Dolar

32,5148

Euro

34,6923

Altın

2.491,71

Bist

9.548,09

Ölüyoruz!!!

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-12-04 11:06:26

Ölüyoruz!!!

“Azar azar ölüyoruz her gün. Yağmurdan, havadan söz eder gibi” diyor mısralarında usta şair Cahit Zarifoğlu.

Bu günleri görse sanırım mısralarını değiştirerek “çoğar, çoğar öldürülüyoruz her gün, kan gölüne döndü coğrafyalarımız. Havadan, sudan, yağmurdan bahseder gibi bahsediyoruz ölülerimizden ve kaybettiğimiz her şeyden” diye yazardı, zarif adam.

Savaşın 6.yılında Esed rejimi, işbirlikçileri ve dış mihraklarca katliamlara devam ediliyor.

Şimdi ne yazık ki her gün binlerce ölüyoruz, bombalardan, açlıktan, hastalıktan ve soğuktan.

Kış geldi çetin şartları sardı etrafımızı ve her yanımız kanamaya devam ediyor.

Gece gündüz bomba yağıyor Halep'e ve Suriye'nin her yerine, aldığı canlar toprağa düşüyor binlerce.

Bir yandan rejim askerlerinin taarruzu diğer yandan illegal örgütlerin kuşatması altında kalan siviller, her bir yana savruluyor.

Ölümden ve muhasaradan bir şekilde kurtulabilmeyi başaran çocuklar, yaşlılar, hastalar kış şartlarında hayatta kalma mücadelesi veriyor.

Suriye içerisinde kalanlar ve dışarı çıkabilen mülteciler açlık, soğuk, hastalıkla mücadele diyor.

Ne yazık ki bu tablo karşısında yardımlar yetersiz kalıyor.

Halep yanıyor, Suriye kan gölü..

Küresel siyaset bütün acımasızlığı ile Suriye'deki menfaat ve çıkarlarına dönük olarak her türlü eylemi destkeliyor, örgütlüyor. Sivil ölümlerini ve mültecilerin hayatta kalma mücadelesini görmezden geliyor.

Anneler paramparça olmuş bedenlere Kelime-i Şahadet getirtmek için çırpınıyor, çocuklar kan revan içinde kalmış babalarına cesaret vermek için haykırıyor.

Suriye'de insanlığın utanç duyması gereken düzeyde sivil katliamları yaşanıyor..

Ve sessizlik sürüyor…

Ey Müslümanlar,bu ateş bizi yakmadan uyanalım!.

Tıpkı neredeyse bir asra yakındır katledilen Filistinlileri “Arapların” meselesi olarak gördüğümüz gibi, Suriye'deki bu korkunç manzaralara duyarsız kalıp yine “Arapların sorumluluğuymuş” gibi görmek talihsizliğine kapılmayalım.

Bırakın Arapların ne yapıp ettiğin değil mi ki biz Müslüman'ız. Yeryüzünde var olan zulüm ve ölümlerden biz sorumluyuz. Tüm bu yaşananlar karşısında hiç bir ırk bir diğerinden çok daha az veya çok daha fazla mesul değildir.

Arap değiliz evet,ama Müslüman'ız Suriye bizim kapı komşumuz..Komşul arımızın feryadı evlerimizden duyulurken “ırkdaşları niye ses vermiyor” diyemeyiz.

Mültecilere kapılarımızı açmış olmayı bir lütuf gibi görmek yerine, lütfen bunun bir mecburiyet olduğunu unutmayalım.

Bu imtihan asıl bizim imtihanımızdır!.

Sıcak evlerimizde kış şartlarına hazırlık yaparken, sınırlarımıza gelmiş, kapılarımıza sığınmış mülteci kardeşlerimize gönlümüzü sonuna kadar açmalıyız.

Ekmeğimizi, sevgimizi bölüşmeliyiz.

Muhakkak ki, Ensar olmak her kese nasip olmaz ve evet kolay da değildir.

15 Temmuzu temsil göstererek “biz olsak ülkemizi terk etmez sonuna kadar direnir kendi ülkemizde ölürdük. Onlar da terk etmesin kendi ülkelerinde ölsünler” diyoruz ya hani, işte savaş nedir biliyoruz biz?

İçerden ve dışarıdan top yekûn zalimler ordusu tarafından kuşatılmak, katledilmek, aç kalmak, hastalıktan inleyip ilaç bulamamak, ölülerimizi defnedemeyerek kedi-köpeklere bırakmak zorunda kaldık mı ki biz?

Bırakalım artık bu kibirli, şımarık ucuz kahraman tavırlarımızı. Vallahi korkarım imtihanımız olacak bu halimiz.

Müslümanlar ey!

Çocuklar diyorum, çocuklar ölüyor, çocuklar!

Hem de üçer beşer değil, biner biner…

Duyuyor musunuz?.

Bu savaşı durduramaz isek bile her bir masum yavruyu, çaresiz, yaşlı, kadın çocuk bağrımıza basarak soframıza ortak edebiliriz.

Tıpkı Mekke'deki zulümden kaçarak Medine'ye sığınmış Resul (s.a.) ve arkadaşlarını kucaklayan, bağrına basan, sofrasına dâhil ederek ekmeğini bölüşen Ensar gibi.

Unutmayalım ki, Cennet hiç birimize altın tepside sunulmayacak..

 

Haber Ara