Dolar

32,5981

Euro

34,8721

Altın

2.494,36

Bist

9.593,89

Başbakan Davutoğlu Brüksel'e gitti

Başbakan Davutoğlu Brüksel'e gitti

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-11-29 14:26:40

Başbakan Davutoğlu Brüksel'e gitti
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Silahlı Kuvvetlerimiz, meşru, hukuki bir tutum içinde, aldığı talimatın gereğini yapmıştır. Ama bu talimat, bir ülkeye dönük bir talimat değildir. Bu ateş çemberinin içinde herhalde hava sahamızın elek gibi, süzgeç gibi geçilen bir hava sahası olmasını kimse arzu etmez" dedi.

Davutoğlu, Brüksel'e hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Bir gazetecenin "Rusya'nın açıkladığı Türkiye'ye yönelik yaptırımlara karşı Türkiye'nin bir yaptırımı söz konusu olacak mı?" sorusu üzerine Davutoğlu, öncelikle hava sahası ihlali esnasında hayatını kaybeden Rus pilotun akıbetine ilişkin bilgiler paylaştı.

"Hava sahası ihlali esnasında hayatını kaybeden Rus pilot, dün gece saat 01.45 itibariyle sınırımızdan tarafımıza teslim edildi, alındı. Gece Hatay'da bulunan Ortodoks din adamları tarafından da yürütülen katkılarla kendi dini geleneği çerçevesinde, cenaze işlemleri dini tören açısından da yapıldı. Cenaze Rusya'nın talebi üzerine yaptığımız girişimler sonucu Rusya'ya teslim edilecek" diyen Davutğlu, sözlerine şöyle devam etti.

"Şunu defalarca izah ettim bir kez daha söylemek isterim. Bu, Türkiye'nin sadece ve sadece kendi hava sahasını koruma saikiyle yaptığı bir eylemdir. Uluslararası hukuk açısından meşrudur. Hükümetimiz açısından bir görevdir. Burada kasıt ve hedef Rusya Federasyonu değildir. O esnada hangi uçak olmuş olsaydı aynı tavır sergilenirdi. Daha önce defalarca yapılan ihlaller ve sonrasında, yapılan uyarılar göz önüne alınmış olsaydı bu yaşanmazdı. Sorumluluğu Türkiye tarafına atmaya yönelik çabalar hem uluslararası hukuk açısından geçersizdir, gayri meşrudur hem de Türkiye ile Rusya arasındaki yakın dostluk ve komşuluk bağları açısından da doğru değildir. Eğer bir sorumlu aranacaksa Türkiye hava sahasını daha önce de defalarca ihlal eden tarafın da kendisini sorgulaması icap eder. Rusya'dan son dönemde gelen açıklamalar komşuluk ilişkileri bakımından kabul edilebilir açıklamalar değildir."

Başbakan Davutoğlu, ekonomik müeyyidelerle ilgili ise Türkiye-Rusya ilişkilerinin karşılıklı çıkar ilişkisine dayanan bir yapıda olduğunu söyledi.

Türkiye'nin tek taraflı olarak Rusya'dan ekonomik çıkar elde etmediğini, Rusya'nın da Türkiye'den elde ettiği ekonomik çıkarların olduğunu anlatan Davutoğlu, Rus yetkililerin bütün bunları göz önüne alarak, soğukkanlı bir şekilde olayı bütünüyle değerlendiren bir tutum içinde tavır sergilemesinin en doğal hakları olduğunu vurguladı.

- "Önceliğimiz Rusya ile iletişim kanallarını açık tutmak"

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın, geçen Bakanlar Kurulu toplantısına katılarak geniş bir askeri brifing verdiğini, bütün bu konuların ele alındığını, her açından Türkiye-Rusya ilişkilerinin masaya yatırıldığını aktaran Başbakan Davutoğlu, şu bilgileri paylaştı:

"Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'in koordinasyonunda, bunun doğuracağı ekonomik sonuçları ve ele alınacak tedbirleri içerecek olan bakanlıklar arası koordinasyon komitesi oluşturuldu. Onlar bugün toplanacaklar, çalışacaklar biz de Brüksel'den döndükten sonra tekrar değerlendireceğiz. Ancak dediğim gibi birinci önceliğimiz Rusya ile iletişim kanallarını açık tutmaktır, Rusya ile bir daha benzer gerilimler yaşanmaması için Suriye'deki operasyonlar konusunda bir iletişim ve koordinasyon sağlanmasıdır. Bu olay açık bir şekilde ortaya çıkarmıştır ki aynı hava sahası üzerinde iki farklı koalisyon ülke grubunun yürüttüğü hava operasyonları her zaman bu tür kazalara, olaylara sebebiyet verebilir. Bir taraftan Türkiye'nin, ABD'nin ve 50'ye yakın ülkenin içinde olduğu DEAŞ'a karşı mücadele koalisyonu var. Onun yürüttüğü operasyonlar var. Diğer tarafta Rusya'nın özellikle İran ile birlikte Suriye rejimine destek vermek üzere, 'DEAŞ'a karşı operasyon yapıyoruz' diyerek destek vermek üzere, yaptığı operasyon var. Burada iki koalisyonun da eğer DEAŞ'a karşı mücadele ediliyorsa sadece DEAŞ'a yönelik ortak bir eylem planı içinde buluşulması önem taşıyor. 'DEAŞ'a karşı operasyon yapıyorum' diyerek Türkiye'ye yeni mülteci akınlarına yol açacak şekilde sivil halkı bombalamak bugün katılacağımız Türkiye-AB Zirvesi'nin ana konusu olan mülteciler krizi bağlamında da Türkiye'yi doğrudan ilgilendiren bir konudur. Bu uçak düşmemiş olsaydı, sınır ihlali olmamış olsaydı da bu operasyonlar doğru bir zeminde yapılmıyor diyerek Rusya ile olan görüşmelerde bunu dile getirecektik."

- Angajman kuralları

Başbakan Ahmet Davutoğlu, dün TBMM'de tartışmalara neden olan angajman kurallarıyla ilgili de Türk hava, deniz ve kara sahasının korunmasının Türk Silahlı Kuvvetlerinin görevi olduğunu dile getirdi.

Herhangi bir olaydan ve son gelişmeden bağımsız olarak bu görevi yerine getirirken Türk Silahlı Kuvvetlerine angajman kurallarının başbakanlık direktifiyle verildiğine dikkati çeken Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Şunlar şunlar gerçekleşirse, şu tavrı alabilirsiniz diye başbakanlık direktifi verilir. Sadece başbakanın talimatına münhasıran yapılabilecek eylemlerle ilgili olarak yetki genelkurmay başkanına, genelkurmay başkanı da hava kuvvetleri komutanına devredebilir. Demokratik ülkelerde bütün kurallar çerçevesinde usul budur. Bu gelişme bağlamında önce 2012'de Suriye, Türk savaş uçaklarını düşürdüğü zaman Suriye uçaklarına dönük olarak angajman kuralları, o zaman başbakanımız şimdi ki Cumhurbaşkanımız tarafından verildi. 3-4 Ekim'de, Suriye hava kuvvetleri dışındaki Rus ve diğer unsurlar tarafından da operasyonlar başlatılınca 30 Eylül'de bu sefer de tarafımdan, aynı yetki, angajman kuralları bağlamındaki yetki silahlı kuvvetlerimize verilmiştir. Bu konuda özellikle açıklık getirmek istiyorum. Çünkü nihai kertede Türkiye demokratik bir ülkedir. Silahlı kuvvetlerimiz, meşru, hukuki bir tutum içinde, aldığı talimatın gereğini yapmıştır. Ama bu talimat, bir ülkeye dönük bir talimat değildir. Bu ateş çemberinin içinde herhalde hava sahamızın elek gibi, süzgeç gibi geçilen bir hava sahası olmasını kimse arzu etmez. Bu bağlamda muhalefet partilerine, özellikle ana muhalefet partisine, yapılan açıklamalarda sorumlu bir tutum takınmasını ve Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı bu riskler karşısında hükümete yönelttikleri eleştirilerin ülke savunmasına zafiyet getirmemesi konusunda samimi bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bu ülke hepimizin. Türkiye Cumhuriyeti hava sahası bütün Türk vatandaşlarının onuru ve izzetidir. Hep beraber bunu savunma noktasında hiçbir tereddüt gösterilmemelidir."

(Sürecek)

Haber Ara