Dolar

32,3495

Euro

34,9744

Altın

2.325,55

Bist

9.079,97

Kobani Protestoları İle İlgili Bazı Noktalar

10 Yıl Önce Güncellendi

2014-11-06 11:59:27

Kobani Protestoları İle İlgili Bazı Noktalar


Kobani protestolarının doğru anlaşılması, verilen tepkilerin değerlendirilmesi ve daha yapıcı ve çözüme dönük tepkilerin orta konulması için aşağıdaki noktaların yararlı olabileceğini düşündüm…

1) Güneydoğu'da Suriye ve Irak ile olan sınırlarımız orada yaşayan Kürtler için cumhuriyetin kuruluşundan beri yapay sınırlardı. Binlerce kişinin tel örgülerin hemen ardında akrabası, kardeşi, dostu ve yakını var. Bu yüzden "orası Kobani/Suriye/Irak burası Türkiye" söyleminin en azından Kürtler açısından bir anlamı yok…

2) Kürtlerin hali hazırda verdiği tepki; dozu ve tarzına bakılmadan önce, doğru okunmalı. Her gün Kürt kanallarında katledilen kadın, çocuklar, başı kesilen kadın ve erkekler, çaresizce oradan-buraya sürüklenen halklar gösteriliyor. Bütün bunlara eşlik eden ulusal ve uluslar arası "hükmet Işid'e destek veriyor" kampanyası...Hükümetin sınırı Kürtlere son günlere kadar kapatması...Işid'in katliamlara, kafa kesmeye devam etmesi....Olayları anlamak açısından bunların hepsinin görülmesi gerekir...

3) Suriye'de büyük güçlerin satranç oyununa şahit oluyoruz. Kobani de bu satranç hamlelerinin önemlilerinden birisi haline geldi. Ne Amerika'nın, ne koalisyonunun ne de Türkiye'nin Kobani'de öldürülen insanlarla ilgili temel bir meselesi yok aslında. Herkes bu satranç oyununda neleri kazanabileceği, hangi hamleleri yapabileceği, daha yüksek ülke menfaatleri için kimlerle ne tür pazarlıklar yapabileceğinin hesabını yapıyor.. O sırada insanlar ölmeye devam ediyor... O açıdan koalisyon Kürtler için "düşmanın düşmanı" statüsünde destek sağlayabilir ancak menfaatlerinin el verdiği ölçüde.. Dün Amerika kendisini açıkça ifade etti; Kobani bizim önceliğimiz değil, öncelik Işid'in ele geçirdiği/geçireceği jeostratejik noktalar...

4) IŞİD; ortaya çıkış şartları açısından gökten zembille inmiş, 3-5 günlük bir yapı olarak düşünülmemeli. Onun ortaya çıkışı Suriye/Irak/Ortadoğu coğrafyasının şartları, Saddam dönemi, Amerika’nın müdahaleleri, Şii/Sünni yoğunluğu ve mücadeleleri, Irak savaşı sonrası Irak yönetiminde oluşan durum, Suriye içi iç savaş gibi durumlar göz önünde bulundurulmadan anlaşılmaz… Bütün bunlardan dolayı da 3-5 günde bitirilip yok edilecek bir yapılanma değil. IŞİD bir zihniyettir. Tarihsel kökenleri vardır ve varlığını sürdürmeye devam edecektir. Bu zihniyetle mücadele uzun yıllar sürecektir… Bunun için de Kürtlerin ve Türklerin ittifakı önemlidir, gereklidir. Burada çıkacak bütün çatışmalar, anlaşmazlıklar IŞİD zihniyetine zemin temin edecek, örgüt daha rahat ve pervasızca hareket edecektir. Bunun da uzun vadede özellikle Kürtlere büyük zararları olacaktır.

5) Kobani meselesinde hükümetin tavrı, belirsiz politikaları, Işid’e destek verip Kürtleri engelleme ithamları eleştirilebilir. Oradaki yapay sınırlardan dolayı Kürtlere çeşitli engeller koyması eleştirilebilir, eleştirilmelidir… Kürtlerin ait oldukları Türkiye devletinden yanı başlarındaki kardeşleri için yardım istemeleri, tepkilerini buraya yöneltmeleri de normaldir. Çünkü aidiyetleri burayadır ve şimdilik başka çıkar yolları da bulunmamaktadır…

6) Bütün bunlar göz önünde bulundurularak Kobani meselesine tepki verilmesinin anlaşılmayacak bir yanı yoktur. Orada katledilen, öz yurtlarından sürülen bir halk bulunmaktadır ve karşılarında da amansızca saldıran bir canavar bulunmaktadır… Esed’le işbirliği, özerk bölge denemesi, Türkiye’nin laflarının dinlenmemesi gibi savunma argümanları da bu gerçeği, katledilen ve yurtlarından sürülen yüzbinlerce insanın olduğu gerçeğini, değiştirmemektedir. Burada anlaşılmayan ve kabul edilmeyen nokta tepki sürecinin iyi yönetilmemesidir…

7) Kürtlerin kendilerini ifade etme, haklarını talep etme, tepkilerini dile getirme ile ilgili yaklaşımları, silah başvurmaları, bunun tarihsel, sosyolojik, psikolojik arka planı uzun bir konudur…Oraya girmiyoruz… Ancak bunların hepsini arka planda göz önünde bulundurarak, değişen ve küreselleşen dünya şartlarını da hesaba katarak şunu söyleyebiliriz; Kobani protestoları daha iyi yönetilebilirdi, yönetilmeliydi.. Ama yapılmadı…

8) Halkı sokağa çağıran HDP çağırmadan önce sokakta nelerin yapılacağını, nelerin yapılmayacağını açıkça deklere etmeliydi. Demirtaş sadece “yakılan bayrak ve Atatürk heykelini” değil bütün yıkımları kınayabilmeliydi… Etkili yönetilen bir protesto süreci Türkiye’nin batısının da, Avrupa’nın da, Amerika’nın da en azından bu ülkelerin halklarının önemli bir kısmının desteğini alırdı…Kobani meselesi Türkiye’yi aştı.. Işid için artık uluslararası ciddi bir desteğe ihtiyaç var…

9) Dükkanlar yakılarak, bankalar kundaklanarak, devlet kurumları yakılarak, Hizbullah mensuplarına saldırıp derneklerini yakarak süreç kötü yönetilmiştir ve istenen sonuçlara ulaştırmayacaktır… Bunun getirileri Batıda hortlatılan milliyetçilik duyguları, sokağa taşan öfke, Hizbullah’ın silahlanıp karşılık vermesiyle bir Kürtler arası savaş, devletin “devletçi reflekslerinin ortaya çıkarılması”, Batı’nın desteğinin azalması, evleri, dükkanları yanan insanların ve onlara destek verenlerin kaybıdır…Bütün bunların sonucu da Kobani’nin, Şengalin, Telaferin yanmaya , yakılmaya devam etmesidir…

10) Değişen dünyanın gerçeklerini göz önünde bulundurarak mücadele yöntemlerimizi değiştirebilmeliyiz… Küreselleşen, herkesin her şeyden anında görüntüleriyle haberdar olup destek grupları oluşturduğu bir dünyada yaşıyoruz…Dünyanın ayrılmaya değil birleşmeye, ülkeleri aşarak ülke birlikleri kurdukları bir sürece doğru gidiyoruz…Ülkelerin bir birliğe ait olmadan en küçük meselelerde bile etkisiz kalabildikleri bir dünyada yaşıyoruz. Buna Ortadoğu’nun tarihi ve şartları da eklenince birliğe ve beraberliğe ihtiyacımızın daha da artacağını görüyoruz. Böyle bir dünyada Kürtlerin temel haklarını bu yöntemlerle savunursak 40 yıl daha halklarımıza acı kayıplar verdirmeye devam edeceğiz…Ne olursa olsun bu coğrafyada Türk kardeşlerimizle birlikte yaşamanın, onlarla güçlü bir birliktelik oluşturmanın yollarını aramalı, bu uğurda gerektiği zaman öfkemizi yutabilmeyi bilmeliyiz…Bu ülke halklarının, Suriye ve Irak haklarının mutluluğu da refahı da önemli düzeyde birlikte hareket eden, güçlü bir birliktelik kuran Türk ve Kürt halklarının ve diğer halkların kardeşliğidir…Savaş yolunu denedik. Birbirimizi yeterince test ettik.. Yeterince kan döktük…40 bin gencecik canımız gitti… Şimdi biraz da silahlarımızı, milliyetçi ve devletçi reflekslerimizi, ön yargılarımız, ön şartlarımızı bir kenara bırakarak barışı, kardeşliği, birlikteliği konuşalım ve buna yatırım yapalım…
VİDEO HABER

İsrail'in Gazze'de bir vahşeti daha görüntülendi!

Haber Ara