Dolar

32,5686

Euro

34,8931

Altın

2.436,11

Bist

9.645,02

Terör oturumunda ne karar çıktı?

Meclis bugün olağanüstü terör gündemiyle toplandı. Saat 15.00'da başlayan oturumda terör saldırılarının nedenlerinin incelenmesine yönelik karar çıkmadı.

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-29 15:38:41

Terör oturumunda ne karar çıktı?

TBMM Genel Kurulu bugün 15.00'de terör gündemiyle olağanüstü toplandı. Yaklaşık 3 saat süren oturumda CHP'nin Araştırma Komisyonu kurulması üzerine verdiği teklif tartışıldı. Ancak önerge kabul edilmedi.

TBMM Genel Kurulu, gündemdeki konuları görüşmek için olağanüstü toplandı. Bu arada, ilk kez Genel Kurul'u yöneten Şafak Pavey, CHP'li milletvekilleri tarafından oturumun başında alkışlandı.

KOMİSYON ÖNERİSİ KABUL EDİLMEDİ

Konuşmaların ardından CHP'nin terör oylarıyla ilgili Meclis'te komisyon kurulması önergesi hakkında oylama yapıldı. Oylama sonucu CHP'nin önerisi reddedildi.
 
Oylamada AK Parti milletvekilleri "hayır" oyu kullandı. İlk başta çekimser kalan MHP'li vekiller, sayının yetersiz olacağını düşünerek el kaldırarak öneriye ret oyu verdi.
 
"BU SON ŞANS"
 
İlk sözü hükümet adına Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç aldı. 20 Temmuz'da Suruç'ta yaşanan katliamın sonrasında yaşananları an be an takip ettiklerini belirterek PKK, IŞİD ve DHKP-C'ye yönelik operasyonların bilançosunu açıkladı.
 
39 ilde operasyon 1302 kişiye gözaltı uygulandığını kaydeden Arınç bugün saat 11.00 itibariyle rakamları şöyle duyurdu:
 
"1061 kişi gözaltına alındı, 156 kişi serbest kaldı, 545 kişi savcılığa gönderildi, 461 kişi mahkeme sürecinde, 172 kişi tutuklandı, 201 kişi adili kontrol şartı ile bırakıldı, 62 kişi serbest kaldı, halen kollukta sorgusu süren kişi sayısı 360."
 
Arınç, sözlerine şöyle devam etti: 
 
"2013 yılında DAİŞ'i terör örgütü ilan eden ve çalışmalarını sürdüren hükümetimize yöneltilen suçlamaları kabul etmiyorum. Bir batı ülkesi farklı davranabilir. Ancak bizim farklı koşullarımız var. IŞİD'le yan yana gelmiş hükümet sözünü kınıyorum.
 
Çözüm süreci bazıları tarafından sürekli istismar edilmiş ve kullanılmıştır. Şimdi bugünden bakınca sürece yönelik CHP ve MHP'den gelen bazı eleştirilerin haklı olduğunu gösrüyoruz. Şimdi bunlardan ve edindiğimiz tecrübelerden yola çıkarak durumu yeniden değerlendireceğiz. Bu ülkemizin son şansıdır.
 
Arınç'ın ardından HDP'li İdris Baluken kendilerine sataşma olduğu gerekçesiyle söz hakkı istedi.
 
Meclis Başkanvekili Şafak Pavey, tutanakları inceleteceğini ve Osman Başdemir'in konuşmasının ardından konuyu değerlendireceğini söyledi.
 
"MECLİS İSTERSE SAVAŞ 48 SAATTE DURUR"
 
Ardından HDP Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir söz aldı. Baydemir, "Meclis isterse bu savaş 48 saat içerisinde durur" dedi.
 
Baydemir'in konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

TBMM'nin 8 Haziran sabahından itibaren yepyeni bir döneme uyandı. Ama maalesef Türkiye halklarının bir bütün olarak parlamenterlere siyaset mekanizmasına emrettiği "barışın", "ortak paydalarda buluşun" mesajı ya alınmadı ya da bu mesajın yerine getirilmemesi çabasında ısrar ediliyor.
 
Suruç'ta insanlık ailesine karşı suç işleyen IŞİD'in Kobani'de açtığı yaraların sarılmasını isteyen gençler adeta katliama uğradı. Toplumda var olan barış arzusu siyasi partilerimizin ortak bir tezahürü olmamıştır. Bu tarihi buluşmada tarihi bir beraberliğe gelin hep beraber katkı sunalım.
 
Yaşamış olduğumuz acıların son acılar olmasının temennisinde bulunuyoruz. HDP olarak bu toplantıya dahlimiz bir daha bu ülkede tek bir insanımızın çatışma ortamı içerisinde yitirmemesinin pratiği olacaktır. Bir kez daha hepinizin vicdanına çağrıda bulunmak istiyorum. Eğer bu Meclis; AKP'si, CHP'si, MHP'si ve HDP'siyle tek bir kardeşimizin yaşamını yitirmesini istemiyorsak adres burasıdır. Milletin iradesi burada tecelli etmiştir. 
 
İnsani sorumluluğumuzun gereği olarak bu çatışmalara dur diyelim. Çatışmasızlık ortamının kıymetinin ne kadar değerli olduğunu bugün daha iyi idrak edebiliyoruz. Bugünü tarihi bir güne dönüştürmenin arifesindeyken bu şiddet sarmalı neden başladı bunu masaya yatıralım. 
 
AKP iktidarı barışı etkin bir şekilde yönetebilmiş olsaydı bugüne kadar 1 kez değil onlarca kez şiddetin bütün argümanları devre dışı kalacaktı. Ama maalesef AKP hükümeti iktidarın kirletilmesinden dolayı büyük bir kan kaybetti. Hükümet 1993'lerin ve Cumhuriyet tarihindeki diğer hükümetlerin refleksine geri döndü. 
 
Milliyetçi dalga yaratarak HDP'nin baraj altında kalmasını sağlayacak bir politika yapılıyor. İktidar olma uğruna bugün Türkiye'nin dört bir yanına cenazelerin gitme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bugün yapılması gereken barış zeminine dönüş konusundan başka yapılacak bir şey yok.

"BARIŞTAN BAŞKA ÇAREMİZ YOK"
 
Yaşanılan saldırılar, partimize yöneltilen saldırılar... Bunlar etkin bir şekilde soruşturulsa ve üzerine gidilmiş olsaydı emin olun ki Suruç'taki katliamı toplum yaşamamış olacaktı. Grubumun ve şahsımın amacı savaş isteyenlerin restine restle karşılık vermek değildir. Barıştan başka çaremiz yok. Suruç'ta katledilen kardeşlerimiz nasıl yaşam hakkına sahipse Ceylanpınar'da uykusunda öldürülen polisler de o kadar yaşam hakkına sahiptir. Her bir cinayet mutlak suretle bir arka plana sahiptir. 
 
Ya Rab tek başına iktidar olma uğruna canlar toprağa gömülüyor, defnediliyor. Bütün dünya iktidarları bir sivilin yaşam hakkına binlerce kez kurban olsun. Bizim yapmamız gereken kin ve öfkeyle yanıt vermekle hiçbir sorunu çözemeyeceğiz. Gelin elele vererek bu toplumun bir tek ferdinin bile hayatını kaybetmeyeceği bir geleceği birlikte inşa edelim. Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yapmış olduğu konuşma, barışa suikast girişimidir.
 
"SAVAŞA KARŞI BARIŞ CEPHESİNDE BULUŞALIM"
 
Gelin HDP olarak şiddet kimden gelirse gelsin, hep birlikte sizin savaş yapmanıza izin vermeyeceğiz diyelim. Savaşa karşı bir barış cephesinde buluşalım. Toprağa düşen canlardan sorumluyuz, gelin el ele verelim. Bu coğrafya bin yıldır ittifaklarla ayaktaydı. Bu Meclis evet derse, AKP grubu olmak üzere, vallahi billahi bu savaş 48 saat içerisinde durur. 
 
Meclis derhal çözüm endeksli bir tabloyu önüne koymalıdır. Gelin Ağrı, Manisa, Adana, Mersin, Diyarbakır, Suruç ve Ceylanpınar dahil olmak üzere çatışma zemininin tekrar başlamasına neden olan sürecin araştırılması için bir Meclis araştırma komisyonu kuralım. Bizler HDP olarak Türkiye toplumu bilsin ki bizler 78 milyonun barış içerisinde bir arada yaşaması için zalimin zulmüne teslim olmayacağız. Onlarca siyasi parti kapatıldı, bu gelenekten geliyoruz. Rabbim şahit olsun ki Savaşa da kaosa da teslim olmayacağız."
 
"KADIN OLARAK SUS" SÖZLERİ TARTIŞMA YARATTI
 
Osman Baydemir'in konuşmasında sataşma olduğu gerekçesiyle Bülent Arınç hükümet adına bir kez daha söz aldı. Arınç konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
 
"Baydemir'i geçmişten tanıyorum. Kendinin akan kanın durması konusundaki iyi ve samimi dileklerine katılırım. Ancak bugünkü konuşması tam bir talihsizliktir. Aslında konuşmayı her iki eş başkanın yapması gerekirdi. Eğer kadın milletvekili ve eş başkan konuşsaydı sırtımızı PKK'ya, PYD'ye yasladık diyebilecekti. Erkek eş başkan konuşsaydı, kendi öz savunmalarınızı kurun bu hükümetle hesabınızı görün diyecekti. İki tane polsimiz gece yarısı evinde ensesinde vurularak öldürüldü. Dün de binbaşımız saldırıya uğradı. Binbaşının öldürülmesi karşısında PKK'nın yayın organı Özgür Gündem'in bugünkü sayısında binbaşının öldürülmesinin 'HPG komuta konseyi üyesi Şervan Varto'nun hava saldırısında katledilmesinin misillemesi' olduğu belirtildi."
 
Arınç'ın, konuşması sırasında HDP sıralarından yükselen seslere "Hanfendi sus, bir kadın olarak sus" diyerek yanıt verdi.
 
Bu sözler üzerine HDP'li kadın milletvekilleri Bülent Arınç'a tepki gösterdi.
 
ÇAĞRIYI CHP YAPMIŞTI

CHP, Meclis'in olağanüstü toplanması için çağrı yapmış, HDP de bu çağrıya destek vermişti. Başbakan Ahmet Davutoğlu da talebi olumlu karşıladıklarını söylemişti.

Davutoğlu, toplantıda son terör olayları ve operasyonlarla ilgili Meclis'i bilgilendireceklerini de belirtmişti.

Haber Ara