Dolar

32,3707

Euro

34,9944

Altın

2.325,78

Bist

9.087,02

Torunu, Mehmet Akif Ersoy'un Almanya'daki ses kayıtlarını arıyor

İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un torunu Argon:- 'Dedem, Almanya'da Hintli Müslümanlara vaaz vermesi için çağrılmış. Kulağımıza geldi ve müracaat ettik, bu vaazlara ait plakların nerede olduğunu öğrenelim dedik'- 'Bu ses kayıtlarına ulaşılacağına dair bazı kaynaklardan haber alıyoruz. Böyle bir şey olursa millet olarak, ben torunu olarak da çok mutlu olurum'

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-04-25 11:20:48

Torunu, Mehmet Akif Ersoy'un Almanya'daki ses kayıtlarını arıyor
İstiklal şairi Mehmet Akif Ersoy'un torunu Selma Argon, dedesinin Almanya'da yaşarken Hintli Müslümanlara verdiği vaazların ses kayıtlarına ulaşmak istediğini söyledi.

Argon, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dedesinin veterinerlik eğitimi için gittiği Almanya'nın Berlin şehrinde 1915 yılında Hintli Müslümanlara verdiği vaazların kayıtlarının bulunduğunu öğrendiğini belirtti.

Dedesinin Almanya'da Hintli Müslümanlara vaaz vermesi için çağrıldığını ifade eden Argon, "Hintli Müslümanlara, halifelerine karşı savaştıklarını anlatmış. Kulağımıza geldi ve müracaat ettik, bu vaazlara ait plakların nerede olduğunu öğrenelim dedik." diye konuştu.

Girişimleri doğrultusunda, 5 ay önce Türkiye'nin Berlin Konsolosluğundan arandığını ve bu kayıtlara ulaşılamadığının söylendiğini aktaran Argon, şöyle konuştu:

"Çok iyi Osmanlıca, Arapça bilen birilerine ihtiyaç olduğu söylendi. Koca Almanya'da arşivlere girebilecek iyi Almanca, Osmanlıca bilen birileri yok mu? Fakat bu ses kayıtlarına ulaşılacağına dair bazı kaynaklardan haber alıyoruz. Böyle bir şey olursa millet olarak, ben torunu olarak da çok mutlu olurum. Sesini duyarım. Çok ateşli vaazlar verirmiş. Konuşması çok düzgün ve sesi vaaz verirken çok yükselirmiş."

Dedesinin Almanya'daki eğitimi sırasında sürekli ülkesinin sorunlarıyla meşgul olduğunu anlatan Argon, "Dostlarına, 'Biz niçin bu kadar ileriyken bu kadar geri kaldık? Ben artık geri dönmek istiyorum, ezanları özledim. Burada öğrendiğim fenni dönerek bir an önce yurdumda anlatmak istiyorum' dermiş." dedi.

Argon, milli şairin Birinci Meclisten sonra yaşadıkları nedeniyle siyasetten soğuduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

"Birinci Meclis, gazi meclis üyelerimiz hiçbir bireysel isteği olmadan sadece vatan için oradadırlar. Sarıklısı da vardır, okumuşu da vardır. Tek gayeleri vatanın kurtulmasıdır. Artık büyük baskılar başlamıştır. Bilhassa İngilizler tarafından, dini bütün İslam büyüklerini uzaklaştırmak, dini anayasadan çıkarmak için büyük baskı vardır. Yoksa derler, 'Sizin kurduğunuz Cumhuriyete ve reformlara asla müsaade etmeyiz. Hiçbir şekilde size yardım etmeyiz.' Dedem de olmak üzere, dini bütün insanlar İkinci Mecliste yer alamazlar."

Dedesine hizmetleri ve görevlerine karşılık hiçbir maaş bağlanmadığını söyleyen Argon, "Siyasetten zaten soğumuştu, İstanbul'a gelir. Kendisine maaş bağlanmaz. Dedeme 22 senelik devlet hizmetine rağmen hiçbir maaş bağlanamaz. Cebinde hiç parası olmadan, İstiklal Marşı'ndan kendisine verilen parayı şehit ve gazi yakınlarına ait yeni kurulan bir vakfa bağışlayarak İstanbul'a gelir. İstanbul'a geldiğinde bir tüfeği ve İstiklal Madalyası vardır. Bir de bakmakla yükümlü olduğu eşi ve çocukları." diye konuştu.

Argon, Mehmet Akif Ersoy'un ülkesinde yaşadığı sıkıntılar ve baskılar nedeniyle Mısır'a gittiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Yoksulluk içinde vefat etmesi ve cenazesine hiçbir devlet yetkilisinin katılmamasına kızmıyoruz. Bana o zamanki hükümette, yönetime kırgın olup olmadığımı soruyorlar. Neden kırgın olayım ki? Dedem, Asım'larının omuzunda, arabaya bile konulmadan Edirnekapı'ya kadar götürülmüş. Kendi yazdığı İstiklal Marşı ile gömülen mutlu insanlardan biridir. 'Ne mutlu bana ki tıpkı Peygamberim gibi 63 yaşında ölüyorum.' demişti. Alnı ak bir biçimde gitmiştir. Şimdi de sevdiği o şehitlerinin kucağında, onlarla birlikte yatıyor."

- "Mısır Apartmanındaki odanın müze haline getirilmesi yerinde olur"

Selma Argon, dedesinin son günlerini geçirdiği Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanındaki odanın müze haline getirilmesinin yerinde olacağını belirterek, "Kapısında, 'Mehmet Akif Ersoy bir sürede burada yaşadı' diye yazıyor ama binada hala uzun zaman kaldığı oda bulunamadı. Oraya kimseyi sokmuyorlar. Ben bile içeri giremedim. Hiç olmazsa kaldığı oda müze olabilir. Madem ki orada bir süre yaşadı, onu anacak bir yer, gençlerin Safahat'ı okuyacakları bir müze haline getirilebilir." değerlendirmesinde bulundu.

VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara