öğretim üyelerine ve öğrencilere yaptığı baskılarla, üniversiteleri lise haline getirdi.
 
Kemal Gürüz, ABD ve İsrail?de projesi yapılan 28 Şubat?ın aktörlerinden biriydi..
YÖK Başkanı Kemal Gürüz, İsrail'de stratejik araştırmaları ile tanınan, İsrail'in derin politikalarının belirlenmesinde önemli rol oynayan Tel Aviv Üniversitesi Moşe Dayan Enstitüsü'nün Mütevelli Heyeti Üyesi?dir. 1999 yılında Moşe Dayan Enstitüsü ile Sabancı Üniversitesi arasında başlatılan ' Süleyman Demirel Programı ' çerçevesinde yapılan ortak çalışmalarda önemli, aktif rol aldı. Kemal Gürüz?ün Moşe Dayan Enstitüsü ile ilişkileri Süleyman Demirel'in Gürüz'ün görev süresini bir dönem daha uzatmasında etkili olduğu sanılıyor..
 
Sabetaycı Gürüz'ün İsrail ile bağlantısı ne derece derindir? Bunu bilmiyoruz..
 
Kemal Gürüz, İstanbul Üniversitesi eski rektörü Kemal Alemdaroğlu'nu Sebataycı olduğu için yolsuzluk dosyalarını aylarca sümen altı etmesiyle kamuoyunda uzun süre tartışıldı.
Üniversiteye giriş sınav sistemini değiştirerek, milyonlarca öğrencinin ve ailenin hayatını kararttı.
 
Meslek lisesi öğrencilerini mağdur etti. Fen edebiyat fakültesi mezunlarının öğretmenlik hakkını gasp etti.
 
ÖSS soru kitapçığının çalınması olayında gerekli tedbiri almayarak devleti milyarlarca lira zarara soktu.
 
Rektörlere hakaret etti, Tv'de ağlattı. Bazı rektörlere baskı yaptı, istifa etmelerini sağladı.
Disiplin Yönetmeliği'nde değişiklik yaparak, öğretim üyelerine meslekten men ve kamu görevinden çıkarma cezasına kadar varan ağır cezalar verdi. Yeni 1402'likler oluşturdu.
Dekan atamalarında kayırılmalar oldu. Sebataycılar, onun döneminde rektör veya dekan atanarak üniversitelerimizde köşe başlarını tuttular..
 
Üniversitede başörtüsü diye bir problem yokken bunu problem yapmayı başardı. İlahiyatlara bile başörtülü öğrenci girişini yasakladı.
 
Yurtdışındaki bazı üniversitelerin denkliğini iptal ederek 15-20 yıldır öğretmenlik yapanların bile işine son verdirdi. Orta Asya ve bazı İslam ülkelerinin üniversitelerini-bazı ABD üniversiteleri de dahil- tanımadı, öğrencileri mağdur etti.
 
Öğretim elemanı yetiştirmek amacıyla yurtdışına gönderilen 2 bin civarında master ve doktora öğrencisini asılsız iddialara dayanarak geri çağırarak insana yapılan yatırımı engelledi.
Bazı öğretim üyelerini hoşuna gitmediği için başka üniversitelere sürgün etti
 
Kemal Gürüz YÖK'ün başına geldikten sonra bir başkan gibi değil, bir KİT patronu gibi davrandı ve sürekli yanlış yaptı. Yanlışlarının faturasını da başkalarına çıkarttı, sağa sola iftiralarda bulundu.
 
Agresif ve despotik kişiliğiyle, gençlerin tepesinde hep gürzünü salladı.
 
Değerli öğretim üyelerini inim inim inletti.
 
Ülkenin Cumhurbaşkanı'na kafa tuttu, kendisi gibi düşünmeyenleri hain ilan etti.   
Murat Yetkin?i bilmem ama ben Sebataycı rektörlerin, dekanların ve profesörlerin Ergonokon davanıda sorgulanmalarına, hatta yargılanmalarına hiç şaşmıyorum..
 
Türkiye'de gerçek iktidarın/derin devletin 'dönme' ve mason ağırlıklı olduğu biliniyor artık.. Ergenekon duruşmaları tamamlanır, suçlular belli olursa, bir de bu açıdan, derin devletteki dönme ve mason ağırlığı açısından da bakmak gerekir..
Kemal Gürüz, Yalçın Küçük ve Kemal Alemdaroğlu?nun Ergenekon?da sorgulanmalarına şaşıran Murat Yetki?ne şu soruyu, sormadan edemiyorum: ?Gürüz kime güvenerek Cumhurbaşkanına, Başbakana, hükümete, Milli Eğitim Bakanına kafa tutabilmektedir ??
Umarım Murat Yetkin bu sorunun cevabını köşesinide yazar da hep birlikte okuruz?
 Haber 7

Haber Ara