Dolar

32,3300

Euro

35,0655

Altın

2.282,22

Bist

8.989,73

PKK'nin Karadeniz'e sızma girişimi

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-10-19 16:52:41

PKK'nin Karadeniz'e sızma girişimi

Bebek katili terör örgütü ülkemizde 30 yıldan fazla cinayet işleyen PKK son zamanlarda darbe üzerine darbe alınca köle niteliğindeki militan bulmakta zorlanıyor. Elinin altındaki militanların kaçıp firar etmemesi için sıkı tedbirler alıyor. Bunun için yenilmediği lanse etmek ve mensuplarının kaçmaması için sansasyonel eylemler yapıyor. özellikle kendi kontrolleri dışındaki bölgelere en önemlisi de Karadeniz'e ulaşarak eylem yapmaları katıl grubuna mesaj vermek içindir.

Devletin içinde odaklanmış olan hain FETÖ unsurları yavaş da olsa temizlenmeye başlayınca PKK'ya eskisi gibi anlık istihbarat gitmiyor. Dağda yaşadıkları inlerine aniden baskın yapan güvenlik birimleri karşısında etkisiz hale getirilmeye başlayınca örgütte büyük bir çözülme ve kaçışlar başladı. Ülkenin değişik bölgelerindeki aşırı solcu, Marksist terör örgütleriyle ortaklaşa çalışmaya başladılar.

Anarşist sol örgütlerin büyük bir bölümü ile seçim ittifakı yaparak bir kısmının mensubu parlamentoya girmiş oldu. Böylece hem siyasi arenada hem de terör eylemlerinde beraber çalışmaları neticesinde Karadeniz bölgesinde son zamanlarda boy göstermeye başladılar. Bölgeye sızan PKK'li  teröristlere marjinal ve aşırı solcu örgütler lojistik destek sağlıyor. 

Terör örgütünün devamlı kullandığı taktiklerden biri de sürekli gündemde kalmak. Böylece hem içeride hem de dışarıda daha çok beğeni kazandığına inanıyorlar. Böylece en olmayacak yer olan “Karadeniz'de bile varız” algısı oluşturmak istiyorlar. 

Marksist ideolojiye sahip solcular PKK'lılara yardım ediyor 

Karadeniz'in yerli halkından gerçek anlamda yardım ve destek alamayan PKK yıllardan beri bölgede kalan ve bölgede işçi veya ticaret yapan güneydoğulu vatandaşları tehdit veya para karşılığında kendisinin öncü kuvveti haline getirmeye çalıştı. Bunların bir kısmı PKK'ya sınırlı da olsa yardım ettiği, en azından teröristlere bilgi verdikleri biliniyor.

Aşırı ve terör yanlısı sol örgütlerin bulunduğu Ordu'ya Sivas ve Tokat üzerinden, Giresun'a Gümüşhane kırsalından, Trabzon'a ise Bayburt'un dağ köylerinde bulunan Alevi kişileri kullanarak sızıyorlar. Rize'ye gelen teröristlerin bir kısmı Erzurum  dağlarından veya mevsimlik işçi kılıfına sığınarak geliyor. Artvin ilimize daha çok sözde seyahat veya Gürcistan'a geçmek amacıyla gelerek silah ve mühimmat kentteki aşırı solcu ve gruplardan temin ediyorlar.

Karadeniz'de en zayıf halka olarak görülen Artvin halkının büyük kısmı PKK ve diğer terör örgütlerinden nefret ederken çok az bir kesim solculuğu kullanarak ve sahip oldukları tarlalarda sözde işçi çaliştiriyor süsü vererek PKK'lıları himaye ediyor. Diğer kentlerin ancak dağlarında mağaralarda barına bilirken Artvin'de tam tersine dağlarda halktan su bile alamazken kasaba ve kent merkezinin içinde çok rahat lojistik destek bulabiliyor.

Çok az olmalarına rağmen yıllardan Artvin'de Marksist ideolojiyi yaymaya çalışan ve bunun propagandasını yapan gruplar bulunmaktadır. Bunların yerel halktan olması nedeniyle PKK kent merkezinde eylem yapabildi. Hem de ülkenin ana muhalefet, CHP lideri olan Kemal Kılıçdarğolu'na suikast girişiminde bulundular. Teröristlerin bu eylemi yapmaları başta Artvin halkını ve bölgedeki diğer kentlerin halkları çok öfkeli ve kızgın.bunu asla tasvip etmediklerini ve bölgelerinin PKK gibi lanetli bir örgüte kısıtlı ve anlık da olsa yardım etmekle anılmasını kabul etmiyorlar.

Cerattepe eylemlerinin arkasındaki emperyalistler

Karadeniz halkı gerçek anlamda vatanperver ve bu ülke için gözünü kırpmadan ölüme gidebilecek bir kişile sahiptir. Yıllardan beri Karadeniz halkının milli dürüşü bilinen bir gerçek olduğundan PKK bu imajı kırmak istiyor. Başarı şansı zor olsa da aşırı solcu gruplarından destek aldıkları sürece zaman zaman böyle istenmeyen kalleşçe eylemlerin olabileceğini halk da kabul ediyor.

Artvin'in son zamanlarda başını en çok Cerattepe bölgesindeki altın madenidir. PKK bunu bir fırsata dönüştürmek istiyor. Sözde çevreyi koruyacağım diye “Milli servet “ düşmanlığında öncü olan aşırı solcu geçinen kişilerin aslında PKK, Almanya ve Kanada bağlantısının araştırılıp etraflıca lanse edilmelidir. Ülkemizde altın ve değişik madenlerin çıkarılmasını engelleyen odakların başını bu iki ülke yapmaktadır. Yıllardan beri ülkesinde beslediği ve gerektiğinde masum insanların üzerine aç kopek gibi saldığı PKK'yı burada sahaya sürdü.

Birkaç çapulcu ve ellerine geçirdikleri çaputlarla yolları kaparak, etrafa zarar vererek sözde çevreyi korumaya çalışıyor. Hem de bunu terör yanlısı olan Kürtler ve solcular yapıyor. hayatları boyunca insana ve çevreye zarar veren bu hainler şimdi karşımızda çevreci olarak çıkmaktadır. Altın madeninin çıkarılmasında gerekli şartlara uyulmazsa ve çevreye zarar verecek nitelikte olursa hepimiz birden buna karşı çıkalım. Doğayı kimsenin katletmeye ve çevreye zarar vermeye hakkı yoktur. Ancak tepkiyi yabancı güçlerin ve PKK'nın çıkarına değil halkımızın menfaatine uygun olacak şekilde dile getirmeliyiz.

Bir başka önemli husus ise bu yerde Kanadalı Cominco Madencilik adında bir şirket 1988 yılında altın madeni çıkarmaya başladı. sonra başka şirketlere terk ederek bölgeden ayrıldı. Kendini çevre savunucusu,solcu gibi garip isimlerle adlandıran kişiler o zaman neredeydi acaba? Elin Kanadalısı gelip madeni çıkarıyor ona ses çıkarılmıyor ama terli bir firma çıkarıyorsa ne denli aptalca tepki neden? İşin arkasında kim veya kimlerin olduğunu aslında ortaya çıkarmış olduk. Batılı emperyalistlerin maşası olan PKK burada yerel solcuları kullanarak yine vatan haini olarak karşımıza çıkıyor.

PKK Karadeniz'e asla ulaşamaz!

Bebek katili PKK Kürtlerin hakkını hiçbir zaman savunmadı ve öyle bir derdi de yok. Ancak halkımızı rahatsız etmek, ekonomiye zarar vermek ve ülkeyi bölmek gibi kalleşçe emelleri vardır. Sadece Karadeniz değil Ege gibi bölgelerdeki kayma değeri yüksek olan sanayi tesislerine sabotaj yapmak için bu kentlerde eylem yapma peşindeler. Bölgelere gönderdikleri tetikçi katiller biraz daha eli yüzü düzgün, en azından normal şekilde konuşabilen ve hatta üniversiteden bir şekilde koparılıp kendine bağlanan kişiler Karadeniz ve Ege kentlerine gönderilmeye başlandı.

Yolda arama yapıldığı zaman sabıkası olmayan bu kişiler gideceği ilde abisi veya akrabası olduğunu söyleyip sıkıntı çıkmadan giriş yapabiliyor. İllerde çalışan veya evli olan Güneydoğu asıllı vatandaşlar da bu terör eylemlerine alet ediliyor. Çok azı gönüllü destek olurken esas yardımı bölgelerdeki aşırı sol örgütlerden aldıklarının altını çizmekte yarar var.

 

Karadeniz halkı son yaşanan olaylar eşiğinde son derece duyarlı ve özellikle dağ evlerinde ellerindeki silahlarla teyakkuz halindedir. Kasabalarda ise esnaf yabancı bir kişinin gereğinden fazla alış veriş yapmasından kuşkulandıkları kişilere mal satmamaya başladı. aslında terörü yenmenin en önemli yollarından birisinin vatandaşın ve esnafın duyarlı olmasıdır. PKK her ne kadar Karadeniz'e ulaşmak istese de bölge halkının devletine ve milletine olan bağlılığından dolayı bu istek asla gerçekleşemeyecektir. 

Haber Ara