Dolar

32,3271

Euro

35,0620

Altın

2.297,63

Bist

9.008,28

İngilizlerin petrol oyunu Osmanlı'yı nasıl yıkmıştı?

İngilizlerin petrol oyunuyla Osmanlı'yı nasıl yıktığını Beijing University of Chemical Technology profesörlerinden William Engdahl Derin Tarih'in Ağustos sayısı için yazdı.

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-08-05 10:22:47

İngilizlerin petrol oyunu Osmanlı'yı nasıl yıkmıştı?

Profesör William Engdahl'ın ilginç detaylarla dolu yazısından çarpıcı bir bölüm şöyle:

1873 yılında İngiltere tarihinde Büyük Bunalım olarak bilinen ciddi bir ekonomik bunalım yaşandı. 1896 yılına kadar neredeyse çeyrek yüzyıl boyunca etkisini artırarak devam ettiren bu bunalım, 1914'te patlak veren Büyük Savaş'a zemin hazırlayan şartların oluşmasında çok büyük rol oynadı. 1873 bunalımı İngiltere'nin sanayi alanındaki rekabet edebilirliğini daha da azalttı. Fiyat seviyeleri muntazaman düştü; deflasyon, kâr marjı ve ücretlerdeki düşüşle birleşti. Devasa miktarda sermaye atıl durumda kaldı ya da kazanç elde etmek üzere yurtdışına yöneldi. 1800'lü yılların son İngiltere'nin dünyanın en önemli ekonomik gücü olarak sahip olduğu hakim konumu kaybedişinin başlangıcını oluşturdu. Teknolojideki devrim, kömürden petrole geçişti. 1890'lardan sonra, güvenli petrol enerjisi arayışı, Majestelerinin donanması ve Majestelerinin hükümeti için en önemli gündem maddesi haline geldi. Petrolün kontrolüne dönük küresel savaş günbegün yaklaşıyordu. Bu yıllarda Osmanlı padişahı II. Abdülhamid Almanların kendi ülkesine olan ilgilerini yanıtsız bırakmadı ve İngilizlerin petrol oyununa Almanlar ile karşılık vermek istedi. Bağdat'a yapılacak demiryolu hattı bu sebeple oldukça önemli bir hâl kazandı. Demiryolunu yapacak ülke petrol arama imtiyazını da elde edecekti. Almanlar bu imtiyazı elde ettiler ve kazanmış gibi gözüktüler. İngilizlerin bu imtiyaz duydukları rahatsızlık dünya siyasi dengelerini kısa süre içinde değiştirdi.

Nisan 1913'te İngiltere Dışişleri Bakanlığı, Londra'daki Türk Başkonsolosuna Mezopotamya petrolleriyle ilgili bir niyet mektubu yolladı. “Majestelerinin Hükümeti... Osmanlı İmparatorluğu'nun vakit kaybetmeden Mezopotamya'nın petrol kuyuları ile ilgili olarak İngiltere'nin bu kuyular üzerindeki kontrolünü tasdik eden düzenlemeleri, incelikli konularda da onay alacak şekilde yapmasını beklemektedir...”


1909'da İngiltere Kralı Edward'ın bir gezinin ardından dile getirdiği isteğiyle kalburüstü bir Londralı bankacı olan Sir Ernest Cassel tarafından Türkiye Millî Bankası kuruldu. Cassel'in bir ortağı da Ermeni asıllı zengin bir Osmanlı eşrafı olan Kalust Gülbenkyan adında gizemli bir kişiydi. Yeni Türkiye Millî Bankası'nda Osmanlı asıllı başka hiçbir üye yoktu. Yönetim kurulunda Londra Bankası'ndan Hugo Baring, Dük Kramer ve Baronlar Ashburton, Northbrook ve Revelstone yer alıyordu.

Abdülhamid'den petrol imtiyazı koparmak

Bu dönemde Lord Cromer İngiltere Bankası'nın da başındaydı. İstanbul'daki bu elit İngiliz kliği o zamanlar Türkiye Petrol (Turkish Petroleum) Şirketi'ni kurdu. Gülbenkyan'ın şirkette yüklü bir hissesi vardı.

Amaç, Sultan'dan Mezopotamya'daki petrollerle ilgili imtiyaz koparmaktı. Bununla eş zamanlı olarak İngiltere-Basra Petrol Şirketi adında ikinci bir İngiliz şirketi de Basra petrolleri üzerindeki haklarını, Mezopotamya ile Basra arasındaki tartışmalı sınırları kapsayacak şekilde genişletmesi için uğraşıyordu. II. Abdülhamid'den petrol keşfiyle ilgili imtiyaz almayı başarmış olan tek aktörse Deutsche Bank'a ait Bağdat Demiryolu Şirketi'ydi. İngilizlerse bu durumu değiştirmek üzereydi.

İngiltere'nin baskıları Alman şirketini bir dizi taviz vermeye zorladı. 1912'de ve sonrasında 1914 başlarında savaşın patlak vermesinden hemen önce İngiliz ve Alman hükümetlerinin desteğini arkasına alan (İngiliz) Türk Petrol Şirketi'nin organizasyon yapısı yeniden düzenlendi. Hisseli sermaye ikiye katlandı. Bu hisselerin yarısı, gizlice İngiliz Hükümeti tarafından kontrol edilen İngiliz-Basra Petrol Şirketi'ne devredildi. %25'i İngiltere-Hollanda ortaklığındaki Hollanda Kraliyeti'ne ait Shell grubuna gitti. Geri kalan %25'lik hisse ise Deutsche Bank grubu tarafından kontrol ediliyordu.

Deutsche Bank Bağdat demiryolunun her iki tarafında kalan bölgede yürütülecek petrol arama faaliyetleriyle ilgili imtiyaza sahip olan yegane taraftı. Nihayetinde Shell ve İngiliz-Basra Petrol Şirketi bir anlaşma yaparak Gülbenkyan'a hisselerinden %2,5'luk bir pay vermeyi kabul etti. Böylece Gülbenkyan'ın %5'lik bir hissesi olmuş oldu.

İngiltere neden savaşa girmişti?

Haziran 1914'te, savaşın çıkmasından sadece birkaç gün önce İngiliz Hükümeti İngiliz-Basra Petrol Şirketi'nin (APOC) hisselerinin çoğunu el altından satın aldı ve böylece APOC'un Deutsche Bank'a ait Türkiye Petrol Şirketi'ndeki çoğunluk hissesini de ele geçirmiş oldu.

İngiltere neden 1914'te Almanya'nın endüstriyel ekonomisinin gelişimini önlemek için bir dünya savaşına girme riskini göze aldı?

İngiltere'nin Ağustos 1914'te savaş ilan etmesinin ardındaki temel neden, Deutsche Bank'tan Karl Helfferich tarafından şu sözlerle açıklanıyordu: “[İngiltere'nin savaşa girmesinin temel nedeni] köklü İngiliz politikası geleneğidir. İngiltere bu politika sayesinde büyük bir güce dönüşmüştür ve yine bu politika vasıtasıyla bu niteliğini korumayı hedeflemektedir”.

Sonuç olarak Almanya hızla yalnızlaştırılarak I. Dünya Savaşı'na giden süreçteki bloklaşmalar meydana geldi. Esasına baktığımızda I. Dünya Savaşı'nın en önemli sebeplerinden biri petrol bölgelerinin paylaşımıydı. Bu paylaşım savaşında İngilizlerin düşüncelerinde Osmanlı devletine yer yoktu.

Haber Ara