Sunumsuz yakalanınca

Dijitalin sancılı doğumunun üzerinden yıllar geçti. Şaşkınlığımız yerini tanışıklığa, hatta fazlasıyla yüz göz olmaya bıraktı. Dijitalle artık çok senli benli bir yakınlığımız var, aileden biri, hatta ailenin yerine geçen ‘biri' oldu. Misafire ikram etmeden önce kıymalı böreği, elmalı turtayı dijital dünyanın hafızasına iliştiriyoruz usulca, neme lazım misafirine sadece çay koydu demesinler.

Unutmaktan mı korkuyoruz, unutulmaktan mı? Çoğumuzun hayaliydi oysa görünmez olmak, olan bitenleri hissettirmeden izlemek. Şimdiyse görünmemekten korkuyoruz, ya fark etmezse kimse bizi…

“Görümcemin aniden gelmesi ve sunumsuz yakalanmam…”

Hani vergileri yükselttikçe yükselten vezire padişahın dur dediği bir nokta vardı, halk artık kahkaha atmaya başladığında durmalıydı vezir. Biz nerde duracağız tam olarak, kurdeleyi tosta da, çatala da, hatta kendimize de bağladık ve sunumu gerçekleştirdik. Sunulmadık bir şey kalmadı inşallah.

Ev kadınlarının mutsuzluğu diye açıklıyor ,literatürü hatmetmiş bir toplumsal cinsiyetler temsilcisi. Olmaz ya ama hadi iliklerime kadar feminist jargona batsam bile, böyle savurgan bir dille genelleştirmenin kolaylığına kaçsam bile eksik bir şeyler var bu işte. Hadi bu sunumlara kadınların ev içi görünmeyen emeğinin çığlık ata ata gösterilme çabası diyelim. Peki çalışan kadınların mutsuzluğu, sabah okula giden kızının saçına bir kurdele bile iliştiremeyen,çok istemesine rağmen kızının yakasına bir dantel yaka takamayan kadını hangi kavramla açıklamalı….Yağlı saçlarını, kirli bulaşıkları, dudaklarının kenarına reçel bulaşmış kızını ve patronun beklediği fizibilite raporlarını üst üste koyarsa mutluluğa erişebilir mi bir kadın?

Mutlu olmak değil mesele, mutlu görünmek diyor eşiyle dün akşam yaptığı yıkıcı tartışmanın üstüne sosyal medyada paylaştığı mutlu aile temalı fotoğraftaki kadın. Adam isyanlarda, bu kadın sanıyor ki herkes her daim sosyal medyada fotoğraflardaki kadar mutlu, her gün serpme kahvaltı yapıyor millet, öyle sanıyor hanım. Ama ben hesaplıyorum eğer herkes fotoğraflarındaki kadar müreffeh yaşıyorsa milli gelirimiz…

Oysa dolaptaki reçel kabının etrafında donmuş reçel damlaları var, çokokremin içinde ekmek kırıntıları. Bulaşık makinesinden çıkan çatalda yumurta kalıntısı var. Hayır hiçbirşey fotoğraflardaki gibi değil, gerçeği kaybetmeyelim, sunumsuz yakalanmaktan korktuğumuz sosyal medya aslında itiraf edelim. Görümce çünkü senede bir kez ancak bize geliyor.