Dolar

32,5667

Euro

34,8712

Altın

2.430,81

Bist

9.645,02

Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu: Kılıçdaroğlu ve bazı İslamcılar Batı’yı tanımıyor!

TIMETURK’ün sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, “CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Tanzimat’tan beri kullanılagelen söylemleri kullanıyor. Türkiye ve İslam dünyası eskisine göre çok güçlüdür” dedi.

7 Yıl Önce Güncellendi

2017-08-18 13:32:36

Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu: Kılıçdaroğlu ve bazı İslamcılar Batı’yı tanımıyor!

TIMETURK | 5 SORU

Son yıllarda üniversitede verdiği derslerin yanı sıra televizyon ekranları ve şehir şehir dolaşarak verdiği panel ve konferanslarında yaptığı konuşmalarla büyük dikkat çeken Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, 5 SORU'nun bugünkü konuğu… Batı, Doğu ve modernleşme kavramları eşliğinde TIMETURK'ün sorularını cevaplayan Prof. Dr. Sofuoğlu, ‘modernleşme' ile ‘teknolojileşme'nin birbirine karıştırıldığı görüşünde…

İşte 5 SORU ve Sofuoğlu'nun 5 cevabı:

1. Son birkaç yıllık süreçte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Batı karşıtı söylemlerle öne çıkarken anamuhalefet partisi lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun ise Batı ülkeleri ile uzlaşmacı bir dili benimsediği görülüyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ben Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Batı'yı çok iyi tanıdığına inanıyorum. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise Tanzimat'tan beri kullanılagelen söylemleri kullanıyor. Kılıçdaroğlu'nun kullandığı bu söylemleri İslamcı aydınların tamamına yakını da kullanıyor. Onlara göre Batı halen güçlü ve hukukun üstünlüğü, evrensel insan hakları, evrensel hukuk gibi ilkelere halen sadık. Batı bu söylemlerin hiç birine sadık değil. Kılıçdaroğlu'nun bunu öğrenmesi gerekiyor. Cumhurbaşkanı bunu biliyor. Bunları, İslam dünyası ve Türkiye, Batı ülkelerinin çok ilerisinde manasında söylemiyorum. Ancak Türkiye ve İslam dünyası eskisine göre çok güçlüdür. Bahsettiğimiz söylemler, ezbere dayalı, alışılmış, yüzyıllardır ağızlarda yer edinmiş bilgi yoksunu söylemlerdir. İslamcı aydınlar ve Kılıçdaroğlu'nun kaynaklara, Batı'ya ve Doğu'ya bakarak doğrusunu öğrenmesi gerekiyor.

2. Bazı kesimler son yıllarda Türkiye ve Ortadoğu ülkelerinde yaşanan yargı müdahalesi ve askerî darbeleri Batılı ülkelerin müdahalesi olarak yorumlarken bazı kesimler ise iç dinamiklerle açıklıyor. Sizin bu konuda görüşünüz nedir?

Yaşananlar kesinlikle Batı'nın müdahalesi kaynaklıdır. Türkiye, İsviçre medeni hukukunu, İtalya Ceza Kanunu kendisine uygulayarak kullanır. Ortadoğu ülkeleri de benzer uygulamalarda bulunmuştur. Bugüne geldiğimizde de İslam dünyasında yaşanan askerî darbeler, terör, iç isyanlar, hukuk ihlalleri çok açık Batı müdahaleleridir. Bunu anlamamı için illa da Batılıların “Biz filanca ülkeye müdahalede bulunuyoruz” demeleri gerekmez. 15 Temmuz darbe girişimindeki Batı etkisi açıktır. Yine İslam dünyasının kendi iç dinamikleriyle ortaya çıkan Nahda ve İhvan-ı Müslimin hareketlerinin Batı işbirlikçisi liderlerin ağızlarına bakılarak Batı'da ‘terörize gruplar' sayılmaları bunu açıkça delillendirmektedir.

3. Türkiye'ye yönelik dış müdahale senaryolarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye'ye dış müdahalenin ihtimali ve başarı şansı nedir?

Sultan Abdülaziz döneminden beri Batı ülkeleri Türkiye'nin içişlerine müdahale etmek için elinden geleni yapmaktadır. Osmanlı'nın başka ülkelere karşı kışkırtılarak savaştırılması, tebaasının ayaklandırılması ve farklı bir boyut olması itibariyle de Batı'ya gönderilen öğrencilerin farklı bir şekilde dönerek Batı'nın istediği tarzda vatandaşlar olmaları hep birer müdahale aracı olarak dikkat çekmektedir. Ancak Batı'nın bugün itibariyle Türkiye'ye yönelik askerî bir müdahaleye kısa vadede gücü yoktur. Türkiye'ye yönelik müdahalelerini Narsistleri, FETÖ'cüleri, PKK'lıları kullanarak yapmak istemektedirler. Bunlar zayıflatılırsa Türkiye'ye yönelik müdahale de engellenir. Batıcı aydınlar Türkiye'ye yönelik müdahale söylemlerini diri tutarak Türkiye'nin gücünü Türkiye insanının gözünden gizlemeye çalışmaktadır.

4. Balkanlar, Anadolu ve Ortadoğu'nun orta ve uzun vadede geleceğini nasıl yorumluyorsunuz?

Batı'nın bu bölgelere müdahale güç merkezli değil, korkutma merkezli olagelmiştir. Batılılar eskiden güçlüydüler ama şimdi o güçlerinin çok uzağındalar. Hem Anadolu, hem Ortadoğu hem de Balkan halkları kendi kültür ve siyasetlerine sahip çıktıkça var olabilirler. Onların müdahalelerini biz reel hale getirdik. Bölge halkları kendi kültürlerini yaşadığı müddetçe Batılı müdahalesi kolay değildir. Ancak Balkanlarda Hristiyanların yaşadığı bölgelerde Batı müdahalesi normalleşmiştir. Ortodoks dünya ile İslam aleminin kuracağı yakın ilişkiler neticesinde buralar için de Batı müdahalesi önlenebilir.

5. Bugünün Türkiyesi, Osmanlı ve Türkiye tarihinin en önemli konularından biri olarak bilinen ‘modernleşme'nin neresinde duruyor?

Lale devrinden bugüne aradan geçen 300 yıllık ‘modernleşme' sürecinde bir arpa boyu yol alınamamıştır. Çünkü ‘modernleşme' ile anlaşılan Batı'nın hayat tarzını taklit etmek olmuştur. ‘Modernleşme'den kasıt sadece Batı'nın hayat tarzını taklit etmek değilse özellikle 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla bunun önünde hiçbir engel kalmamasına rağmen neden bir tane küresel çapta Türk firması ortaya çıkarılamamıştır. Bir tane Türk firması çıkarmak yerine Batı'dan ithal edilen modernleşme sakızı çiğnenmektedir. Belli bir hayat tarzı ‘modernleşme' adı altında dayatılmaktadır. Ancak ilgi çekici bir durum olarak Türkiye'de Turgut Özal hükümetleri ile birlikte ‘teknolojileşme' uygulanmaktadır. Modernleşme ve teknolojileşme birbirinden ayırt edilmelidir. Aksi takdirde Modernleşme adı altında II. Mahmud döneminde zorla giydirilen fesle başlayan sürecin Türkiye'nin gelişmesiyle bir alakası yoktur.

KİMDİR?

1968 yılında Adapazarı'nda doğan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu, lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Tarih bölümünde 1992 yılında bitirdi. Yüksek Lisansını 'Genel Olarak ve Nizâm-ı Cedit Dönemi İtibariyle Osmanlı Sosyal Düzeni' (Sosyal Siyaset Anabilim Dalı) tezi ile İstanbul Üniversitesi'nde yapıp(1994), 1998 yılında 'Yeniden Yapılanma Sürecinde Islahatların Yeri ve I. Meşrutiyet' (Sosyoloji) tezi ile doktorasını Sakarya Üniversitesi'nde tamamladı. Halen üniversitede verekte olduğu derslerin yanı sıra yurt içinde çok sayıda konferansa katılmaktadır. İngilizce, Rusça, Arapça, Boşnakça, Hırvatça ve Sırpça bilmektedir. Prof. Dr. Sofuoğlu, evli ve 4 çocuk babasıdır.

Haber Ara