Dolar

32,4996

Euro

34,8527

Altın

2.474,56

Bist

9.530,47

Başbakan Yıldırım, canlı yayında

Başbakan Yıldırım, canlı yayında

8 Yıl Önce Güncellendi

2016-08-25 00:16:57

Başbakan Yıldırım, canlı yayında
Başbakan Binali Yıldırım, "Mısır'la ilgili düşüncemiz de çok net. Mısır halkı ile Türk halkı kardeş. Bizim inanç, kültür, bölge yönüyle ortak değerlerimiz çok fazla. Dolayısıyla biz Mısır ile ilişkilerimizi düzeltmek zorundayız. İlişkimiz böyle devam edemez. Mısır için de bizim için de böyle devam edemez ama siyasi bakımdan sıkıntımız var."

Yıldırım, Habertürk, Show Tv ve Bloomberg HT televizyonlarında ortak canlı yayın programına katılarak, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.

Suriye'de etnik temele dayalı bir yönetimin kurulmaması gerektiğini ve bunu bütün muhataplarına da ilettiklerini ifade eden Yıldırım, Suriye'nin toprak bütünlüğünün mutlaka sağlanması gerektiğini söyledi.

Arapların, Kürtlerin, Nusayrilerin, bütün grupların yeni kurulacak hükümette hak ettiği şekilde temsil edilmesi gerektiğini vurgulayan Yıldırım, bu çerçevede bir sonuç almanın mümkün olduğunu, buna itiraz edenin de olmadığını söyledi.

Başbakan Yıldırım, "Esad bu işin neresinde?" şeklindeki bir soru üzerine, Esad'ın rejim taraftarı olarak savaşın içinde olduğunu, rejim muhalifleriyle savaştığını ve Rusya'nın Esad'la birlikte hareket ettiğini kaydetti.

- "Esad'ın sistemde geleceğini görmüyoruz"

DAEŞ'e karşı mücadelede Amerika Birleşik Devletlerinin başı çektiğini ve Türkiye'nin yardım ettiğini aktaran Yıldırım, "Biz kalıcı çözüm için Esad'ın sistemde geleceğini görmüyoruz. Ama başlangıçta istesek de istemesek de kabul etsek de etmesek de Esad taraflardan bir tanesi. Çözüm üretilecekse rejimi yok sayamayız, mevcut hükümeti. Onlarla da rejim muhalifleri bir araya gelip bütün Suriye'nin paydaşlarının çözümü üretmesi lazım. Hani ne yaptı şimdi, Esad mücadele ediyor kendi halkı üzerine saldırıyor, ona destek verenler var. Bir de muhaliflere destek verenler var. Artık bu bir kör dövüşüne döndü, bir çıkmaz sokağa giriliyor. Onun için bunu devam ettirmenin büyük bedeli var. O bedel nedir? İnsanlar hayatını yitiriyor, evinden, barkından oluyor. Ülke perişan oluyor. Bütün kaynaklarını kaybediyor. O halde bu nereye kadar gidecek? Bu artık bölgesel ve küresel bir soruna dönüşüyor. O yüzden biz bu yönde atılacak adımlara çok ama çok öncelik veriyoruz. Başta İran, Rusya olmak üzere bütün tarafların bir araya gelip çözümde birleşmesinin gayretini gösteriyoruz. Bizim yaptığımız bu." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, bir soru üzerine, "Amerika'nın bu konuda daha önceden bize sözü var. Biz çok açık bir şekilde bu Münbiç operasyonu başlamadan, buna olur vermeden bu konuları görüştük. Bugün de teyit edildi. Yani burada Fırat'ın batısında YPG/PYD unsurları olmayacak ve onlar Fırat'ın doğusuna çekilecektir." diye konuştu.

Yıldırım, bölgede Suriye'nin asıl unsurlarının olacağını ve rejim muhaliflerinin söz konusu yere yerleşeceğine işaret etti.

- "ABD'ye düşen terör örgütünün başını Türkiye'ye vermek"

ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in Türkiye ziyareti ve Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) elebaşı Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin Yıldırım, ABD ile Türkiye arasında 1979 yılında imzalanan adli yardım ve suçluların iadesiyle ilgili bir anlaşmanın bulunduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Bu anlaşmaya göre diyelim, Amerika'nın istediği, suçlu olarak kabul ettiği birisi varsa biz vereceğiz. Eğer Amerika'da bizim istediğimiz biri varsa o da verecek. Ama bu otomatik çalışmıyor. Bu yargı kararıyla oluyor. Türkiye'de de aynı oluyor, Amerika'da da aynı oluyor. Bu olayda da konu Fetullahçı Terör Örgütü'nün başı Fetullah Gülen. Biz bunu talep ediyoruz. Ne zaman talep ettik? 15 Temmuz'dan önce talep ettik. Çünkü 17 Aralık'tan sonra bunun bir terör örgütü olduğu, Milli Güvenlik Kurulunca da karara bağlandı ve bu örgütün karıştığı olaylar çok geniş delilleriyle birlikte Amerika'ya sunuldu ve biz talep ettik. Fakat o kadar çok döküman var ki onlar işin içinden çıkamadılar. Destek istediler. Biz de 'Buyrun gelin, anlatalım' dedik. Bir heyet geldi. Bunlar bizim savcılarımızla, Adalet Bakanlığı mensuplarıyla görüştüler, konuştular. İstedikleri bütün şeyler verildi. Sordukları sorular cevaplandırıldı. Bu ne için yapılıyor? Bu iade sürecinin daha da hızlandırılması için yapılıyor. Yoksa onu oturacaklar efendim, aylar sürecek, yıllar sürecek. Ayrıca bu gelişlerinde 15 Temmuz olayı da işin içine dahil oldu. Bu darbe sonrası verilen ifadeler, itiraflar, ortaya çıkan belgeler...Net bir şekilde görüldü ki bu darbenin arkasında Fetullah Gülen var. O da Amerika'da, Pensilvanya'da. Bundan sonra Amerika'ya düşen hukuki süreci başlatıp bir an önce bu terör örgütünün başını Türkiye'ye vermek. Bu konunun takipçisi olacağız. Asla bu konuda geri adım atmak ya da vazgeçmek diye bir şey olamaz."

ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın "Daha önce gelmediğim için kendimi suçlu hissediyorum" ve "Türklerin bizden daha iyi bir dostu daha iyi bir müttefiki yoktur" şeklinde açıklamalarına ilişkin Başbakan Yıldırım, "Bunun arka planı var. O görüşmelerde aramızda geçen diyaloglar var, onlara izninizle girmeyeyim. Onların söylenmesinin arka planı olduğu için bunları ifade ettiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu.

ABD Başkan Yardımcısı Biden'ın "Keşke Gülen başka bir ülkede olsaydı" şeklindeki açıklamasıyla ilgili ise Yıldırım, "Bu, ne kadar büyük sıkıntı içinde olduklarını gösteriyor. Onun, ülkelerinde olmasından, kalmasından çok da hoşnut değiller. Niye? Çünkü Türkiye'nin dostluğunun, bu örgüt başından çok çok daha değerli olduğunu biliyorlar." şeklinde konuştu.

- "Bazı ülkelerin pusulaları şaştı"

Amerika'nın, AK Parti iktidarıyla birlikte Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin tam üye olması için çok gayret ettiğini, Avrupa Birliği ülkeleri nezdinde Türkiye'yi çok savunduğunu dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:

"Avrupa Birliğindeki bazı ülkelerin maalesef bu darbe girişiminde biraz pusulaları şaştı. Farklı şeyler söylemeye başladılar. Sonunda gerçeği gördüler, bugün daha iyi görüyorlar. Geçen hafta 5 Avrupa ülkesinden bakanlar geldi. Bu hafta yine 5-6 ülkeden geliyor. Bugün yine Avrupa Parlamentosunun temsilcilerini kabul ettik. Yani nasıl anlaşıldı, belki onun üzerinde durmak lazım. Olayın vehameti, darbenin sonuçları daha iyi görülmeye başlayınca Avrupalılar hakikaten burada ciddi bir şey olduğunu gördüler. Darbeden sonra 'Türkiye'de kutuplaşma olacak işte siyasi partiler arasında ayrışma olacak, millet birbirine düşmen olacak.' Öyle bir şey olmadı. Darbenin ilk gününden itibaren bütün partiler, esas itibarıyla iki büyük parti başta olmak üzere, 'Biz milletten yanayız. Hükümetin yanındayız. Bu millete yapılmış bir darbedir, meşru seçilmiş hükümeti ortadan kaldırmaya yönelik bir iştir. Onun için yanınızdayız.' dediler. Defalarca görüştük. Onlar geldi, biz gittik. Nihayet Yenikapı'da Cumhurbaşkanımız üç büyük partiyi bir araya getirdi ve orada Türkiye'nin 79 milyon olarak bir ve beraber olduğu, kenetlendiği ve teröre en kuvvetli şekilde karşı koyduğunu bütün dünyaya gösterdi. Bütün bunları görünce Batı da başka ülkeler de yanlışlarını gördüler ve Türkiye ile ilişkileri tekrar geliştirme sürecine girdiler."

İran'a gidip gitmeyeceğinin sorulması üzerine Yıldırım, "Ayın 6'sında (6 Eylül), İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı, yani başbakan seviyesinde, Sayın Cihangiri geliyor. Cihangiri'yle beraber olacağız, ev sahipliği yapacağız. İran'la her konuda, gerek PKK terörüyle mücadele gerek Suriye'deki sorunların çözülmesi gerekse ikili ilişkilerimizin daha da geliştirilmesi gibi önemli konularda kararlar alacağız." ifadelerini kullandı.

Mısır'la ilişkilere ilişkin ise Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:

"Mısır'la ilgili düşüncemiz de çok net. Mısır halkı ile Türk halkı kardeş. Bizim inanç, kültür, bölge yönüyle ortak değerlerimiz çok fazla. Dolayısıyla biz Mısır ile ilişkilerimizi düzeltmek zorundayız. İlişkimiz böyle devam edemez. Mısır için de bizim için de böyle devam edemez ama siyasi bakımdan sıkıntımız var. Darbe olunca tabiki bütün dünya adeta darbeyi alkışladığı zaman 'Bu bir darbedir, bir seçilmiş hükümetin alaşağı edilmesidir' diyen ve bütün dünyada tek başına duran Sayın Cumhurbaşkanımızdı. Ancak bu durum, ilişkilerimizi, iki millet arasındaki ilişkileri geliştirmeye mani değildir. Özellikle işte ekonomik, kültürel ilişkiler, turizm, gidişler, gelişler başlayıp işin Mısır'da da normalleşmesi lazım. Bu normalleşmenin herkese faydası var. Orada İhvan'a da faydası var. Bunun için buna dikkat etmemiz lazım. Bizim genel prensibimiz, bölgede Türkiye'nin dostluklarını arttırması, düşmanlıklarını azaltması. Bu politika çerçevesinde işte Rusya ile ilişkilerimizi tekrar yoluna koyduk. İsrail'le zor ve zorlu bir süreçten sonra da orada da normalleşme süreci başlamış durumda. Suriye için gayret ediyoruz. Mısır'da da ümit ederim ki akliselim galip gelir. Mısır'la da ilişkilerimizi düzeltmiş oluruz.

(Sürecek)

Haber Ara