Dolar

32,3826

Euro

35,0570

Altın

2.325,61

Bist

9.092,99

Neye göre 'İslami'?

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-04-01 21:47:53

Neye göre 'İslami'?

Bir organizasyonun önüne “İslâmi” ifadesini koyduğunuzda o organizasyon İslâmi olur mu?

Bir çalışmanın “İslâmi” olması için gerekli şartları kim belirler ve bunu hangi usule göre yapar?

Bu soruların cevabını aramadan önce genel bir soruyu şuraya bırakalım: Cennete girmek mi Cenneti bilmek mi?

Etrafınıza baktığınızda vakıf ve dernek bolluğu görüyorsunuz. Ajandanıza katılmak istediğiniz organizasyonları kayıt etseniz işi gücü bırakıp İstanbul Ulaşım kartınızı doldurup o konferanstan bu konferansa yol almanız gerekir. Peki, netice ne? Geldiğimiz noktada yapılan bu çalışmaların hedefine ulaşamadığını görüyoruz. Bu meseleyi iki açıdan ele almalıyız.

1- Organizasyonlara katılanlar açısından
2- Organizasyonları düzenleyenler açısından

Organizasyonlara katılanlar kendilerine şu soruları sormalılar:

a- Cennete girmek için mi konferanslara katılıyorum?
b-Tartışma malzemesi toplamak için mi konferanslara katılıyorum?

Bir şeyi bilmek o şeyi elde etmek anlamına gelmez. Dolayısıyla Cenneti bilmek, ayrıntılarına vakıf olmak Cennete girmek için yeterli değildir. Bilmeyi uygulama noktasında karşılıksız bırakmak yük taşımaya benzer. Ve muhtemel ilk engelde yükünüzü kenara bırakmak zorunda kalabilirsiniz.

Bugün bildiklerimiz hayat sayfasında mürekkep olamayınca ya unutuyoruz ya da insanlarla girdiğimiz tartışmalarda “malzeme” olarak kullanıyoruz. Hâl olmayınca fikir travmasına giriyoruz. Her konuda fikrediyoruz. Söyleyecek çok sözümüz oluyor. Ağzımızdan çıkanı kulağımız duymuyor.

Organizasyon düzenleyenler kendilerine şu soruları sormalılar:

1- Yaptığım çalışmalara Allah Resulu aleyhisselamı davet etsem gelir mi?

2- Yapmayı planladığım çalışmanın ilmi alt yapısı var mı?

Bir çalışmanın ya da fiilin “İslâmi” olması için Şeriatımıza uygun olması lazım. Şeriatımızda karşılığı olmayan uygulamaların başına “İslâmi” etiketini koymanız ve o çalışmada İslâm'ı anlatmanız mezkur organizasyonun din için olduğu anlamına gelmez.

Yolu, yöntemi Kur'an-ı Kerim, Sünnet, İcma ve Kıyas örgüsünden oluşan Şeriatımız belirlemesi gerekecektir. Bu sebeple muhtemel yapılacak bütün çalışmaların bu konudaki ehil hocalarımızın riyasetinde gerçekleşmesi gerekir. Üniversite kulüpleri ve benzeri dernek- vakıf oluşumları tek başlarına hareket etmeliler.

Bütün bu izahları zikredeceğim şu problemler üzerine yazma gereği duydum.

1- İslâmi organizasyon başlığı altında yapılan çalışmalarda kazanılan bilgiler “yaşamak” yerine “kulüp, dernek ve vakıf” gibi kurumların yaptığı sosyal faaliyet hâline dönüştü. Seküler akıl sosyalleşme nedenlerini “doğum günü, gala vb” muhtevada işlerken biz de “Tefsir, hadis, fıkıh” muhtevasını kullanır olduk.

2- Organizasyonlarda edilen bilgiler gençler arasında tartışma malzemesine dönüştü. Bu konuda ehil hocaların takipçileri hocaların sözleriyle “ahkâm” kesmeye başladılar. Ben onlara “Şalvar spor” diyorum. Onlar hocaların cazibesine kapıldılar. O yüzden sohbet nasıldı diye sorduğum gençler “çok güzel anlattı” vb ifadeler ile sanki sahne almış bir sanatçıdan bahsediyorlar. Yaşamak için alınmayan bilgi (birinci madde ile ilgili) bir süre sonra tartışmada savaş malzemesi hâline geliyor.

3- Organizasyonlarda kadın erkek ayrı oturmaya dikkat edilmiyor. Kadınlar ile erkekler aynı kapıdan girip çıkıyorlar. Aynı salonda birbirilerine baka baka Allah Resulü aleyhisslemı dinliyorlar.

4- Mesele organizasyon seviyesine inince eyleme giden genç kardeşim aynı heyecanla dersinin başına oturamıyor. Hararetli eylemlerden sonra laboratuara giremiyor. Nargileden eyleme, eylemden nargile içmeye gidiyor.

5- İslâm minvali üzerine kurulmuş yapılar/çalışmalar biyoloji, fizik, kimya, tıp vb alanlarda insan yetiştiremiyor.
 
Son söz olarak, yukarıda anlatmaya çalıştığım hususları genelleme yapmaktan Allah'a sığınırım. Fakat elimizde bitmeyecek, tükenmeyecek bir iman gücü varken bu problemlere cevap aramak ve gereğini yapmak vazifemiz diye düşünüyorum. İslâm için yapılan çalışmalar kurulan yapılar dünyanın içindeki her şeyde söz sahibi olmak için gayret göstermek zorundalar. Eğer böyle olmazsa kurallarını “onların” koyduğu bir alanda tefsir dersi yapan ya da İslâm konuşan bir mühendis yetişir. Oysaki o, kuralları İslâm'ın koyması için yetişmeliydi.

VİDEO HABER

Sahibinden 16 milyon TL'ye satılık ‘tarihi kilise’

Haber Ara