Kılıçdaroğlu, Halk Tv'de yayımlanan "Halk Arenası" programında gazeteci Uğur Dündar'ın sorularını yanıtladı.
Genel başkanlığa gelmesinin bir proje olduğuna dair ortaya teori atıldığının iddia edildiği hatırlatılan Kılıçdaroğlu, CHP olarak ülkenin çocukları, çıkarları için, güzel Türkiye için proje ürettiklerini söyledi.
Türkiye'deki yoksulluğu bitireceğini, sokaktaki insanların sorunlarına odaklanacaklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ben CHP'nin genel başkanı oldum. Elimden geldiğimce bu görevi sosyal demokrat çizgide, evrensel kuralları uygulayarak yerine getirmeye çalışıyorum. Ben halkımı düşünen bir sosyal demokrat insanım. Onlar belki unuttular. Ben Samsun'da açlıktan ölen Kübra bebeği unutmadım, kendi çocuğum gibi biliyorum. Konya'da kışın ortasında gecekonduda camı kırık olduğu için zatürre olup ölen Ayaz bebeği onlar unuttu, ben unutmadım. Onlar da bizim çocuklarımız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'de her evde huzur olmasını istediğini kaydederek, "Eğer benim CHP Genel Başkanlığım bu bağlamda bir projeyse ben bunu istiyorum, bunu yapacağım" ifadesini kullandı.
"Türkiye'nin üniter yapısını bozmaya yönelik olarak düşünülen çabalarda CHP'nin bir payanda olduğu iddiası tamamen soyut bir komplo teorisi mi?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Çok özür dilerim ama çok saçma birşey. Az önce şuradan Türk bayrağı indi aşağıya hep beraber alkışladık. Allah aşkına başka işimiz gücümüz yok mu Türkiye'nin üniter yapısından ödün verelim. Bizim ruhumuzda Kuvayı Milliye'nin genleri var" değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, Mustafa Kemal Atatürk'ün savaş meydanlarında kazanılan başarının ekonomik başarılarla taçlandırılması yönündeki sözlerini hatırlatarak, bu yönde yapılan icraatlara değindi.
Atatürk'ün 1921'de daha Cumhuriyet kurulmadan önce Çocuk Esirgeme Kurumu'nu kurduğunu, savaş meydanlarında verilen binlerce şehidin çocuklarının bulunduğunu belirterek, o dönemde ülkenin kendi uçağını kurup uçak ihraç ettiğini, Osmanlı'nın borcunun son kuruşuna kadar ödendiğini, Anadolu'nun her yerine fabrikalar yapıldığını anlattı.
Kılıçdaroğlu, Atatürk'ün ekonomiye önem veren bir lider olduğunu dile getirerek, son dönemde ekonomiye, kaynak dağılımına yeterli önem verilemediğini söyledi.
Çok partili hayata hemen geçilemediği yönündeki eleştirilere ilişkin Kılıçdaroğlu, "Bugünün şartları ile o gün konuşulamaz. O gün kadınlar arasında okuma yazma oranı binde 8. Türkiye'nin genel okur yazarlık oranı yüzde 3 ila 4 arasında değişiyor. Seçim yaptığınızı düşününü Hakkari'den sandığın gelmesi birkaç ayı buluyor. Sandık başına koyacağınız okur yazar adam yok" ifadelerini kullandı.
- "Devletin içinde paralel yapı varsa asla kabul etmeyiz"
Türkiye'de gelir dağılımında büyük adaletsizlik olduğunu, refahın tabana yayılmadığını ve tepede kaldığını belirten Kılıçdaroğlu, iktidara gelmeleri halinde refahı tabana yayacaklarının altını çizdi.
Kılıçdaroğlu, Paralel Yapı ile iş birliği yaptıklarına yönelik iddialara ilişkin, şunları söyledi:
"Devletin içinde paralel yapı varsa asla kabul etmeyiz. Devletin bir omurgası vardır. Anayasa bu omurgayı belirler. Yasama, yargı, yürütme erkleri vardır. Bunların dengede olması lazım. Devlet bu yapılanma içinde yapılanır. Bize o suçlamayı yaptıklarında ben kendilerine şunu söyledim. Dönemin Başbakanı kalktı dedi ki 'Siz ne istediniz de biz vermedik? Neden bu 17-25 olayları çıktı. Keşke çıkmasaydı, biz malı götürüyorduk, herhangi bir şey yoktu, ne güzel kardeş kardeş götürüyorduk biz bu işi.' Ben de sordum; Ne istediler de siz verdiniz? Bugüne kadar bunun yanıtını almış değiliz. Tam tersine dediğim gibi bizim ne Paralel Yapı ile ne başka bir yapıyla herhangi bir bağlantımız yok. Soruyorlar yok yani ne yapalım. Var olsa açıkça söyleriz. Çünkü ben şunu söyleyeyim, siyasete atıldığım gün her ortamda her koşulda halka doğruları söyleyeceğimi belirttim. Böyle bir bağlantı kurulsaydı 'Evet biz iş birliği yaptık, şu gerekçelerle yaptık' derdim. Ama öyle bir iş birliğimiz yok. Biz 17-25 Aralık bir hükümetin bir devleti nasıl soyduğuna tanık olduk. O tarihlerde biz bunun üzerine gittik. Onun için onlara göre olayı paralel çıkardı. 'Siz neden onlara destek veriyorsunuz?' gibi bir suçlamayla karşı karşıya kaldık. Herkes emin olsun hiçbir zaman, hiçbir ortamda devletin içinde ikinci bir Paralel Yapı'yı asla kabul etmeyiz. Devletin kendi yapısı vardır o yapı içerisinde yolumuza devam ederiz."
Kemal Kılıçdaroğlu, kendilerinin her zaman hukukun üstünlüğünün yanında olduklarını vurgulayarak, hakimlerin kararı nedeniyle tutuklanmasını eleştirdi.
- "Siyasetin kirlilikten arınması lazım"
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten'in sosyal medyada İzmir hakkında paylaştığı mesajların sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, bu tarz söylemlere asla cevap vermeyeceğini, topluma karşı bir sorumluluğu bulunduğunu, siyaseti ahlaki düzeyde yapmak zorunda olduklarını söyledi.
Kılıçdaroğlu, siyasetin kirlilikten arınması için "Siyasi Ahlak Kanunu" çıkaracaklarına işaret ederek, "Bu tür insanların yeri parlamento değil. Kişilerin özel yaşamıyla sizin ne alıp veremediğiniz var. Ben hiç kimsenin yaşam tarzını, siyasete malzeme etmeyeceğim ve ettirmeyeceğim" değerlendirmesini yaptı.
- "Yaşadığımız süreç, bize iktidar yolunu açan bir süreç"
Seçimler için "hedef iktidar" demediği ve yüzde 35 oy hedefi belirttiğinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin 2002'de yüzde 34 ile tek başına iktidar olduğunu aktardı.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Biz gerçekten gerçekçi bir tahmin yaptık yüzde 35 ve üstü tahmin yaptık. '35'i yakalarsak bizim için başarıdır' dedik. Aşarsak tabi çok daha güzel olur. Bugün yaşadığımız süreç, bize iktidar yolunu açan bir süreç. Projelerimizle, halka dokunmamızla, teşkilatlarımızın çalışmasıyla gerçekten son derece iyi bir süreci yakaladık ve yolumuza devam ediyoruz."
Tek başlarına iktidar olmak istediklerini ve ana hedeflerini bu olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Türkiye'de en ciddi sorununun uluslararası anlamda demokrasi ve insan hakları ile medya üzerine baskı olduğunu ileri sürdü.
(sürecek)
