Dolar

32,5065

Euro

34,5753

Altın

2.492,73

Bist

9.548,09

Başbakan Davutoğlu canlı yayında

Başbakan Davutoğlu canlı yayında

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-08-29 02:37:32

Başbakan Davutoğlu canlı yayında
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin, terörle mücadele sürerken de objektif kuralların uygulandığı bir seçimi gerçekleştirebilecek tecrübeye sahip olduğunu belirterek, "Bu konuda bir kaygı duyulmaması lazım. İnşallah 1 Kasım'a kadar da teröre karşı mücadelenin semereleri alındıkça, milletin oyları üzerinde baskı uygulamaya kalkanlara karşı da her türlü tedbiri alacağız. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki kardeşlerimize, vatandaşlarımıza hiçbir şekilde herhangi bir baskıdan çekinmemeleri çağrısında bulunuyorum" dedi.

Davutoğlu, Haber Türk Televizyonunda katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

CHP ile uzun dönemli bir koalisyon hükümeti olmaması gibi bir tablo ortaya çıktığından beri CHP'nin böyle bir tablo yokmuş gibi yapılan istikşafi görüşmeleri dile getirdiğini ifade eden Davutoğlu, CHP'nin istikşafi görüşmede "Türkiye'nin dış politikası 180 derece değişmelidir" ifadesini kullandığını ve bunu kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Bu yolun Türkiye karşıtı olanlarının, Türkiye'yi kendi içine çevirmek, hapsetmek isteyenlerin tercih ettiği bir yol olduğunu belirten Davutoğlu, "CHP'nin kendi görüşleri olur, ama bizim dış politika noktasında temelde anlaşmazlık noktamız derindi, farklıydı, o sebeple olmadı" dedi.

Ahmet Davutoğlu, CHP ile koalisyon hükümeti olmadığı zaman CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na "reform hükümeti"nde bir araya gelmeyi teklif ettiğini hatırlatarak, reformdan kastının da anayasa maddelerinde değişiklik, seçim barajının düşürülmesi, Siyasi Partiler Kanunu'nda değişiklik, seçim güvenliği konusunda düzenleme, HSYK'nın hakimler ve savcılar kurulu olarak ayrılması, Yükseköğretim Kurumu'nda düzenlemeler gibi uygulamaların olduğunu anlattı. Davutoğlu, "Böyle bir reform hükümeti kurabilmiş olsaydık, seçime bu reform hükümetiyle gitseydik, CHP kabul etmiş olsaydı hem reform hükümetiyle bütün bu sorunları çözmüş olacaktık hem de olabilecek bir büyük koalisyonun yürüyebileceği gerçeğini test etmiş olacaktık" diye konuştu.

Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde sandıkların güvenliği ve seçimin sağlıklı yürümesi için de yeni düzenlemeler planladıklarını, ama reform hükümetinin kurulmamasıyla bunu gerçekleştiremediklerini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Şehirlerde, ilçelerde farklı sandıklarda oy verme imkanı oluşturacak bir yeni düzenlemeyi planlıyorduk, ama olmadı. CHP reddetmiş oldu, MHP'ye de aynı teklife yaptım. 'Gelin şu terör ortamında seçim güvenliğini sağlamak için bir seçim hükümetinde beraber olalım, bunları yapalım' dedim, MHP de yanaşmadı. Şimdi seçim güvenliğini nasıl sağlayacaksınız diye soruyorlar. Bütün bu şartlara rağmen, seçim güvenliğinin sağlanabilmesi için... Türkiye 2007, 2011 seçimlerine çatışmasız ortamlarda gitmedi. 90'lı yılların seçimlerinin hepsi öyle oldu. Türkiye, terörle mücadele sürerken de objektif kuralların uygulandığı bir seçim gerçekleştirebilecek tecrübeye sahip. Bu konuda bir kaygı duyulmaması lazım. İnşallah 1 Kasım'a kadar da teröre karşı mücadelenin semereleri alındıkça, milletin oyları üzerinde baskı uygulamaya kalkanlara karşı da her türlü tedbiri alacağız. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki kardeşlerimize, vatandaşlarımıza hiçbir şekilde herhangi bir baskıdan çekinmemeleri çağrısında bulunuyorum."

-"AK Parti hareketi, 14 yıl içinde başka bir siyasi hareketin belki 140 yıl içinde yaşadığını yaşadı"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, bir soru üzerine Türkiye'nin yer küredeki en ilginç ve en cazibeli siyaset laboratuvarı olduğunu, başka hiçbir ülkede görülmeyecek çeşitliliğin söz konusu olduğunu belirterek, "AK Parti hareketi, 14 yıl içinde başka bir siyasi hareketin belki 140 yıl içinde yaşadığını yaşadı. Darbe teşebbüsleri, vesayet çabaları, 2008 küresel ekonomik kriz, dış politikada yepyeni bir paradigma anlayışının getirdiği bir takım husumetler... CHP'nin, 100 yıla yakın bir geçmişi var, ama CHP'nin içinden kaç cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanı çıktı? Tek parti döneminde zaten rekabet yoktu. Ona rağmen AK Parti'nin 14 yılda çıkardığı kadar olmadı. İçinden 2 cumhurbaşkanı, 3 başbakan, 5 meclis başkanı çıkarmış bir hareketten bahsediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

AK Parti'de 13 yılda çok zengin bir kadronun oluştuğunu, şu anda parti içinden 3-4 hatta 5 kabinenin çıkabileceğini ve kendisinin de hiç tereddüt etmeden bu kabinelere başbakanlık yapabileceğini ifade eden Davutoğlu, "Ama bu 14 yıl içinde bu dinamizimden gelen birçok istenilmeyen unsur da musallat oldu bu harekete. Gücün artışıyla gelebilecek, hepimizin insan olmasından doğan zaaflar da ortaya çıkmış olabilir" diye konuştu.

AK Parti'nin kurucu genel başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, partinin kuruluşunda söylediği, "liderlik sultası değil biz bir ortak akıl hareketiz. Biz, halka kibirle bakan hareket değiliz, ahlak, erdem hareketiyiz" ifadeleri hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"O günlerdeki tespitler bugün için de geçerli, onun için ben kurucu değer ve ilkeler diyorum. AK Parti'nin kurucu değer ve ilkelerinin nesilden nesile aktarılması lazım, ama yenilenmesi de lazım. Kibirle, bir şatafatla, lüksle kısa dönemli hayat standardının değişmesiyle eğer malul hale gelirsek biz özümüzü kaybederiz. Çok açık bir şekilde arkadaşlarıma değişik toplantılarda söyledim; 'bana bir emanet tevdi ettiniz. Benim şu akademik geçmişim var, 30 yaşında dünyanın değişik yerlerinde ders verecek, birkaç üniversiteden birikimim var, eşimin kariyeri var, babam, ailem bir ticaret erbabıydı, ondan intikal eden de belli. Benim hayat standartlarım bu işe çıkarken belli, şu anda belli. Eğer benim hayat standardımda öngörülenden farklı bir şey görürseniz benden hesabını sorun, eğer ben sizde görürsem bilin ki hesabını sorarım.'

Çünkü siyaset kamu otoritesi sadece ve sadece insanın kendi kabiliyetini, birikimini kamunun imkanına sunduğu bir alan halinde olursa ahlaki temeli olur ve gerçek hedefine ulaşır. Kamunun sunduğu imkanlardan hareketle kendi gücünü pekiştirmek isteyenlerin AK Parti hareketinin içinde yeri yok. Olabilir ki dadananlar olur, her harekette olur, olabilir ki şu veya bu şekilde halka kibirle bakanlar çıkabilir aramızdan, ama aramızda barınmamalı. Olabilir ki ben ne yaparsam yapayım kimse benden hesap sormaz diyenler her yere tevessül ettiği gibi bize de tevessül edebilirler, ama bizim aramızda barınamazlar. Şimdi üzerimize dalga dalga yapıştırılmak istenen algılar var. 17-25 Aralık demokratik olarak seçilmiş bir başbakana yönelik bir darbe hareketiyle, 'o dönemin başbakanı' diye savcının yazdığı iddianame var. Hal böyleyken buradan hareketle AK Parti üzerinde iz bırakmak isteyenler hiçbir şekilde bu hedefe ulaşamazlar."

Başbakan Davutoğlu, 12 Eylül'deki AK Parti'nin Olağan Büyük Kongresi'nin, AK Parti hareketinin zirvesi kongresi olacağını belirterek, "Bizim yapmamız gerekenin şu olduğu kanaatindeyim; bütün bu tecrübeler ışığında kendimizi birkaç nesille harmanlayarak yenilememiz. Yeni bir AK Parti değil, AK Parti özünde doğru ve sağlam, 14 yılda 140 yıllık yolu katetmiş çok sağlam bir hareket, ama bu kadar dinamik şartlarda bir toplumsal dokunun da kendisini yenileme ihtiyacı var" diye konuştu.

AK Parti Olağan Büyük Kongresi'nin aynı zamanda "bir yenilenme" kongresi olacağını belirten Davutoğlu, partide oluşan birikimin gözardı edilemeyeceğini belirtti.

Dünyanın nabzının iyi tutulması gerektiğini ifade eden ve her genel kurulda bir yenilenme olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, AK Parti'nin alışılmış, statik bir yapı haline gelmesine izin vermeyeceklerini söyledi.

Başlayan hiçbir projenin aksatılmadan sürdürüleceğini anlatan Davutoğlu, Türkiye'nin geçmişte çok zaman kaybettiğini ve tekrar kaybetmemesi için büyük çaba sarf ettiklerini söyledi.

- Seçim anketleri ve seçimin ana teması

1 Kasım seçimi, açıklanan anketler ve seçimlerde AK Parti'nin ana temasının sorulması üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:

"Anketleri sürekli yaptırıyoruz ve şunu ifade edeyim, oylarımızda yukarı doğru bir trend var. Bu herkesin bulduğu ortak bir bulgu. Sadece bize ait bir şey değil. Bunun oranı ne olur? Yüzde 44'ü gördüğümüz anketler var, doğru. Ama biz ülkeyi rahat ve istikrarlı bir şekilde yönetmek için sadece anketlerde bir rakama ulaşmak değil, dört partili bir parlamento olacaksa burada 300 milletvekiline doğru veya onu aşacak bir noktaya gelmemiz lazım ki rahat bir istikrarlı dönem eskisi gibi yaşayalım. Çünkü mesela biz yüzde 41'i yine almış olsaydık da üç partili bir parlamento oluşmuş olsaydı muhtemelen milletvekili sayımız 320'lerde olurdu. Dolayısıyla oran kadar milletvekilliğinin dağılımı ve o dağılım neticesinde ne kadar bir şey elde ettiğiniz. Yükselen bir trend olduğu aşikar, yüzde 44-45'leri gördüğümüz rakamlar var ama bu bizi rehavete sevk etmiyor."

Genelde AK Parti teşkilatlarının seçime meyilli olduğunu belirten Davutoğlu, bugün gerçekleştirdikleri toplantıda il başkanlarına "uyumak haram" dediğini aktardı.

Zaruret miktarı dışında uyumanın haram olduğunu söyleyen Davutoğlu, gece 1'de, 2'de il başkanlarını arayacağını söyledi.

Tüm il başkanlarını Ramazan Bayramında aradığını anlatan Davutoğlu, sadece bir tanesinin dürüstçe tatilde olduğunu söylediğini, onun da "tüm vazifelerimi yaparak çıktım" dediğini dile getirdi.

AK Parti'nin bütün kampanyalarının renkli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "7 Haziran'a giderken de çok yeni unsurlar vardı fakat belki bunları iyi anlatamadık halkımıza. Hem bunları tekrar iyi anlatabilmenin yollarına bakacağız hem de yeni unsurlar olacak kampanyada" dedi.

Aday listelerine de değinen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Mevcut 258 arkadaşımızı seçerken de itinayla seçmiştik. Onlarda grup disiplininin ne demek olduğunu TBMM Başkanlık seçiminde gösterdiler. Hepsi kıymetli arkadaşlar, biz bu rakamların daha yukarı çıkacağını ümit ediyoruz. Tabii değerlendirmeler yapacağız. Ama bütün arkadaşlarımız kıymetli. Belli yerlerde, oy kaybı olan yerlerde neden olduğuna bakacağız. Bu anlamda da yeni bir yaklaşımı hayata geçirmeye kararlıyız, ben inşallah iyi bir netice alacağımıza inanıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili olarak ise Sayın Cumhurbaşkanımız kendi takdirleriyle konuşmalar yapar, fikir beyan eder bunlar Cumhurbaşkanlığı makamı bir uzlet makamı değil. Ama şunu ifade edeyim; sürekli cumhurbaşkanlığı makamının tartışma konusu yapılmasından halkımız yoruldu. Sanki Türkiye'nin başka hiçbir gündemi yokmuş her gün dışarıdaki basın yayın organlarının bazı kampanyalarına alet olurcasına, sürekli Cumhurbaşkanlığı makamını gündemde tutarak, sürekli bir makam üzerinden siyaset yapmak siyaseti çoraklaştırıyor. Ne öneriyorsanız onu söyleyin. 1 Kasım'ı da sadece Cumhurbaşkanlığı, Saray tartışmaları üzerinden yürütmeye çalışırlarsa artık millet buna ciddi şekilde tepki veriyor ve bunu doğru bir siyasi anlayış olarak da görmüyor. Cumhurbaşkanlığı makamı tartışmaların hem dışında hem üstünde olmak durumunda."

(Sürecek)

Haber Ara