Dolar

32,5489

Euro

34,9830

Altın

2.422,56

Bist

9.722,09

'Topunuz gelin, bu milleti aşamayacaksınız'

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-09-26 17:32:09

'Topunuz gelin, bu milleti aşamayacaksınız'

Bir süredir çeşitli seslerden işittiğimiz ikinci darbe girişimi iddiasını, bir de emekli Albay Hasan Atilla Uğur' dan okuduk. Bizleri tedirgin edecek açıklamalarda bulundu. Aslında ikinci darbe uyarısı daha öncede dile getirilmişti farklı isimlerden. Ama nedense emekli Albay'ın yaptığı açıklamalar daha dikkat çekti. 

Uğur'un vermiş olduğu bilgilerle İngiltere ve Amerika'nın  iştahla topraklarımıza baktıklarını, hazırlanan çeşitli oyunlarla Doğu Bölgemizden ayaklanmaların başlatılacağını ve çizilen senaryoyu ürperek okuduk. 

Okumakla beraber yakın zamanda Türkiye'yi ziyaret eden ABD Büyükelçisi John Bass'ın Artvin'e gitmesi ne kadar lüzumluydu sorusunu sormaya başladık kendimize. 

Bass'ın,  CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmenin ardından Yenikapı'da ki görüntüsüne aykırı duruş sergilemesine anlam yüklemeye başladık. 

İngiliz Gazetesi Daily Express'in haberine dayanılarak , İngiltere'nin Türkiye'de iç savaş olması halinde, vatandaşını korumak bahanesiyle müdahale edebilme olasılığı ile Kıbrıs'ta ki İngiliz hakimiyeti aklımıza getirildi. 

Halkı kışkırtacak ırksal, dinsel girişimlerle olaylar çıkacak dendiğinde aklımıza şortlu olduğu için darp edilen kadın geldi. Ardından " Şortunu Giy, Heykelin Önüne Gel " ilanlarıyla sokağa çağrılar yapıldı. 

Kimileri paranoyakça buldu Emekli Albayın bu açıklamalarını, kimisi deli saçması, kimi kasıtlı ve kimi de gerçekçi bularak tedbir bizden takdir Allah'tan dedi. 

15 Temmuz Kendimizi Güvende Hissettiğimiz Anda Ortaya Çıktı 

Sivas'ta 15 Temmuz nöbetimizin 3. haftasındaydık ailemle. Sabaha doğru  03:00 suları..

Bir polis aracı meydanın aşağısındaki ana caddeye hızla sürdüğünü görüyoruz. Ardından yakınımızdaki birkaç polisin de hareketlendiğini izliyoruz. Ve biraz daha dikkat ettiğimizde gürültüleri de işitiyoruz.

Meydanda bekleyen bir avuç kişinin koşarak olay yerine doğru koştuklarını görünce , meydandakiler olarak birkaç saniye içinde kendimizi gerginliğin yaşandığı noktada nefes nefese nasıl bulduğumuzu çok iyi hatırlıyorum. 

Sonra olayın basit bir kavga olduğunu öğrendiğimizde geri dönüyoruz ama polislere defalarca " emin misiniz?" diye sorarak, ardımıza bakarak ayrılıyoruz. 

Daha başka olaylarda yaşandı. Nöbetlere virgül konulduktan sonra evine istemeyerekte olsa dönen halk, elektrik kesintisi sebebiyle yine sokağa döküldü..

Başka bir yerde selâ okundu diye meydanlara koşuldu. 

Ve daha bir çok ilimizde defalarca sokaklara, valiliklere yöneldi darbesavar milletimiz. 

Bu hassasiyetin devam süren sebebi, Devlet Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan 'ın Demokrasi nöbetinin son günü Külliye'de yaptığı konuşmasından gelmektedir. 

Erdoğan; " Günün 24 saati, yılın 365 günü, evlerimizde, iş yerlerimizde, demokrasimize her yerde sahip çıkacağız. Yani vatanın her köşesinde, günün her saatinde demokrasi nöbetinde olacağız. Tehlikenin, tehdidin nereden geleceği, ne zaman geleceği, kimden geleceği belli olmuyor. " diye seslenmişti halkına. 

Bu sebeptendir ki sancaklar elimizde, gözlerimiz gelecek haberlerde , 7'den 70'e ecdattan kalma güç ile beklemekten halâ yorulmadık. 

Bir gece ansızın gelen darbenin bir daha olmayacağı garantisinin verilemeyeceği gerçeği ile nöbetimize devam ediyoruz. 

İkinci darbe girişimi olur veya olmaz. Bizler halâ üzerimizdeki belâdan kurtulmadık. Devletin kılcal damarlarına kadar giren FETÖ, tamamen etkisiz hale getirilmediği sürece de darbeye dair edilen her kelâm dikkate alınmalı ve tedbirli olmak zorundayız. 

Mücadelemiz halâ yurtiçinde ve yurtdışında sürmektedir, bitmiş değil. Bu mücadeleyi unutmadan, rehavete kapılmadan ülkemiz üzerinde kurgulanan planları iyi okuyabilmeliyiz. 

15 Temmuz'u yalnızca FETÖ'den ibaret düşünemeyiz. Bizlere yaşatılan olayların arkasında Küresel Güc'ün olduğunun bilincinde olmalıyız. 

 

FETÖ İle İçi Boşaltılan Terimler

İmam, Cemaat, Himmet, Hicret, Gurbet, Hizmet, Abla, Abi gibi daha bir sürü kavramları perişan ettiler. Alıştırılmıştık izlediğimiz yerli sinemalarda hocaların kötülenmesine, dindarların rencide edilmesine. Hiçbiri FETÖ kadar etkili olmadı İslâmiyete zarar verme konusunda. Bugün tarikatlara, cemaatlere, dindar topluluklara karşı daha mesafeli duruşlar sergilenmeye başlandı. 

Hedefe ulaşma yolunda herşey mübah sayıldı. İçki, kumar, başörtüsü, zina, gıybet, faiz, tehdit, adam öldürme haramlıktan çıkartıldı, helal dairesine alındı. Bu elbette islâm değildi, kaideleri ile peydah ettikleri yeni bir din olabilirdi ancak. 

 

Haber Ara