Dolar

32,3277

Euro

35,0598

Altın

2.296,98

Bist

9.045,28

Truva atları kimler?

Gazze’ye insani yardım taşıyan “Mavi Marmara” gemisinde 10 vatandaşımızı katleden İsrail’in korunduğu bildirildi. Dışişleri Bakanlığı bürokratlarının; İsrail’in savaş suçu işlediği gerekçesiyle yargılandığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne bilgi ve belge göndermediği, İsrailli generaller hakkında çıkarılan tutuklama kararı ve ‘Kırmızı Bülten’lerin işleme konulmadığı ortaya çıktı. Bu da “Mavi Marmara dosyasını monşerler mi sümenaltı etti. Dışişleri’ndeki Truva atları kimler” sorularını akıllara getirdi.

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-11-24 00:35:58

Truva atları kimler?

Gazze’ye insani yardım taşıyan “Mavi Marmara” gemisine Akdeniz’in uluslararası sularında, 4 denizaltı, 1 savaş gemisi, 2 helikopter ve çok sayıda komandoyla saldırılması emrini veren ve 10 vatandaşımızı katleden İsrail’in korunduğu bildirildi. Dışişleri Bakanlığı bürokratlarının; İsrail’in savaş suçu işlediği gerekçesiyle yargılandığı Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) bilgi ve belge göndermediği ortaya çıktı.

Uluslararası Ceza Mahkemesi savcıları, İsrail’in Mavi Marmara gemisine gerçekleştirdiği kanlı saldırıyı savaş suçu olarak kabul etmesine rağmen konunun yoğunluğu açısından Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde görülmemesine karar verdi. UCM’nin konu hakkındaki karar metninde; “UCM; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nden bilgi ve belge talebinde bulunmuş; ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti UCM’ye cevap vermemiştir” ifadeleri yer aldı.

ABD, RUSYA ÇİN DE ÜYE DEĞİL AMA UCM’YE BİLGİ VE BELGE VERİYOR

Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Türkiye Cumhuriyeti’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni muhatap olarak kabul etmedikleri, bu gerekçeyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne bilgi ve belge göndermediklerini söylediler. Amerika, Çin, Rusya ve Hindistan’ın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne üye olmamasına rağmen UCM’ye farklı konularda bilgi ve belge gönderdikleri biliniyor.

Mavi Marmara’nın bayrak ülkesi olan Komor Devleti’nin avukatları; söz konusu kararı temyize taşımaya hazırlanıyor.

“SİYASET VE BÜROKRASİ İÇERİSİNDE TRUVA ATLARI MI VAR?”


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mavi Marmara olayının en başından itibaren olayı lanetlerken, her fırsatta Mavi Marmara davalarının takipçisi olacağını ifade ediyor. Devlet içerisinde; Cumhurbaşkanının bu söylemlerine karşın davaların yürümesi için zorluk çıkaran hatta Türkiye’nin İsrail ile ilişkilerini düzeltmesini sağlamak için davaları sabote etmeye çalışan bir yapının olduğu iddia ediliyor. Siyasi gözlemciler; “Siyaset ve bürokrasi içerisinde Truva atları mı var?” yorumlarını yapıyor.

UCM’DE BEKLEYEN DOSYANIN İSRAİL LEHİNE SONUÇLANMASI İÇİN UĞRAŞIYORLAR!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; söz konusu davaların yakın takipçisi olacağını üstüne basa basa söylemesine rağmen birilerinin hem Türkiye içerisindeki ceza ve tazminat davalarını hem de Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde görülen dosyayı en başından beri Türkiye aleyhine İsrail lehine sonuçlanması için uğraşıyor izleniminin hakim olduğu ifade ediliyor.

SİYASET VE BÜROKRASİDE TRUVA ATLARI KİM?

Gazetemiz, Mavi Marmara davaları artık Türkiye’nin onur meselesi haline gelmişken, kimlerin Türkiye adına çalışıp aslında Türkiye aleyhine hareket ettiğini, Mavi Marmara davalarında devlet içerisinde Cumhurbaşkanının söylemi ve girişimlerine ters gidecek işler yaptığını araştırdı.

İSRAİL’E GÖNDERİLMESİ GEREKEN MÜZEKKERELER AYLARCA BEKLETİLMİŞ

Mavi Marmara davasındaki terslikler hukuki sürecin ilk günlerinde kendini göstermeye başladı. Türkiye’de yürütülen davaya bakan savcının karşısına sürekli sorunlar çıkartılmış davanın daha yürütülmesine dair istekleri hep karşılıksız kalırken aksine işleri zorlaştırıldı. Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüvasıtasıyla İsrail’e gönderilmesi gereken müzekkereler aylarca bekletilmiş; savcılık makamına cevapları bildirilmemiş. Faillerin isimleri de yine mağdurların ve Sivil Toplum Örgütlerinin çalışmaları sayesinde tespit edilebilmiş ve savcılık dosyasına sunularak davanın açılması sağlanmış.

MAHKEME BAŞKANI DURUŞMA GÜNÜNDE SEÇİM GÖREVLİSİ YAPILDI!

29 Mayıs 2012 tarihinde iddianame hazırlanmış ve başlangıç için maruf kimseler olmaları ve operasyonu bizzat yönettiklerine dair kuvvetli deliller olması nedeniyle İsrail ordusunun 4 üst düzey komutanı hakkında, İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/264 E. sayılı dosyası ile saldırı emrini vererek bu suçları azmettirdikleri gerekçesiyle dava açıldı.

Savcılık makamının soruşturma aşamasında yaşadığı personel eksikliğinden ve dosya fazlalığından kaynaklı problemler, mahkeme sürecinde de yaşandı. Mahkemenin iş yükünün hafifletilmesi, en azından bir süre yeni dosya tevzi edilmemesi yönündeki talepler sonuçsuz kaldı. Mahkeme başkanı duruşma gününde seçim görevlisi yapıldığından duruşmaların vekil hakimler tarafından yapılmasına sebeb oldu.

KIRMIZI BÜLTENLER INTERPOL SEKRETERLİĞİ YERİNE DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI’NA GÖNDERİLDİ!

Mavi Marmara davasında tebligat işlemlerinin tamamlanmasının ardından 26 Mayıs 2014 tarihli duruşmada, sanıklar hakkında TCK ve CMK gereği tutuklama ve kırmızı bültenle yakalama kararları çıkarıldı. Mahkeme tarafından her bir sanık için kırmızı bülten formları hazırlandı ve Interpol Genel Sekreterliği’ne gönderilmek üzere Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dışilişkiler Genel Müdürlüğü’ne ulaştırıldı. Genel Müdürlük, söz konusu formları derhal İnterpol Genel Sekreterliğine göndermesi gerekirken mevzuata aykırı şekilde, 19 Haziran 2014 tarihinde, dosya Bakanlık oluru almak üzere Dışişleri Bakanlığı’na gönderildi.

MAĞDURLARA ADLİ YARDIM YAPILMADI

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin en üst düzey yetkilileri tarafından Mavi Marmara saldırısında mağdur olanların yasal haklarını talep ettikleri tüm süreçlerin destekleneceği açıklandı. Söz konusu tazminat davalarında mağdurlar, dava masraflarını ve harçları ödeme noktasında yaşadıkları maddi problemler nedeniyle “Adli yardım” talebinde bulundu; ancak bu talepler de Bakanlığın oluru alınamadığı için mahkemelerce reddedildi. Mağdurlar, yalnız bırakıldı ayrıca istenilen tazminat rakamları olması gerekenden düşük rakamlarda oldu.

KIRMIZI BÜLTEN KARARI ALDI DÜZ HAKİM YAPILDI

Mavi Marmara davasında sanık olan dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levi hakkında tutuklama ve kırmızı bültenle yakalama kararı çıkarılmasına hükmeden İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı, Bakırköy Adliyesi’ne düz hakim olarak atanarak cezalandırıldı.

Ceza davası yanında, İsrail Devleti’ne karşı yine Türkiye Cumhuriyeti adli yargı organları önünde, ayrıca tazminat davaları da açıldı.

İSRAİL’E 45 DÂVÂ AÇILDI

İstanbul, Kayseri ve Diyarbakır’da toplam 45 dava açıldı. Bu noktada alınacak kararlar, İsrail Devletinin Türkiye’de tespit edilecek menkul ve gayrimenkul malları ve özellikle Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile yapılan bir ikili anlaşma neticesinde doğmuş ya da doğacak olan herhangi bir hak ediş ücreti üzerinden tahsil edilebilecek.

BÜROKRASİ VE SİYASETTEKİ TRUVA ATLARI TEMİZLENSİN


İnsani Yardım Vakfı (İHH) Genel Başkanı Bülent Yıldırım, Cumhurbaşkanı, Başbakan, siyasi parti liderleri ve STK’lar başta olmak üzere Türkiye’deki bütün tarafların, İsrail’in yapmış olduğu katliamın karşısında yer aldıklarını söyledi. Yıldırım, “İsrail’in mahkeme önünde cezalandırılması gerektiğini de her zaman dile getirdiler. Böylece İsrail de ilk kez yargılama süreciyle karşılaştı. Bizler de hukuk tarihinde örnek teşkil edilecek şekilde bu süreci yönettik. Fakat görünen o ki, bürokraside ve siyasette bir takım Truva atları var. Bu Truva atları bir şekilde bu bilgi ve belgelerin İsrail’in aleyhine Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne ulaşmasına müsaade etmemiş. Bu da doğal olarak bizleri çok üzdü. Bu nedenle bu Truva atlarının tespit edilmesi, oradaki şehitlerin anısı için çok önemlidir” dedi.

KENAN KİRA N / YENİ AKİT

Haber Ara