Dolar

32,5688

Euro

34,7372

Altın

2.486,51

Bist

9.524,59

Başbakan Davutoğlu canlı yayında: (3)

Başbakan Davutoğlu canlı yayında: (3)

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-08-29 01:39:08

Başbakan Davutoğlu canlı yayında: (3)
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sayın Türkeş, Milliyetçi Hareket Partisi'nin milletvekili olarak anayasanın gerektirdiği bir vazifeyi yapmak üzere 'evet' dedi, AK Parti'ye geçmek üzere 'evet' demedi. Onun için sormadım, konuşmadık. 'Siz partiden ihraç edilirseniz ne olur' diye düşünmem ben. Çünkü o zaten böyle bir ihtimali göz önüne alarak, dirayetli, cesur bir karar almış. Alternatifini düşünerek o kararı almamış" dedi.

Davutoğlu, Habertürk televizyonunda katıldığı canlı yayın programında, Geçici Bakanlar Kuruluna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Davutoğlu, programda gazetecilerin "Levent Tüzel'in 'hayır' demesine şaşırdınız mı?" şeklindeki soru üzerine, şöyle konuştu:

"Levent Bey'in 'hayır' demesi başka gerekçelere dayanıyordu gördüğüm kadarıyla. Normalde 'hayır demeyebilirdi' diye düşünüyorum ama o HDP'nin kendi içinde 'EMEP' diye bir partinin genel başkanı. O anlamda bir farklı bir 'hayır' o. Yani diğerlerinin hükümete katılmama yönündeki 'hayır'ından daha farklı olarak, kendi içlerinde bir süreçte ele alınan bir husus. Önceden bir 'hayır' diye ön yargısı yoktu onun bildiğim kadarıyla. İnsan Hakları Derneği'nde ve birçok sivil toplum faaliyetinde bulunmuş, ben ona da baktım. Evet çok farklı görüşlerimiz var. O farklı bir çizgiden gelmiş, biz farklı bir çizgiden ama 'bu sorumluluğu üstleniriz' diye partisinin genel deklarasyonu var, o yüzden şaşırdım. Benim beklediğim, en azından bunun bir iç tartışma doğurabileceği, böyle yüksek sesle bağıra çağıra, televizyonlarda 'bu ahlaksız tekliftir' demeden, soğuk kanlı bir şekilde düşünecekleri kanaatini taşıyordum" diye konuştu.

- "Bu göreve giren AK Parti'ye girmiş olmuyor"

Geçici Bakanlar Kurulu'nda Başbakan Yardımcılığı görevi verilen Tuğrul Türkeş'in MHP'den ihracı durumunda AK Parti'ye davet edip etmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Davutoğlu, şunları söyledi:

"Böyle bir görüşme olmadı aramızda. Ben bunu saygı ve siyasi saygıya da uygun görmem. Sayın Türkeş, Milliyetçi Hareket Partisi'nin milletvekili olarak anayasanın gerektirdiği bir vazifeyi yapmak üzere 'evet' dedi, AK Parti'ye geçmek üzere 'evet' demedi. Onun için sormadım, konuşmadık. 'Siz partiden ihraç edilirseniz ne olur' diye düşünmem ben. Çünkü o zaten böyle bir ihtimali göz önüne alarak, dirayetli, cesur bir karar almış. Alternatifini düşünerek o kararı almamış. Dolayısıyla hukuken de şu anda Milliyetçi Hareket Partili iken bu görevi kabul ettiği için anayasal görevini deruhde etmiş bir başbakan yardımcısıdır."

Davutoğlu, Türkeş'in göreve geliş gerekçesinin AK Parti'ye geçmek olmadığını aktararak, "Bu göreve geliş gerekçesi o değil. Bu göreve giren AK Parti'ye girmiş olmuyor. Bu geçici bir görev, anayasanın öngördüğü ve burada herkes o kuralın gereği olarak orada. Dolayısıyla ben bunu Sayın Türkeş'e söylemeyi doğru görmem, etik görmem. Sayın Türkeş ile böyle bir konuyu konuşmayı da anayasal zorunlulukla uyumlu görmem" diye konuştu.

Davutoğlu, "Davet var, icap var, kabul var, bu iş olmuştur artık. Anayasa'nın gereği yerine gelmiştir. Sonraki başka gerekçelerle başka bir yerden bir ayrılma olması, bu icap ve kabulü ortadan kaldırmaz" değerlendirmesinde bulundu.

- "Zihnimdeki fikir demleniyor"

"Başbakan Yardımcıları arasında bir görev dağılımı yaptınız mı?" şeklindeki bir soru üzerine Davutoğlu, "Arkadaşlarla oturup bir görev dağılımı yapacağız, bunları netleştireceğiz. Zihnimde var, hiçbir şeyi zihnimde tasavvur etmeden yola çıkmam" ifadesini kullandı.

Kendisinin sabah konuşmasını hazırlarken, eşi Sare Davutoğlu'nun "çaya ihtiyacın var mı?" şeklinde soru yönelttiğini belirten Davutoğlu, "Çay değil, zihnimdeki fikir demleniyor. O fikir demlenir. Onu zorlayarak, ani bir kararla demlenmemiş bir fikri ortaya attığınıza pişman olursunuz" dedi.

- "Ezbere bugünü beklemedim"

Başbakan Davutoğlu, geçtiğimiz perşembe gününden, salı günü görevi alana kadar, bakan olacak isimlerin alternatif olarak zihninde demlenmeye başladığına dikkati çekti.

Kendisine Bakanlar Kurulu teklifinin AK Parti'li bakan adaylarına kapalı zarfla göndermemesinin sebebinin sorulduğunu aktaran Davutoğlu, şunları kaydetti:

"AK Parti'deki arkadaşlarımı tanıyorum onların bana 'hayır' demesi zaten muhal. Bir de işin şu yönü var ki aslında diğer partilere olan saygımdan böyle yaptım. Ben aynı anda AK Parti'li bakanlara da.. ki zihnimde berraktı her şey gönderebilirdim ama bu şu anlama gelirdi; muhalefet partilerinden bir cevap gelmeden, onları bir yere yerleştirmeden bakan olarak, AK Parti'lileri zihnimde yerleştirseydim, muhalefet partilerine yaptığım teklif anlamsızlaşırdı, onlara öncelik verdim. Mesela bugün iki HDP'liye ve Sayın Türkeş'e düşündüğüm şey, o gün yani teklifi yaptığım gün zihnimde olan bakanlıklardı, yani ezbere bugünü beklemedim. Diğerleri 'evet' deseydi onlar içinde hangi bakanlıklar olacağını düşünerek, teklif yapmıştım. Yani geçmişte ne yapmış, hangi bakanlığı yapmış, her birisi için zihnimdeki bakanlık berraktı. Şimdi bu bitti başbakan yardımcılığı konusunda ve diğerlerinde zihnimde bir tasavvur var."

Davutoğlu, göreve gelen üç AK Parti'li genel başkan yardımcısının dava arkadaşı olduğunu ancak Başbakanlık ofisine geldikleri andan itibaren Sayın Türkeş'in de diğer başbakan yardımcılarından hiçbir farkı olmadığını söyledi.

Bakanlar Kurulu'nun pazartesi ya da salı günü toplanabileceğine işaret eden Davutoğlu, "Çünkü pazartesi seçim takvimi itibariyle de kritik bir gün, istifaların birtakım şeylerin son günü. Bakalım hafta sonu çalışacağız. Hafta sonu tabii ağustos ayının bereketi ve çok sayıda töreni vardır. 30 Ağustos törenleri, onlara icabet edeceğiz. Sonra da muhtemelen pazartesi ya da salı ilk Bakanlar Kurulu toplantısını yaparız. O Bakanlar Kurulu toplantısında da tablo netleşir, siz de görev dağılımını daha yakından görürsünüz" şeklinde konuştu.

Yeni bakanların yemin törenlerine ilişkin bir soruya ise Davutoğlu, şu yanıtı verdi:

"Bir güvenoyu gerekmiyor biliyorsunuz. O konuda ihtiyaten tekrar hukukçularla konuşuruz. Meclis Başkanlığımız ne uygun görürse, farklı görüşler geldi bana çünkü. Meclis Başkanlığı ne uygun görürse ona göre bir tutum alırız. En kısa zaman da da zaten bir tezkeremiz var, dolayısıyla o iki takvimi birleştirebilirsek bir seferde bunu hallederiz, fazla yorucu olmaz. Meclis Başkanlığımızın bu konudaki takdiri, onlara ait. Yani ne zaman görüşülür ne olur, bizim grup başkan vekilimizle diğer partililer görüşürler onu bağlarlar."

(Sürecek)

Haber Ara