Dolar

32,5748

Euro

34,8036

Altın

2.502,09

Bist

9.693,46

Libya’daki iç savaş IŞİD’e yarıyor

Batılı devletlerin havadan verdiği destekle, Kaddafi’nin devrilmesinden beş sene sonra, Libya’ya müdahale ihtimali giderek artıyor.

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-02-06 15:39:48

Libya’daki iç savaş IŞİD’e yarıyor

TIMETURK I HABER MERKEZİ

IŞİD, Irak'tan çekilirken ve Suriye'deki varlığı da tehdit altında görünürken örgüt Libya'da giderek güç kazanıyor. 2 Şubat'ta Roma'da düzenlenen IŞİD'e karşı uluslararası mücadele koalisyon toplantısının gündeminde ağırlıklı olarak Libya ele alındı. 22 Ocak'ta Paris'te gerçekleştirilen toplantıda ABD Genel Kurmay Başkanı Joseph Dunford, Libya'daki IŞİD varlığına karşı “etkili bir askeri operasyon” gerçekleştirmeyi planladıklarını açıkladı. O tarihten bu yana ABD ve İngiliz askerlerinin yerel milislerle bağlantı kurmak üzere sahada oldukları teyit edildi.

Trablus-Tobruk İhtilafı

Libya'yı IŞİD açısından verimli bir ülke haline getiren şartlar aynı zamanda muhtemel bir dış müdahale planını da zor duruma sokuyor. Ülkede yirmi aydır devam etmekte olan iç savaş IŞİD'in Libya'da yayılmasını kolaylaştırdı. Ülkenin batısında Trablus'taki Ulusal Kurtuluş Hükümeti'ni destekleyen Mistaralı, Berber ve İslamcı milisler Şafak Operasyonu'nu yürütüyor. Doğuda ise düzenli ordu güçleri ve eski rejim destekçilerinin koalisyonundan oluşan milisler tarafından Şeref Operasyonu devam ettiriliyor. Şeref Operasyonu'nu İslam karşıtlığı ile bilinen General Halife Haftar kontrol ediyor. Haftar, operasyonu başlatmasının hemen ardından Tobruk'ta bulunan ve uluslararası olarak tanınan Libya Genel Ulusal Kongresi'ni lağvetmiş ve hükümetteki İslamcı meclis üyelerini kovmuştu.

IŞİD'in Libya'da yayılması her zaman kolay olmadı. 2015 yılı ortalarında doğu vilayetlerinden Derna'yı ele geçirme girişimi bölge aşiretlerinin güçlü direnişiyle karşılaştı. Ancak o zamandan beri yerel güçlü cihat yanlısı gruplardan Ensar'uş Şeria'nın milislerini kendi safına katmasıyla yaklaşık 160 km.lik bir alanın kontrolünü ele geçirdi. Bu alan içinde özellikle Trablus ve Bingazi arasında bulunan, sahil hattının en önemli yerlerinden biri olan Sirte ayrı bir önem arz etmekte.
Sirte'nin ele geçirilmesi ile birlikte IŞİD doğuya doğru yayılma ve Sidra ve Ras Lanuf bölgelerindeki petrol tesislerine saldırma şansını elde etmiş oldu. Sayıları beş bini bulan Petrol Tesislerini Koruma güçleri ise IŞİD'in bu tesislere zarar vermesine karşın tesisleri korumaya pek de gönüllü görünmüyor gibi.

IŞİD'in Libya'daki varlığından dolayı duyulan endişeler, ülkedeki iç savaşın sona erdirilip “ulusal mutabakat” hükümetinin kurulması yönünde diplomatik girişimlerin hız kazanmasına sebep oldu. BM aracılığı ile muhalif taraflar arasında 17 Aralık 2015'te Fas'ta imzalanan barış anlaşmasının bir an önce yürürlüğe konması bekleniyor. Geniş kapsamlı bir destek sağlanamadığından anlaşmanın erken, zamansız imzalandığı belirtilmişti. Her iki tarafın temsilcileri imzacıların sadece kendilerini temsil ettikleri belirtilmişti. Bütün bunlara rağmen BM, Trablus merkezli hükümetin üyelerinden Fayez Sarraj'ı kurulacak yeni hükümetin başbakanı olarak atadı.

25 Ocak'ta Tobruk hükümeti teklif edilen yeni hükümeti reddetti ancak değişiklikler yapıldığı takdirde barış planını kabul edeceklerini açıkladı. Talep ettikleri en önemli değişiklik anlaşmanın 8. Maddesi'nin kaldırılmasıydı. Bu madde başkanlık konseyine silahlı kuvvetlerinin ve güvenlik güçlerinin başındaki kişiyi atama yetkisi veriyordu. Bahsi geçen maddenin yürürlüğe girmesi, Libya'nın en güçlü adamı olmak isteyen General Haftar'ın durumunu tehlikeye sokuyordu. Dış güçlerin özellikle de Mısır'ın desteği ile General Haftar doğudaki hâkimiyetini koruyor.

Ya Anlaşma Olmazsa?

BM barış anlaşmasını tekrar açmayacağını söyledi. Trablus'taki hükümet kararını bildirmedi ancak başbakanı Halife el Ghawi, yeni hükümet güçlerini batı bölgesine girmek istedikleri takdirde tutuklamakla tehdit etti.

Ordu içindeki ayrışmazlıklar eninde sonunda General Haftar'ın doğuda zayıflamasına sebep olabilir. Batıda ise kendisine karşı duyulan nefret had safhada. Şu aşamada Libya'da ortak bir yönetimin oluşturulması, savaşan güçlerin bir araya getirilmesi ve IŞİD'e karşı Batılı güçlerle tek bir ittifak kurulması pek mümkün görünmüyor. Libya halkı, BM'ye eski temsilcisinin Haftar'ı desteklemiş olmasından dolayı güven duymuyor. Ayrıca savaşmaktan yorulan halkın yaklaşık bir milyonu yetersiz beslenme gibi sorunlarla karşı karşıya. 500 bin aile ise yerlerinden edilmiş durumda.

Peki Libya bu durumdayken Batı'nın IŞİD'e karşı mücadele için ülkeye müdahale etme planı nasıl işleyecek? ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Roma'da öncelikle mutabakat hükümetinin kurulması ardından talep edildiği takdirde askeri desteği verilebileceğini teklif etti. Bu yüzden Tobruk ve Trablus hükümetlerine bir uzlaşmaya varmaları için uluslararası baskı devam edecek gibi görünüyor.

IŞİD ise petrol tesisleri ve alt yapısını hedef alarak Libya'nın tekrar tek ve istikrarlı bir yapıya dönme ihtimalini ortadan kaldırmayı hedefliyor. Ülkedeki petrol üretiminin daha fazla düşmesi ile Libya'daki insani durum daha da kötü bir hal alacak.

Aslı The Economist'te yayınlanan makale Melahat Kemal tarafından Timetürk için Türkçe'ye çevrilmiştir.

Haber Ara