Dolar

32,3369

Euro

35,1436

Altın

2.241,52

Bist

8.745,71

Korucular referandumda 'evet' oyu kullanacak

Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, Muş'ta güvenlik korucuları ile bir araya gelip 16 Nisan'da yapılacak olan referandum seçiminde 'evet' oyu kullanacaklarını belirterek, 'Bizler 100 yıl daha bu ülkede huzur içerisinde, barış içerisinde, Türk'üyle, Kürt'üyle, Zaza'sıyla, Çerkez'iyle, Arap'ıyla, Boşnak'ıyla bu ülkede yaşamak istiyorsak 16 Nisan referandumunu tarihi bir dönemeç olarak görüp, sadece oyumuzu kullanırken evet mührünü beyaz bir kağıda değil

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-03-14 16:44:16

Korucular referandumda 'evet' oyu kullanacak
Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, Muş'ta güvenlik korucuları ile bir araya gelip 16 Nisan'da yapılacak olan referandum seçiminde 'evet' oyu kullanacaklarını belirterek, "Bizler 100 yıl daha bu ülkede huzur içerisinde, barış içerisinde, Türk'üyle, Kürt'üyle, Zaza'sıyla, Çerkez'iyle, Arap'ıyla, Boşnak'ıyla bu ülkede yaşamak istiyorsak 16 Nisan referandumunu tarihi bir dönemeç olarak görüp, sadece oyumuzu kullanırken evet mührünü beyaz bir kağıda değil, ABD'nin, İsrail'in, Hollanda'nın, Fransa'nın, Almanya'nın, PKK'nın, FETÖ'nün, DEAŞ'ın tam bir Osmanlı tokadı gibi yüzlerine indireceğiz" dedi.

Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu tarafından düzenlenen istişare, değerlendirme ve referandumda hükümete destek programına, Anadolu Güvenlik Korucuları ve Şehit Aileleri Konfederasyonu Başkanı Ziya Sözen, bölge dernek başkanları ve güvenlik korucuları katıldı. Programın açılış konuşmasının ardından kürsüye gelen Başkan Ziya Sözen, koruculuk sisteminin haksızlık karşısında, batılın karşısında dik durma sanatı olduğunu söyledi. 1985 yılından bu yana haksızlık karşısında susmayarak, ellerine silah alarak mücadele ettiklerini hatırlatan Sözen, "Gecemizi gündüzümüze katmak suretiyle şehitler, gaziler verme pahasına bu mücadeleyi bugüne kadar onurumuzla, şerefimizle ve alnımızın akıyla getirdik. Zorluklar çektik, sıkıntılar çektik, aç kaldık, susuz kaldık, çocuklarımızı okutamaz olduk, ailelerimizden hemen hemen herkes şehitler verdi ama bir şeyden asla vazgeçmedik. Ay yıldızlı bayrağımızı gönderden asla inmesine müsaade etmedik. Gökkubbede Ezan'ı Muhammediye'nin susmaması için elimizden gelen bütün gayreti gösterdik. Kimi zaman horlandık, dışlandık ama haklı olduğumuz bu mücadeleden asla vazgeçmedik. 35 yıldır gecesini gündüzüne katarak bu kutlu davayı buraya kadar getiren siz değerli korucu arkadaşlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum" diye konuştu.

"Türkiye'yi içte ve dışta yıpratmaya çalışanlar var"

"Bir misyonun temsilcileri olarak vatanımızın, milletimizin menfaati neredeyse biz de şimdiye kadar orada olduğumuz gibi bundan sonra memleketimizin menfaati neredeyse Allah'ın izniyle memleketimizin, milletimizin menfaatinin yanında olacağız" diyen Sözen, "Bu uğurda Türkiye'yi içte ve dışta yıpratmaya çalışanlar var. 35 yıldır bizimle mücadele eden PKK terör örgütü arkasındaki siyasi uzantıların bugün geldiğimiz noktada kimlere hizmet ettiklerini çok daha iyi anlıyoruz. PKK terör örgütü ilk ortaya çıkış zamanından 'sözde Kürt'lerin hakkını savunuyor' teziyle ortaya çıktı. Arkasındaki isimleri değişen siyasi partiler, 'Biz Kürt halkının hakkını, hukukunu savunuyoruz' teziyle ortaya çıktılar. 35 yıldır geldiğimiz noktada en büyük zararı biz bölge halkına, Kürt halkına, Zaza halkına verdiler. Bize gelen hizmetleri engellediler, yollarımızın yapılmasını engellediler, sağlık camiasını engellediler, eğitim camiasında öğretmenlerimizi katlederek çocuklarımızın okumasına engel oldular, huzurumuzu bozdular, sükünumuzu bozdular, ailelerimizden kadınlarımızı, çocuklarımızı, gençlerimizi şehit ettiler. Peki Kürt halkının hakkını, hukukunu savunduğunu iddia konumunda olan, Kürt'lerin gençlerini, Kürt'lerin masum kadınlarını, Kürt'lerin kundakta henüz isimleri konulmamış bebekleri vurması söz konusu olur muydu? Hayır, çünkü bunlar Kürt'ler değil, bunlar bugün özellikle son günlerde Avrupa'da hortlayan Çanakkale'de atalarımızın önünde diz çöken haçlı zihniyetinin ellerini yakmamak için kullandıkları maşalardır, taşeron örgütlerdir. Bunlar asla Kürt halkının temsilcisi değil, Kürt halkının düşmanıdırlar" ifadelerini kullandı.

"Bunlar dinsiz, ateist, Marksist, Leninist bir düşüncenin ürünüdürler"

Hakkari HDP Milletvekili Abdullah Zeydan'ın sarf ettiği sözlere tepki gösteren Sözen, "Daha Hakkari'de yeni milletvekili seçilmiş Abdullah Zeydan, çıkıp dedi ki, 'bizler sizi tükürüğümüzle boğarız.' Bir diğeri ardında PKK'nın taşeronluğunu yaptı, PKK'nın silahlarını taşıdı. Biz Kürt'ler dinine, ailesine, geleneklerine, örf ve adetlerine bağlı insanlarız. Peki bu PKK, bu arkasında ki HDP kim? Bunlar dinsiz, ateist, Marksist, Leninist bir düşüncenin ürünüdürler. Bunlar geçmişi pırıl pırıl, misafirperverliğiyle, dinine olan düşkünlüğüyle tanınan Kürt halkının en büyük düşmanlarıdır. Bu PKK ve HDP kimdir biliyor musunuz? Bunlar 35 yıldır Kürtleri dinsizleştirme politikası güden kişilerdir. Bunlar çocuklarımızı dinden uzaklaştırdılar, çocuklarımızı imanlarından, irfanlarından uzaklaştırdılar. Biz dinimize bağlı insanlarız. Sonuç olarak bu HDP ve PKK dün olduğu gibi bizim temsilcimiz değildirler, yarında asla bizim temsilcimiz olamazlar. Eğer bunlar bizim temsilcimiz olsaydı, bizim hakkımızı, hukukumuzu savunmuş olsaydı bugün bu korucu camiası onlara karşı eline silah alıp onlara karşı savaşmazdı" şeklinde konuştu.

"PKK bizim düşmanımızdır, HDP bizim düşmanımızdır"

Ağrı Valisinin sözlerini hatırlatan Sözen, "Ağrı valimizin dediği gibi bu HDP Milletvekili Leyla Zana'nın bir sohbet esnasında söylediği söz tarihi bir sözdür. 'Bu PKK terör örgütünün arkasında 20 tane Avrupa ülkesi var' demiş. Evet doğru. Belki 20 tane değil 40 tane Avrupa ülkesi, bunları uzaktan kumandalı makine gibi bir sağa çeviriyorlar, bir sola çeviriyorlar. Onun için sonuç olarak PKK bizim düşmanımızdır, HDP bizim düşmanımızdır. Bundan sonrada böyle kalacaktır. Ama ne zaman bu dinsizler, bu ateist, Marksist, Leninist düşüncenin ürünü gelip devlete teslim olurlarsa, 'biz 35 yıldır yanlış yaptık' derlerse o zaman bizde Kur'anın gereği, sünnetin gereği kendilerini affedebiliriz. Ama bu yoldayken hainlikleriyle onlar bizim öz be öz düşmanımızdırlar" diye konuştu.

"Dağda vurulan teröristlerin sorumluları da bu HDP'li milletvekilleridir"

Şehit çocuğu olduğunu hatırlatan Sözen, "Bizim fakir, fukara ailenin çocuklarını önce dağa götürüp bir canavar haline getiriyorlar, sonra ellerine silah tutuşturup ardından onların ölmelerine sebep oluyorlar. Muş'ta bir kez daha altını çizerek ifade ediyorum ki; dağda vurulan teröristlerin sorumluları da bu HDP'li alçak milletvekilleridir. Bugün Muş'ta eğer hala HDP'li vekiller seçilebiliyorsa bu başta biz korucu camianın ve diğer vatanını milletini seven Muş halkının ayıbıdır. Muş çok önemli bir yerde. 1071'de Anadolu'nun kapıları Malazgirt'te açılmıştır bütün dünyaya. Biz o ataların torunları nasıl oldu da bu dinsizlerin, bu ateistlerin, bu Siyonistlerin peşinden gidiyoruz. Bu asla bize yakışmamaktadır" dedi.

"Yol yakınken bu yanlıştan dönün"

Geçmiş zamanlarda HDP'ye oy verenlere seslenen Sözen, "Geçmiş zamanlarda HDP'nin gerçek yüzünü, PKK'nın gerçek yüzünü bilmeyip de HDP'ye oy veren iyi niyetli vatandaşlarımıza da buradan sesleniyorum; gittiğiniz yol yanlış yoldur, bunlar sizin temsilciniz değildir, bunlar bu memlekete zarar vermenin ötesinde hiçbir şey yapmamışlar. Yol yakınken bu yanlışınızdan dönün. Dağdaki PKK'lılara da buradan sesleniyorum, onlara da bir, iki sözüm var. Bakın bu ülkede Kürt kökenli vatandaşlarımız cumhurbaşkanı, başbakan, genelkurmay başkanı, jandarma genel komutanı, müsteşar, milletvekili, bakan olmuşlar. Sizin bu ülkede Kürt olduğunuz için, Zaza olduğunuz için kimse 'niye sen Kürt'sün bakan oluyorsun' dedi mi? Bakın şu anda bile bakanlar kurulunda bir sürü Kürt kökenli, Zaza kökenli bakanlarımız mevcuttur. O dağdaki o soğuk mağaralardan dönün. Sizi özleyen analarınız var, sizi özleyen babalarınız var, yıllarca sizin hasretinizi çeken kardeşleriniz var. Gelin devletin şefkatli kollarına teslim olun ve bu dağ hayatından, bu ölüm hayatından vazgeçin diye kendilerine buradan sesleniyorum" ifadelerini kullandı.

Davanın ne olduğunu açık bir şekilde görüyoruz"

"PKK meselesinin son günlerde Avrupa ülkelerinde, ülkemize karşı beslenen kini, nefreti, öfkeyi gördüğümüzde bir kez daha bu davanın ne olduğunu açık bir şekilde görüyoruz" diyen Sözen, "Özellikle 15 Temmuz'da yıllardır önünde düğme iliklediğimiz, komutan dediğimiz, general dediğimiz, kendilerine saygı duyduğumuz Türk Silahlı Kuvvetlerinin o pırıl pırıl üniformasını giyen o FETÖ'cü hain generallerde, bu PKK terör örgütü de, bu DEAŞ'ta, bu DHKP-C'de Avrupa Birliği ülkelerinin, ABD'nin, İsrail'in isimleri değişik olsa da hepsi Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Cumhurbaşkanına, başkomutanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a düşmanlık için üretilmiş senaryolardır" şeklinde konuştu.

"Bugün hayır cephesinde 35 yıldır mücadele ettiğimiz PKK var, kandil var, HDP var, FETÖ var, DEAŞ var, DHKP-C var"

16 Nisan'da yapılacak olan referandumda terör örgütlerine karşı 'evet' oyu kullanacaklarının altını çizen Sözen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ya bu coğrafyada yüz yıl daha yaşayacağız ya da 16 Nisan referandumunda bunların önünde diz çöküp bu ülkeyi onlara bırakacağız. Bu referandumda aslında iyi niyetle evet oyunu da kullanan, hayır oyunu da kullanan bizim ülkemizin vatandaşlarıdır. Ama özelikle biz korucu camiası olarak şehit aileleri, gazileri ve vatansever insanlar olarak hayır cephesinde niye yer almamamız gerektiğini aslında çok fazla düşünmemize gerek yok. Çünkü bugün hayır cephesinde 35 yıldır mücadele ettiğimiz PKK var, kandil var, HDP var, FETÖ var, DEAŞ var, DHKP-C var. Bugün gerçek yüzlerini ortaya koyan ve daha dün bizim vatanımızın uçağını havaalanına indirmeyecek kadar küstahlaşan, bizim bakanımızı saatlerce arabada psikolojik baskı uygulamak suretiyle bir kadın bakandan korkacak kadar Almanya var, Fransa var, Hollanda var, ABD var, İsrail var. Peki biz canımızdan canlar vermiş, yüzlerce, binlerce şehit vermiş korucu aileleri olarak, şehit aileleri olarak, vatansever insanlar olarak biz bu hainlerle, bu alçaklarla, bu Türkiye Cumhuriyeti Devletini düşman belleyen bu şer güçleriyle biz aynı safta yer alacak mıyız. Bizler 100 yıl daha bu ülkede yaşamak istiyorsak huzur içerisinde, barış içerisinde, Türk'üyle, Kürt'üyle, Zaza'sıyla, Çerkez'iyle, Arap'ıyla, Boşnak'ıyla bu ülkede yaşamak istiyorsak biz 16 Nisan referandumunu tarihi bir dönemeç olarak görüp, sadece oyumuzu kullanırken evet mührünü beyaz bir kağıda değil, ABD'nin, İsrail'in, Hollanda'nın, Fransa'nın, Almanya'nın, PKK'nın, FETÖ'nün, DEAŞ'ın tam bir Osmanlı tokadı gibi yüzlerine indireceğiz."

Haber Ara