Dolar

32,3645

Euro

34,9629

Altın

2.325,59

Bist

9.127,66

Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (1)

Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (1)

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-10-08 20:54:38

Başbakan Yardımcısı Akdoğan: (1)
Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "Biz kendi sınırlarımızı koruruz. Bu konuda kimsenin desteğine ihtiyacımız yok ama Rusya'nın, Suriye'de şu anda başlattığı operasyonlar hangi amaca hizmet ediyor?" dedi.

Akdoğan, Habertürk'te katıldığı "1 Kasım'a Doğru" isimli programda gündeme dair soruları yanıtladı.

Rusya'nın, Türkiye'nin sınırını ihlal etmesine ilişkin, "Neden şimdi Türkiye'ye karşı Rusya bu taciz boyutuna varan bir tutum içinde?" sorusu üzerine Akdoğan, temennilerinin bunun bir politika ve sürekli devam edecek bir yaklaşım olmaması yönünde olduğunu söyledi.

Akdoğan, Rusya ve İran'ın Suriye politikasının Türkiye'den çok farklı olduğunun bilindiğini vurgulayarak, fiilen Suriye'de bir takım girişimlerde bulunmaları nedeniyle bu iki ülkenin daha yakın işbirliğinde olduklarını belirtti.

Son yaşanan olaylarda Türkiye'nin en üst düzeyde tepkisini gösterdiğini anlatan Akdoğan, Türkiye'nin herhangi bir ülke olmadığını söyledi. Akdoğan, Rusya'nın açıklamalarına bakıldığında ise tansiyonu düşürmeye dönük tavırda bulunduğuna dikkati çekti.

Kremlin Sözcüsü'nün, "Ülkesinin Suriye'de gerçekleştirdiği hava saldırılarının aynı zamanda Türkiye'nin sınırlarının korunmasını da amaçladığını öne sürdüğünün" hatırlatılması üzerine Akdoğan, "Biz kendi sınırlarımızı koruruz. Bu konuda kimsenin desteğine ihtiyacımız yok ama Rusya'nın, Suriye'de şu anda başlattığı operasyonlar hangi amaca hizmet ediyor? Milyonlarca insan Suriye'yi terk etmek zorunda kaldı, yüz binlerce insan hayatını kaybetti. Göç eden insanlar, Türkiye'ye geldiler, bu yükü Türkiye çekiyor. Sadece Esed rejiminin devamını sağlamak, Esed'in ömrünü biraz daha uzatmak için yapılan bir operasyon, bu sorunun çözümüne nasıl katkı sağlayacak? Bu operasyonlar kime yapılıyor?" değerlendirmesinde bulundu.

Akdoğan, Esed rejimini korumaya dönük bir operasyon olduğunu ifade ederek, "Düşmek üzere olan bir Esed rejimini tekrar nasıl kurtarabiliriz? Doğrudan ılımlı muhalefete dönük bir operasyon sürecini yaşıyoruz. Bu gelişmeler Türkiye'yi elbette ilgilendiriyor, çünkü operasyon yapılan yerlerde Türkmenler yaşıyor. Bize gelen yeni bir yük oluşuyor. Böyle baktığımızda Türkiye buna kayıtsız kalamaz" diye konuştu.

- "Fiili müdahaleleriyle Batı'ya mesaj vermek istiyor olabilir"

Rusya'nın, Türkiye için dost bir ülke olduğunu vurgulayan Akdoğan, iki ülke arasında çok boyutlu ilişkilerinin bulunduğuna işaret etti.

Türkiye'nin Rusya ile yakınlaşmasından, işbirliğini derinleştirmesinden rahatsız olanların bulunduğuna dikkati çeken Akdoğan, Türkiye'nin dostane bir şekilde komşularıyla ilişkisini geliştirmek istediğini, somut adımlar attığını ve Suriye meselesine de insani perspektiften baktığını anlattı.

Yalçın Akdoğan, diğer ülkelere bakıldığında bölgede hep siyasi nüfus peşinde koşulduğunu vurgulayarak, siyasi nüfus için insani perspektifin bu kadar arka plana atılmaması uyarısında bulundu.

Bu meselenin "küresel satranç oyunu" gibi güç çekişmelerine kurban edilen bir konu olduğunu vurgulayan Akdoğan, bu oyunda Rusya'nın son dönemde tekrar "hard power" ile askeri gücüyle çok fazla hamle yaptığını belirtti.

"Rusya, Türkiye üzerinden Batı'ya bir şeyler mi anlatmaya çalışıyor?" sorusuna Akdoğan, "Doğrusu burada Rusya, Batı'ya nasıl bir mesaj vermeye çalışıyor? Ukrayna ve Suriye'ye yaklaşımlarıyla, fiili müdahaleleriyle Batı'ya mesaj vermek istiyor olabilir. Ancak Türkiye, üzerinden mesaj verilecek bir ülke değil. Bu tür sınır ihlallerini de müsamaha ile karşılayacak bir ülke değil. Bundan dolayı da gereken tepkiyi ortaya koydu. Bundan sonra da egemenlik hakkını koruyacak her türlü adımı atar ve bundan da çekinmez" cevabını verdi.

- "Bu alan için önemli olduğu kadar, satan için de önemlidir"

Akdoğan, NATO'nun Türkiye'ye asker göndermeye açık olduğu yönündeki açıklamasının anımsatılması üzerine, "Önemli olan şu: Türkiye'ye karşı bir yanlış yapılıyorsa, burada NATO, 'benim müttefikimdir' diye bunu üst düzeyde ve sert bir şekilde kınamasıdır. Ayrıca Türkiye'nin bir ihtiyacı varsa askeri anlamda, bir dayanışma ifadesi olarak 'ne gerekiyorsa ben yaparım' ifadesi, bunlar önem taşır" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Putin'i aramaya gerek yok, zaten ne arayacağım? Obama ile haftaya telefonla görüşürüm" açıklaması üzerine bir kırgınlığın yaşanıp yaşanmadığı sorusuna Akdoğan, "O anlamda bir ifade gibi görmedim. 'Daha biz yeni görüştük, bunun üzerine tekrar böyle bir aramaya ihtiyaç yok' anlamında algıladım ben. Sayın Cumhurbaşkanımız da devletin başıdır, yaşanan olay, tatsız bir olaydır. Buna sert bir şekilde tepki vermiş olması da Başbakanımızın da keza, kaçınılmaz bir durumdur" dedi.

Akdoğan, Rusya ile yaşananlardan sonra doğalgaz konusuna ilişkin soruya karşılık ise iki ülkenin birbiriyle ticari ilişkisinin bulunduğunu söyledi. Ciddi miktarda Rusya'dan doğalgaz alındığını belirten Akdoğan, "Bu alan için önemli olduğu kadar, satan için de önemlidir" ifadesini kullandı.

- "Kobani olayları, bir kırılma meydana getirdi Çözüm Süreci'nde"

Yaşanan terör olaylarına ilişkin, "7 Haziran'dan sonra ne oldu?" sorusuna Akdoğan, aslında bu tarihten önce bir takım şeylerin olduğunu söyledi.

"Bu operasyonlar olmasaydı, Türkiye nasıl bir ülke haline gelirdi?" sorusuna cevap vermek gerektiğinin altını çizen Akdoğan, üç örgütün terör saldırılarına başladığını, devletin de buna gereken tepkiyi vermediği zaman, kaos ortamının oluşabileceğine işaret etti.

Akdoğan, Çözüm Süreci'nin AK Parti'nin konjonktürel olarak uyguladığı bir süreç olmadığını, bunun partinin kuruluşunda, parti programında, seçim beyannamelerinde, hükümet programlarında yer alan bir konu olduğunu vurguladı.

Hükümetin bu süreçte bir çok adım attığını belirten Akdoğan, "Doğrudan örgütün silah bırakmasıyla ilgili yürütülen görüşmelerde, örgüt Türkiye'yi terk etmedi. 'Eylemsizlik' dedi, baskı ve şiddet anlamında ne varsa yaptı. Bu güvenlik açığı bir yerde soruna dönüştü. Kobani olayları bir kırılma meydana getirdi Çözüm Süreci'nde ve bir kopuş yaşandı o dönemde" değerlendirmesinde bulundu.

(Sürecek)

VİDEO HABER

Alman gazetecinin 'soykırım belgesi' sorusu BM yetkilisini sinirlendirdi

Haber Ara