Dolar

32,4554

Euro

34,9806

Altın

2.435,53

Bist

9.772,24

'Singapore Lecture' konferansı

Başbakan Yıldırım: (2)- 'Bugüne kadar Suriye'de 3 bin 800, Irak'ta 800 olmak üzere toplamda 4 bin 600 DEAŞ terör elemanı etkisiz hale getirilmiştir. Bugün hiçbir ülke, DEAŞ ile mücadelede Türkiye'nin gösterdiği kararlılığı ne yazık ki gösterememektedir'- 'Geçtiğimiz yıl başlattığımız Fırat Kalkanı harekatı ile 2 bin kilometreden fazla bir alanda DEAŞ'ın bütün faaliyetlerine son verdik ve bu

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-08-21 14:16:28

'Singapore Lecture' konferansı
Başbakan Binali Yıldırım, "Bugüne kadar Suriye'de 3 bin 800, Irak'ta 800 olmak üzere toplamda 4 bin 600 DEAŞ terör elemanı etkisiz hale getirilmiştir. Bugün hiçbir ülke, DEAŞ ile mücadelede Türkiye'nin gösterdiği kararlılığı ne yazık ki gösterememektedir." dedi.

Başbakan Yıldırım, ISEAS Yusuf İshak Enstitüsü tarafından 41'incisi düzenlenen "Singapore Lecture" konferansında, Türkiye'nin bugüne kadar farklı coğrafyalarda geliştirdiği ekonomik ve ticari işbirliğinin sonucu olarak 19 serbest ticaret anlaşmasının hayat geçirildiğini bildirdi.

Türkiye ile Singapur arasındaki serbest ticaret anlaşmasının bütün onay süreçlerinin tamamlandığını ve kısa süre içerisinde hayata geçeceğini belirten Yıldırım, şunları ifade etti:

"Elimizin boş gelmediğini bilmenizi isterim. Bu anlaşmanın ticaretimize somut, olumlu katkılarını çok yakında göreceğimizi ifade etmek isterim. Dikkatinizi çekmek istediğim bir başka husus, aramızda imzaladığımız serbest ticaret anlaşmasının yeni nesil bir anlaşma olduğudur. Bu anlaşmada ilk defa kamu alımları, hizmetler, tarım gibi sektörler yer almaktadır. Bu sayın Başbakan Yardımcısının ifade ettiği gibi Singapur'a verdiğimiz önceliğin bir neticesidir."

Türkiye'nin, uzakdoğu ile bağlarının yeni olmadığını vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi ve bağlantılı kuruluşlarının da güçlendirilmesini hedefliyoruz. Ayrıca Asya ile Avrupa'yı birbirine bağlayan modern İpek Yolu bağlamında ülkemizden başlayarak, Gürcistan, Azerbaycan, Hazar Denizi ve hatta bütün Orta Asya Cumhuriyetlerini aşarak Afganistan, Pakistan ve Çin'e ulaşacak orta koridorun geliştirilmesi Çin ve bölgedeki ülkelerle yakın bir işbirliğimiz ve çalışmamız devam ediyor. Tarihi İpek Yolunun yeniden canlandırılması vasıtasıyla Doğu ve Batı arasındaki siyasi, ekonomik, kültürel ve ticari etkileşimin merkezinde bulunan Asya'nın günümüzde ekonomik ve ticari ilişkilerin odağına yeniden yerleştiğini görmekteyiz."

- "Türkiye orta koridor üzerinde yer alıyor"

Yıldırım, 21. yüzyılın "Asya Yüzyılı" olarak nitelendirilmesinin çok doğru bir tespit olacağına işaret etti.

Türkiye'nin şu anda yıllık 600 milyar dolar tutarında olan ve önümüzdeki kısa bir sürede artması öngörülen Avrupa-Çin ticaret trafiğinin aktığı orta koridor üzerinde yer aldığına dikkati çeken Yıldırım, şu değerlendirmelerde bulundu:

"14-15 Mayıs 2017'te Pekin'de gerçekleştirilen Kuşak ve Yol Formunda, orta koridor girişiminin stratejik konumu vurgulanmış, liderler ortak bildirisinde yer almış ve önemi uluslararası toplumun önünde bir kez daha teyit edilmiştir. Ülkemiz, Avrasya coğrafyasında ulaşım ve ticaret yolları üzerinde emsalsiz konumuyla kuşak ve yol girişimi kapsamında bütünleşmiş çok modlu alt yapı, ulaşım, enerji ve ticaret ağlarının oluşturulmasına yönelik projeleri başarıyla hayata geçirmede kilit bir rol üstlenmiştir. Bu çerçevede, İpek Yolu Ekonomik Koridoru Projesi'nin, ülkemizin Kafkaslar, Orta Asya üzerinden Çin'e bağlanmasını hedefleyen Trans-Hazar Ortak Koridoru olarak isimlendireceğimiz bu girişimle uyumlu olduğunu ifade etmek isterim. Bu girişim hem bölgesel hem de küresel refaha katkıda bulunacaktır. Bu çerçevede Singapur'un ülkemizdeki önemli yatırımlarında biri olan Mersin Uluslararası Limanı yılda 2,6 milyon konteyner kapasitesine ulaşmış bulunmaktadır."

- "İnsani yardımda dünyada ikinci sıradayız"

Başbakan Yıldırım, Türkiye'nin küresel sorunların ve zafiyetlerin giderilmesi için büyük çaba harcadığını, bunun yanında küresel kalkınma alanında da önemli roller üstlendiğini vurguladı.

Yıldırım, şunları ifade etti:

"İnsani kalkınma yardımlarımız an itibariyle Amerika'dan sonra dünyada ikinci sıraya yükselmiştir. Türkiye'nin yıllık insani yardım miktarı 7 milyar doları bulmuştur. Sadece soydaşlık ve komşuluk aidiyetine bağlı olduğumuz coğrafyalarla sınırlı kalmıyor, aynı zamanda Somali'den Myanmar'a kadar birçok yerde ihtiyaç sahiplerine ulaşmanın gayreti içerisindeyiz. İnsani diplomasi alanındaki yetkinliğimiz 23-24 Mayıs 2016'da ev sahipliğini yaptığımız tarihin ilk Dünya İnsani Zirvesi ile adeta zirve yapmıştır. 180 ülke ve 9 bin katılımcının iştirak ettiği zirve Birleşmiş Milletler'in New York dışındaki en büyük Birleşmiş Milletler zirvesi ünvanına sahip olmuştur."

Yıldırım, Türkiye'nin Suriye'deki iç savaşın başından bu yana izlediği iyi komşuluk ve açık kapı politikasıyla bugüne kadar 3 milyonun üzerinde sığınmacıya ev sahipliği yaptığına değindi. Suriyelilere sağlanan desteğin uluslararası toplumda da büyük bir takdir kazandığına dikkati çeken Yıldırım, Türkiye dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke olduğunu bildirdi.

Yıldırım, "Ülkemizdeki Suriyeliler için yaptığımız harcamalar, bütün kurumlarımızın yaptığı çalışmalarla 30 milyar doları bulmuştur. Avrupa Birliği'nin, Türkiye'deki sığınmacılar için 3 milyar avro taahhüdü kapsamında ikili bazda, ülkemizde Suriyelilere sağlanan miktar bugüne kadar sadece 800 milyondur. Uluslararası toplumun katkısı da 500 milyon doları ancak bulabilmiştir." dedi.

- "Ateşkes izleme mekanizması aktif bir şekilde devam ediyor"

Türkiye'nin Suriye krizini çözmek için çok büyük bir gayret gösterdiğine işaret eden Yıldırım, şunları kaydetti:

"Türkiye, Rusya Federasyonu ve İran'ın öncülüğünde, bu ülkede ilan edilen ateşkes 30 Aralık 2016'dan beri yürürlükte olup, kalıcı çözüme ulaşılması için yoğun bir diplomasi çalışması ve sahada da terörle mücadele faaliyeti devam etmektedir. Üç ülkenin katılımıyla güçlü ateşkes izleme mekanizması aktif bir şekilde devam ediyor. Ayrıca ilk kez rejim ve muhalefetin aynı masada oturması sağlanmış durumdadır. Bu sayede siyasi çözüme yönelik Cenevre Müzakerelerine geri dönüldüğünü ifade etmek isterim. Ülkemizin DEAŞ ile mücadelede küresel koalisyonun içersinde aktif bir rolü vardır. Geçtiğimiz yıl başlattığımız Fırat Kalkanı harekatı ile 2 bin kilometreden fazla bir alanda DEAŞ'ın bütün faaliyetlerine son verdik ve bu bölgeleri DEAŞ'tan tamamen temizledik. Bugüne kadar Suriye'de 3 bin 800, Irak'ta 800 olmak üzere toplamda 4 bin 600 DEAŞ terör elemanı etkisiz hale getirilmiştir. Bugün hiçbir ülke, DEAŞ ile mücadelede Türkiye'nin gösterdiği kararlılığı ne yazık ki gösterememektedir."

(Sürecek)

Haber Ara