Dolar

32,3200

Euro

35,1252

Altın

2.299,02

Bist

9.041,20

Eski DEP milletvekili: 90'lara dönülmemeli

Eski DEP milletvekili Selim Sadak, '10 yıl hapis yattık, bedelini Türkiye ödedi, 90'lara dönülmemeli' dedi...

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-30 04:59:42

Eski DEP milletvekili: 90'lara dönülmemeli

Zaman Gazetesi'nin haberine göre; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, PKK'nın silah bırakma kararı alacağı kongre ilanından bir hafta önce “Ben oradaki (Dolmabahçe) toplantıyı doğru bulmuyorum. Açıklanan 10 maddelik metinde bir demokrasi çağrısı yok.” diyerek çözüm sürecini dondurmuştu. Erdoğan, önceki gün yaptığı açıklamalarla ise hem çözüm sürecini net ifadelerle bitirdi hem de HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması çağrısı yaptı.

Erdoğan'ın açıklamalarına paralel olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da HDP'yle ilgili inceleme başlattı. Bir yandan şiddetin yeniden tırmanması, diğer yandan da siyasette ‘dokunulmazlık' tartışmasının başlaması, kamuoyunda “90'lı yıllara yeniden mi dönülüyor?” endişesine neden oldu. 1994 yılında, dönemin güvenlik politikalarının bir ürünü olarak dokunulmazlığı kaldırılan ve 3 arkadaşıyla birlikte Meclis'te yaka paça gözaltına alındıktan sonra 10 yılı aşkın süre cezaevinde kalan eski DEP milletvekillerinden Selim Sadak, 20 yıl öncesine dönmenin topluma ve ülkeye büyük sıkıntılar yaşatacağı uyarısında bulundu.

HAKİMLER BİZİ TALİMATLA CEZALANDIRDI

Selim Sadak, yaptığı açıklamada mağduru oldukları sürecin ve o dönemle yaşanan acı olayların siyasi tarih açısından önemli örnekler olduğunu ve herkesin o dönemden ders çıkarması gerektiğini söyledi. Sadak, “Parlamenter faaliyetlerimiz ve açıklamalarımız nedeniyle Meclis'te yaka paça gözaltına alındık, dokunulmazlığımız kaldırıldı ve tutuklandık. 10 yılı aşkın süre cezaevinde kaldık. Süreçte partimiz kapatıldı. Tarihe ‘2 Mart darbesi' olarak geçen sürecin tüm siyasetçiler tarafından iyi incelenmesi gerekir.” diye konuştu. O dönem kendilerinin, sonrasında ise kendilerini yargılayan hukukun yargılandığını anlatan Sadak, “Bizi idamla yargıladılar. 15 yıl hapis cezası verdiler. Biz özgürlüğümüzden yoksun kaldık ama Türkiye de ağır bedeller ödedi. Türkiye AİHM'nde ve dünya demokrasi çevrelerince yargılandı, suçlu bulundu.” ifadelerini kullandı.

GEÇMİŞTEN DERS ALINSIN, AYNI YANLIŞLAR YAPILMAMALI

Erdoğan ve AK Parti'nin son günlerde o dönemden hiç ders almamış gibi bir anlayış sergilediğini anlatan Selim Sadak, “Bugün Erdoğan ve hükümet siyaset üretemediği ve demokrasiye ulaşma niyetinde olmadığı için milliyetçi şoven kesimlerin duygularına hitap ediyor. Bu tutumlarıyla Türkiye'yi zora sokuyorlar. Dokunulmazlıklar kalkarsa HDP'li arkadaşlarımız değil parlamenter sistem yargılanacak. Bu kararı verecek siyasetçiler iyi düşünmeliler. Bizim durumumuzdan ders almalılar.” diye konuştu.

OLAYLARIN SEBEBİ, ERDOĞAN'IN BAŞKANLIK ÜTOPYASI

Erdoğan'ın sürecin başında, “Gerekirse baldıran zehri içeriz.” dediğini ancak zehri görünce içmekten korktuğunu belirten Selim Sadak, “Demokrasi için gerekirse oy da kaybedilir. Ama AKP oy kaybını görünce süreçten vazgeçti. Erdoğan baldıran zehrini içemediği için demokrasi balını da tadamadı. ‘Az olsun, benim olsun' anlayışına kapıldı. Nihayetinde Türkiye'yi bir savaşın eşiğine getirdiler. Umuyorum, bu yanlıştan dönerler. Türkiye'nin Ortadoğu'ya öncülük etmesi gerekir. Uzlaşmaya, silahsızlanmaya bir hafta kalmışken bu sürecin neden durdurulduğu sorgulanmalı.” dedi. Erdoğan'ın ‘başkanlık ütopyası' nedeniyle yanlışlara imza attığı düşüncesinde olduğunu anlattı. Cumhurbaşkanı'nın bu ‘ütopyadan' vazgeçmesi gerektiğini ifade etti.

PKK'YA EYLEMSİZLİK, HÜKÜMETE ‘OPERASYONLARDAN VAZGEÇ' ÇAĞRISI YAPILMALI

Sadak, Türkiye'nin siyasi ve güvenlik açısından 1990'lara dönmemesi için şu çağrıyı yaptı: “Türkiye'nin tüm aydınlarına sesleniyorum. Sağduyulu insanlar, sivil toplum kuruluşları, siyasetçiler devreye girmeli. AKP ve HDP çevrelerindeki demokrasiyi samimi şekilde savunan herkes harekete geçmeli. Öcalan'la görüşmenin yolu yeniden açılmalı. Herkes, yapılan tüm yanlışlara karşı dik durmalı. Silahların susup, siyasetin yeniden konuşması için hükümete de, PKK'ya da ‘dur' denmeli. Hükümete operasyondan vazgeçmesi, PKK'ya da eylem yapmaması çağrısı yapılmalı. Aksi takdirde 90'lı yılların karanlık olaylarını andıran son gelişmeleri, at izinin it izine karışmasını durduramayız.”

Haber Ara