Hindistan'daki India Today televizyonuna konuşan Suu Çii, devlet başkanı olmasının yasak olmasına rağmen, bir ülkeyi yönetmek için devlet başkanı olmanın zorunlu olmadığını ve partisinin seçimi kazanması durumunda kurulacak hükümetin başında olacağını söyledi.
Suu Çii, "NLD seçimleri kazanır ve hükümeti kurarsa, bu hükümetin başında olacağım, neden olmasın" diye konuştu.
Ne planladığını öğrenmenin partisi NLD'nin seçimleri kazanmasına bağlı olduğunu belirten Suu Çii, sivil makamların ordu üzerinde gerekli demokratik yetkilere sahip olması için anayasanın değişmesi gerektiğini ifade etti.
Ordu mensupları arasında ülkeleri için en iyisini dileyen askerlerin de olduğuna inandığını kaydeden muhalif lider, Myanmar için neyin iyi olduğuna karar verildiğinde anlaşmaya varılabileceğini dile getirdi.
Myanmar'da askeri yönetimin hazırladığı anayasaya göre, yabancı uyruklu akrabaları bulunan kişilerin devlet başkanı olmaları yasak. Çoğu kişi bu kuralın çocukları yabancı uyruklu olan Suu Çii'yi hedef aldığını düşünüyor.
Muhalefet ve iktidardaki iki parti de seçimleri kazanmaları durumunda kimi devlet başkanı olarak seçeceklerini henüz açıklamadığı için Myanmar halkı kimin başkanlık için yarıştığını bilmeden sandık başına gidecek.
1990'dan bu yana ilk kez seçime girecek olan NLD, 1990'daki seçimi ezici çoğunlukla kazanmasına rağmen dönemin askeri cuntasının girişimleri sonucu iktidara gelememişti. 2008 anayasasına göre parlamentodaki sandalyenin dörtte birine sahip ordunun anayasa değişiklerini veto etme ve istediği zaman yönetime el koyma hakkı bulunduğu ülkede, NLD'nin iktidara gelebilmek için oyların yüzde 67'sini alması gerekiyor.
Suu Çii'nin seçimleri riske atmaktan korktuğu için ülkedeki Müslüman Rohingya azınlığa yönelik şiddet olayları karşısında sessiz kalması uluslararası toplum tarafından eleştiriliyor. NLD, yaklaşık 2 hafta önce, milletvekilliği şartlarına uygun Müslümanların aday olmak için başvuruda bulunduğunu, ancak bu kişilerin ülkedeki radikal Budist grupların tepkisinden çekinildiği için aday gösterilmediğini açıklamıştı.
Seçimlerle ilgili en ciddi problem, ülkedeki yüz binlerce Rohingyanın (Arakanlı Müslümanlar) seçimlerde oy kullanma hakkından mahrum olması olarak belirtiliyor. 1990 ve 2010 seçimlerinde oy kullanmalarına izin verilen grubun bu seçimlerde dışlanacak olmaları Myanmar'da yükselen Budist milliyetçiliği dalgasına bağlanıyor.
