Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

Kahraman’ca haykırış “ Laiklik kaldırılmalı!”

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-05-03 16:54:47

Kahraman’ca haykırış “ Laiklik kaldırılmalı!”

Geçen hafta İstanbul'da “Yeni Türkiye Konferansı” düzenledi. Burada TBMM başkanı sayın İsmail Kahraman bir konuşma yaptı. Özgürce düşüncelerini ifade etti. Yeni yapılacak olan Anayasadan beklentilerini dile getirdi. Darbeci, cuntacı, faşist ve jakobenlerin yaptığı anayasadan kurtulmak gerektiğini, daha özgür ve halkıyla barışık bir anayasanın olmasının gerektiğini dile getirmiş.

Halkın devletiyle bütünleşmesi gerektiğini kanunlarla devlet-millet arasına mesafe konulmaması gerektiğini ifade eden Kahraman, Laiklik ilkesinin yeni anayasada olmaması gerektiğini belirtti. Çünkü Laiklik özgürlük değil aksine baskı ve ötekileştiren bir maddedir. Özgürlüğe, düşünceye ve inanca vurulan bir gemdir. Ülkemizde dindarlar bu maddenin keyfi uygulamaları nedeniyle hep itildi, kakıldı, hapislere atıldı. Bundan dolayı “Laiklik, yeni anayasada olmamalıdır” deyince sahte özgürlükçüler ve halk düşmanları saklandıkları inlerinden çıkmış oldu.

Solcu, Atatürkçü, Kürtçü, Türkçü, Alevi, yobaz ve gerici ne kadar halkı aşağılayan örgüt ve grup varsa hepsi birden ortaya çıktı. CHP bu sayede kendine konuşacak konu bulmuş oldu. Yani, fabrika ayarlarına geri döndü. MHP'niniçindeki dinsiz ve CHP zihniyetli grup 'da eteğindeki taşları dökmeye başladı. Kürtleri dinsizleştirmeye yönelik programlar yürüten, bebek katili, terör örgütü PKK'nın sempatizanı ve meclisteki gözü olduğu iddia edilen HDP'de laiklik konusunda diğer kankalarıyla ayni noktada buluştu. Zaten aksi düşünülemezdi.

Bu zavallıların hepsi birden sözde aydın ve ilerici oluverdi. Kahraman gibi hukukçu, siyasetçi, aktivist, gerçek bir vatan evladı, halkın gerçek temsilcisi ve TBMM'nin başkanı ise sözde hata yaptı. Hatta yaptığı yemine muhalif davrandı diye eleştirilmeye başlandı. Bazı bidon kafalılar ve göbeğini kaşıyan fosiller ise ağıza alınmayacak türde küfür ve ağırhakaretler etmeye başladı. Ağızlarından salyalar akmaya başlayınca daha bir çirkef ve dayanılmaz hal almaya başladılar.

Sayın Kahraman'ı tebrik ediyorum. İsmi gibi kahramanca bir çıkış yaptı. Çoktan beri unuttuğumuz bu uyuz ve kuduz tayfasını tekrar bize hatırlattı. Bu kuduz ve halk düşmanı olan sahte laik ve sahte Atatürkçüler hep halkı öteledi, aşağıladı ve hayat hakkı tanımadı. Sanıyorlar ki eskisi gibi “havladıklarında halk yine korkacak ve bir kenara çekilip sessizce bekleyecek. Artık o devirler geride kaldı. Halk gözünü açtı. Hakkını ve özgürlüğünü meşru argümanlarla almanın yolunu biliyor. Hele önlerinde Kahraman gibi yiğitler varsa bu halkın özgürlüğünü ve inancını artık kimse engelleyemeyecek! Buna da kimse cüret etmesin!

Laiklik adına dindarlara zulüm yapıldı

TBMM başkanı bu ülkenin en aydın ve ilerici entelektüellerinden birisidir. Siyaset, fikir ve edebiyat dünyasında tanınan ve hatırı saylan birilisidir. Bildiği gerçeği saklayacak veya konjonktür gereği davranacak birisi de değildir. Rize, İkizdereliolan Kahraman sözünü esirgemeden doğrudan söyleyen bir fikir adamıdır. Yıllardan beri inancının mücadelesini verenebir yiğittir. Şimdi kalkmış üç-beş soytarı sayın Kahraman'ı yermeye veya linç etmeye çalışıyor. Laikçiler çok sert kayaya çattılar. Tek başına hepsine akademik seviyede laf yetiştirecek seviyededir ama halk da her daim yanındadır.

Ortada henüz bir taslak veya madde de yok. Bir vatandaş ve TBMM başkanı olarak sadece yeni anayasadan beklentisini belirtti. Madem halkın ortak anayasası olacak o zaman laikler, liberaller, demokratlar ve diğerleri de kendi görüşlerini dile getirebilir. Herkes fikrini açıklamakta özgür olmalı. Hiç kimse üstün değildir. Kanunlar önünde herkes eşitolmalıdır. Eskiden olduğu gibi savaş kaçkınları, vatan hainleri, dönme ve kendini gizleyen kriptoların üstünlüğünün olduğu devirler bitti. Hala kendilerinin üstünlüğünün olduğunu sanan ayyaşların artık bir hükmü kalmadı. Zaten sayıları da gittikçe azalmaya başladı.

Bu ülkede laiklik adı altına dinsizlik yapıldı. Dindarlara akla hayale gelmeyen zulüm ve baskılar yapıldı. Ezan Arapçadanuyduruk Türkçeye çevrildi. Camilerin bir kısmı ahir yapıldı, bir kısmı ise yandaşlara hibe edilerek iş yeri ve mülk haline dönüştürüldü. Şapka giymedi diye, şapka satın alacak durumu olmayan masum insanlarımız idam edildi. Binlerce kişi laikliğe “aykırı davrandı” savıyla suçlandı. Allah diyen, Peygamberine salavat getiren “irticacı” olarak değerlendirildi ve en büyük cezalara çarptırıldı. Bu zulümlerin hepsi lanet olası, Batı toplumundan alınan, laiklik adına yapıldı.

Batı'da laikliğin bir karşılığı ve mantığı vardır. Papa, Kilise ve Hristiyan din sınıfı kendine göre bir ruhban sınıfıoluşturmuş din veya Tanrı (!) adına halkı sömürerek, karşı gelenleri korkunç cezalarla öldürdüğü için Fransız devriminden sonra olgunlaşan laiklik Avrupa halkına rahat bir nefes aldırdı. Ancak İslam'da ruhban sınıfı yok. Kimse Allah adına halkı sömüremez ve zulmedemez. Yanı laiklik Batı toplumunun Kilisenin zulmünden kurtulması için uygun olabilir. Ama İslami toplumlar için uygun değildir.

Batı'daki gibi İslam'da ruhban sınıfı yoktur

Batı laikliği halkına karşı zulmetmek için değil halkı Kilisenin baskısından kurtarmak için uyguladı. Hristiyanlığın devlet işlerine karışmasını engellediler. Bizde ve İslam ülkelerinde ise laiklik gerçek anlamda “din düşmanlığı” olarak algılandı ve uygulandı. Bırakın devlete karışmayı devlet din kisvesindeki kişileri kendi kontrolüne alarak dini istediği gibikullandı. Allah düşmanı olan rejimler “sahte din adamları” vasıtasıyla olumlu gösterildi. Allah'ım emri olan başörtüsüdevletin paralı memurları tarafından “farz olmadığı” yönünde beyanlarda bulundular. Yanı devlet her zaman dine vedindara müdahalede bulunmuştur.

Halkın seçtiği meclisin başkanı olan sayın Kahraman bu durumları bildiği için laikliğin bizim toplumumuza yabancıolduğunu ve yeni anayasada bulunmaması gerektiği fikrini dile getirmiştir. Allah ve halk düşmanları hemen her gün ağza alınmayacak teklif ve hakaretlerde bulunmalarına rağmen onları kimse susturmuyor. Onların ki fikir hürriyeti oluyor da Kahraman'ın ki neden bu kategoriye girmiyor? Çünkü Kahraman hakkı ve toplumun yararına olanı söylüyor da ondan. Başka bir deyimle halkın diliyle konuşmuştur.

Her kim ki laikliği savunur ve bu zulmü halka dayatırsa halk tarafından asla kabul görmeyeceğinin bilinmesi gerekir. Biz özgür birey olmak istiyoruz. Hristiyanlar, Yahudiler, Ateistler ve diğer dini gruplara inanan kişiler gibiMüslümanlarda özgür olsun. Bu köhne zihniyet öz yurdumuzda bize zulmetti. Tatil günlerimiz bile azınlıkların dini günlerine göre ayarlanmış. Azınlıklara son derece hoşgörü Müslümanları ise ötekileştiren kara zihniyet dönemi bitmelitüm inançlara saygılı bir sistem oluşturulmalıdır.

Bidon kafalılar laiklik adına inananları aşağılayamayacak

Bu ülkenin başına kara bulutlar gibi çöken CHP zihniyetinin Hristiyan temsilcisi Sayek Böke,Laiklik kırmızı çizgimizdir.” diye açıklama yaptı. Bizde zaten sizin getirmiş olduğunuz bu zulüm yasasına karşı direniyoruz. Uygulamalarınızda halkı böldünüz. Kendi Kiliselerinizde çan sesleri çınlarken bizim camilerimizde ezan sesleri kısılmıştı. Bu topraklarda yaşayan münevver halkımız dinini yaşamaya çalışan bir gayrı Müslime mani olmaz aksine Allah ve Resulünün direktifiyle onlarayardımcı olur.

Ben de burada Kahraman'a destek vererek kendi dünya görüşümü ve fikrimi dile getiriyorum. Aksı fikirde olanlarasaygılıyım. Ama inançlı kişilere karşı yapılan linç kampanyalarını asla kabul etmiyorum ve telin ediyorum. Toplumdaşiddete başvurmayan her türlü fikir ve ifade özgürlüğünün olmasından yanayım.

Kötü ve art niyetli kişiler bu ilkeyi Batı'daki gibi değil aksine dindarlara baskı aracı olarak kullandığından dolayı bu maddenin olmaması gerektiğine inanıyorum. Ayrıca dünyada laikliği uygulayan sadece birkaç ülke kalmıştır. Ama hiçbiri bizdeki gibi baskı aracı olarak kullanılmıyor. Tüm inanç gruplarıyla birlikte toplumu kucaklayacak özgürlükçü bir anayasa olacaksa herkes tarafından kabul görecektir. Yoksa CHP zihniyetinde yapılacak bir çalışmanın halk nezdindeasla bir değeri yoktur.

Laikliği anayasamıza Atatürk değil İnönü 1937 yılında zulüm ve işkence maddesi olarak sokmuştur. Bu maddenin yürürlüğe girmesinden sonra dindarlar düşman olarak görülmeye başlandı. Başörtüsüyle insanların kamu görevlisiolması engellendi, üniversite ve liselerde okuyamamasına gerekçe olarak “laik sistemin ruhuna zarar verir” diye engellendi. Laiklik deyince insanların aklına zulüm, işkence, dinsizlik ve ayrımcılık geliyor.

Halkımızın rahatlığı ve özgürlüğü için TBMM başkanı Sayın İsmail Kahraman'ın beyan etmiş olduğu görüş sadece toplumsal barışın sağlanmasını amaçladığını düşünüyorum. Bidon kafalı laiklerin ortalığa attığı fitne ve şiddet içerensöylemlerin halk nezdinde hiçbir geçerliliği yoktur.

 

https//:twitter.com/aslanbalci1

 

Haber Ara