Dolar

32,5555

Euro

34,8734

Altın

2.428,96

Bist

9.645,02

Almanların, Osmanlı’dan adalet talebi

8 Yıl Önce Güncellendi

2017-04-25 13:26:53

Almanların, Osmanlı’dan adalet talebi

19. yüzyılda Almanya'nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu.

Fransızlar, her sene nehrin Almanlara ait olan kısmına geçip, mahsulün tamamını toplayıp götürüyorlardı. O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses çıkaramıyorlardı.

Her sene böyle olunca durumu Osmanlı Sultanına yazıp imdat istemekte bulurlar.

Mektupta söyle denmektedir:

“Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar. Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultanı, İslamiyet'in de halifesisiniz. Bizi şu zulümden kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkânı sağlayın.”

Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardım isteğini inceleyen padişah, asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker elbisesi göndermeyi kâfi bulur ve cevabi bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır.

Şaşkına dönen Almanlar, çuvalı alıp mektubu okurlar:

“Fransızlar korkak adamlardır. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kâfidir. Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin. Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerinde dolaştırın. Karşıdan gören Fransızlar için bu kâfidir.”

Bunun üzerine bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar.

Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetiyle nehir kıyısında dolaşmaya başlarlar. Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanların sevinç çığlıkları atmalarına sebep olur:

“Osmanlılardan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini de terk ederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar. Mahsulünüzü rahatça toplayabilirsiniz. Zulüm sona ermiştir.”

Bu olay, Mülhaymlilerin gönüllerinde taht kurmuştur. Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym'e bağlı Karlsruhe müzesine koyup ziyarete açarlar.

Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar. Ayrıca, halen olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip hadiseyi temsilen kutlarlar. 

Müslüman, kardeşi için güvenli bir liman ve sığınak olmalıdır. Müslümanın Müslümana olan hukuku emanettir.

Onun hukukunun avukatıdır. Başına bir iş geldiğinde, hata yaptığında, unuttuğunda onu terk etmez. Bilakis halini hatırını sorar, itibarına, haysiyetine helal getirmez.

Kardeşlerimizin hukuku kutsalımızdır, kırmızı çizgimizdir.

Osmanlı'yı güçlü kılan, adaleti ve hukuku kendi içinde ve dışında yaşatmasıydı.

Biz bir ve bütün olursak mağdur ve mazlum coğrafyaların Müslim ve gayrimüslimlerin umudu oluruz.

Haber Ara