Vardan İKV 53. Olağan Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, bugün yeni bir dönemin başladığına işaret ederek, İKV'nin her yeni dönemde Türkiye'nin AB'ye katılım süreci doğrultusunda çalışmalarını kararlılıkla ve doğruluktan ayrılmadan sürdürdüğünü, bundan sonra da bunun böyle devam edeceğini söyledi.
Yeni dönemde bazı üyelerin görevlerine devam edeceğini, bazılarının da yerlerini yeni üyelere bırakacağını anımsatan Vardan, şunları kaydetti:
"Bu vesileyle ben de Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) başkanlığına seçildikten sonra, artan iş yüküm nedeniyle çok severek yaptığım bu görevi, yeni bir arkadaşımıza bırakıyor olacağım. DEİK başkanlığına başladıktan sonra, İKV'nin faaliyetleri için gereken zamanı ayırmam zorlaştı. O nedenle bu yükü daha iyi taşıyacak, bu işe daha çok zaman ayırabilecek bir arkadaşımıza görevi devretmem gerektiğini düşündüm. Dolayısıyla bugün, sizlere veda ederken, sizlerin teveccühlerinizle oluşacak yeni yönetime de şimdiden başarılar diliyorum."
Vardan, mevcut Yönetim Kurulu'nun çalışma döneminin, hem AB-Türkiye ilişkileri, hem de İKV açısından ilginç bir dönemde görev yaptığını belirterek, bu süreçte, AB içinde Parlamento, Konsey ve Komisyonlarda birçok makamın yenilenmesine şahit olduklarını aktardı.
Bu süreçte Türkiye'de yaşanan siyasi gelişmelere ve seçim dönemlerinde meydana gelen gelişmelere de değinen Vardan, şunları anlattı:
"Türkiye-AB ilişkilerinde geçmiş zamana not edilecek gelişmelere baktığımızda, 2,5 yıllık bir aranın ardından 22. Faslın müzakerelere açıldığını, Geri Kabul Anlaşması'nın imzalanarak vize serbestliği sürecine ilişkin görüşmelerin başladığını, KKTC ile Rum Kesimi arasında görüşmelerin tekrar başladığını ve 17. Faslın açılmaya hazır olduğunu görüyoruz.
Ekonomi Bakanımız Nihat Zeybekçi ile Ticaretten Sorumlu Avrupa Komisyonu üyesi Cecilia Malmström de iki taraf arasında gümrük birliğinin modernizasyonu sürecinin başlatılmasına ilişkin mutabakata varıldığını açıkladılar."
Vardan konuşmasında AB'de yaşanan gelişmelere de değindi. Birliğin ekonomik büyüme ve dijital çağa uyum doğrultusunda yeni adımlar attığı ve ekonomik yönetişimi güçlendirdiği bir dönem geçirdiğini söyleyen Vardan, AB'nin bütünleşmesini ilerletmeye çalışırken, aynı anda önemli tehditlerle karşı karşıya geldiğine işaret etti.
Ömer Cihad Vardan, İngiltere'nin AB üyeliğini referanduma sunmasının ve Yunanistan'ın bir türlü krizi aşamamasının, AB içindeki üyeler arasındaki uyumu tehlikeye soktuğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
"Dün yapılan referandum da işin tuzu biberi oldu. Yaklaşık yüzde 61 ile AB planının reddedilmesi Yunanistan'ın avrodan çıkması ile avro alanında istikrarın bozulması ihtimalini güçlendirdi. Tüm bu gelişmeler, AB'nin geleceği için üye devletler arasında halkların bakış açılarını dikkate alan yeni bir temel mutabakata varılması gereğini ortaya koyuyor.
Öte yandan, Ukrayna krizi, güvenlik, dış politika ve enerji politikası açısından, AB'nin yeterliliği sorununu gündeme getirdi. Kuzey Afrika ve Orta Doğu'daki çatışmalar sonrasında artan göç akını, AB'nin göç politikasına ciddi eleştiriler yöneltilmesine yol açtı. Genişleme politikasında ise yeni Komisyon Başkanı Juncker'in göreve geldiğinde önümüzdeki 5 yıl AB'nin yeni üye kabul etmeyeceğine yönelik açıklaması oldukça önemliydi."
Katılımcılara bugüne kadar yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren, İKV'nin 50. kuruluş yıl dönümü çerçevesinde gerçekleştirilen etkinliklere ve projelere değinen Vardan, "Bizleri her daim destekleyen, Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza, Dışişleri Bakanımıza ve AB Bakanımıza teşekkürü bir borç bilirim. Genel kurulumuzun hayırlara vesile olması diliyorum" diye konuştu.
-"Yeni Meclisimiz de AB üyelik sürecini canlandırmaya odaklanmalı"
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halim Mete de İKV'nin Türkiye-AB ilişkilerinin canlı tanığı olduğunu belirterek, "Türkiye-AB İlişkilerinin gelişmesine katkı sağlaması yanında, iş dünyasının bilgilendirilmesinde de daima öncü rol oynuyor. İKV aynı zamanda, AB konularında uzman bir düşünce kuruluşu" dedi.
Ömer Cihad Vardan'a şu ana kadar yaptığı çalışmalar için teşekkür eden Mete, iş dünyası olarak kendilerinin AB'ye bakışının "kazan-kazan" esasına dayandığını, Türkiye'nin AB üyeliğinin gerçekleşmesiyle demokrasinin ve toplumun tüm kesimlerinin kazanacağını söyledi.
En az Türkiye kadar Avrupa'nın da bu üyelikten kazançlı çıkacağına işaret eden Mete, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Türkiye'nin üyeliği ile AB daha güçlü ve dinamik hale gelecek. Bu sayede bölgesel ve küresel istikrar kazanacak, dünya barışı kazanacak. İşte İktisadi Kalkınma Vakfı, iş dünyamızın, bu vizyona daha 50 yıl önce sahip olduğunun en somut göstergesidir. İKV iş dünyasının AB ile bütünleşme çabalarına verdiği desteğin simgesidir. Ancak daha alacağımız yol var.
Atılması gereken daha fazla adım, yapılması gereken daha çok reform mevcut. Başta enerji olmak üzere, ekonomik ve parasal politikalar, yargı ve temel haklar ile adalet, özgürlük ve güvenlik fasıllarında müzakerelerin bir an önce açılmasını istiyoruz."
Mete, vize serbestliği, Gümrük Birliği modernizasyonu, AB ile ABD arasında yürütülen Trans Atlantik Ticaret ve Yatırım Müzakereleri'nde Türkiye'nin dışarda kalmaması gibi konuların çözümlenmesi gerektiğine vurgu yaparak, "Bu çerçevede, yeni Meclisimiz de AB üyelik sürecini canlandırmaya odaklanmalıdır. İhtiyaç duyulan reformlar, tüm partilerinin katılımı ve uzlaşmasıyla süratle tamamlanmalıdır" çağrısında bulundu.
- "Türkiye'nin tam üyeliğinin hala belirsiz olması hakkaniyete dayalı bir tutum değildir"
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Erdal Bahçıvan da Ömer Cihad Vardan'a çalışmaları için teşekkür ederek, Türkiye'nin AB üyelik süreci kapsamında değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin bu konuda bir mağduriyet yaşadığına dikkati çeken Vardan, "Gümrük Birliği konusunda çok ciddi bir ödün verilmiş olmasına rağmen, Türkiye'nin tam üyeliğinin hala belirsiz olması hakkaniyete dayalı bir tutum değildir" dedi.
Avrupa Birliği ülkelerinde Türk mallarının serbest şekilde dolaşmasına karşın, Türk iş adamlarının hareketlerinin kısıtlanmasını 'kabul edilemez bir engel' olarak nitelendiren Bahçıvan, "Türkiye AB üyeliğine aday olup vize muafiyeti olmayan tek ülkedir. Hükümetimizin bu konuda son zamanlarda attığı adımları ve çabaları memnuniyetle karşılıyoruz. AB'yle devam eden katılım müzakereleri siyasi etkilerden kurtulup teknik bir nitelik kazanmalıdır" diye konuştu.
