Dolar

32,5984

Euro

34,6895

Altın

2.522,24

Bist

9.524,59

Ali Bayramoğlu: Türkiye'nin Kürt sorununu çözmesi düşünülebilir mi?

Ali Bayramoğlu, Türkiye ve Suriye'deki gelişmeler üzerinden Kürt Sorunu'nda gelinen son noktayı masaya yatırdı...

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-05-27 10:35:08

Ali Bayramoğlu: Türkiye'nin Kürt sorununu çözmesi düşünülebilir mi?

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Ali Bayramoğlu, bugünkü "İkinci büyük mesele..." başlıklı yazısında özellikle Suriye'deki gelişmelerle birlikte Türkiye'nin Kürt Sorunu'nda güvenlik politikalarını geri dönüşünü, yaşanan toplumsal yarılmayı, göçü ve siyasi belirsizliği ele aldı. Ülkeyi kasıp kavuran bu mesele karşısında nasıl davranacağız? Bu sorunun ortadan kalkması ya da hafiflemesi için ne yapacağız? sorularını yönelten Bayramoğlu, "Ortadoğu'da Kürt devleti, Kürt özerk siyasi alanı gibi oluşumların önünün açılması ihtimali, Türkiye'nin Kürt hareketinin Suriye'yi içeren bir genişleme hattı izlemesi, devlet ve AK Parti tarafından milli sınırlara ve rejime yönelik bir tehdit olarak görülüyor" yorumunda bulundu. Bayramoğlu, "Güvenlik tedbirlerinin yanında, siyasi yol bulunmalı ve zorlanmalıdır" mesajını da verdi.

İşte Ali Bayramoğlu'nun yazısından bir bölüm:

Kürt sorunu en önemli meselelerimizden birisi...

Bugün görünür dört katmanı var bu meselenin. Her bir katman, diğerleriyle ilişkili olmakla birlikte, kendi başına ayrı bir sorun öbeği oluşturacak derinlikte...

İlk katman sorunun temel ve geleneksel yatağıyla, kimlik hakları ve bunun siyasi örgütlenmesiyle ilgili. Bu katman, ana dilde eğitim isteğinden özerklik arayışına uzanan geniş bir yelpazede, hemen her Kürt kökenli vatandaşın farklı düzey ve biçimlerde paylaştığı hassasiyetler yumağından oluşuyor.

İkinci katman şiddet/terör ve çatışma katmanı. Kürtleri temsil ve özgürlük mücadelesi iddiasıyla ortaya çıkan, devlet tarafından ise, yasal, sivil, silahlı her dokusuyla terör örgütü olarak kabul edilen hakim Kürt hareketinin şiddet eylemleriyle ürettiği çatışma alanları ve ürettiği siyasi-askeri sonuçlardan meydana geliyor.

Üçüncü katmanda çatışmanın ürettiği toplumsal zemin var. Göç, kentlere yığılma, işsizlik, çocuk emeği, kırsal alanın çoraklaşması, kaotik modernleşme bu zeminin temel unsurları. Örneğin Diyarbakır... 1,5 milyon nüfuslu bu şehrin yaş ortalaması son derece genç, “ortanca yaş”ı 22,2. Nüfusun yüzde 53'ünü çocuklar oluşturuyor. Erkeklerin yarısı 17 yaş, kadınların yarısı 18 yaş altı. Bu tablonun anlamı, nüfusun çoğunluğunun çatışmanın içine doğmuş, PKK'lı yıllarda büyümüş ve büyüyor olması. Temmuz ayında başlayan yeni şiddet evresinde sokağa çıkma yasağı ilan edilen yerleri terk eden insan sayısı 1 milyonun üzerinde. Bu insanlar terk ettikleri bölgelere daha önce yine çatışma mağduru olarak gelmiş göçmenler. Bu gruplar ile AK Parti'nin büyüme politikalarıyla güçlenen kentli orta sınıflar arasında her geçen gün hem sınıfsal hem politik büyük yarılmalar yaşanıyor.

Dördüncü katman Ortadoğu'nun yeni dinamikleri ve gelişmelerini içeriyor. Saddam sonrası Irak'ta Kürtler özerk bir yönetim oluşturdular. Suriye'deki iç savaşla birlikte Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde yönetime el koydukları malum. Birinci Dünya Savaşı sonunda 4 ülkeye bölünen Kürt toplulukları şimdi hem yeniden sosyolojik ve politik bir entegrasyon yaşıyorlar, hem siyasi egemenlik peşinde koşuyorlar. Bu açıdan İŞID vesilesiyle Rusya, ABD gibi güçlerle meşruiyet ilişkisi kuruyorlar. Durum şu: Türkiye'nin Kürt meselesi ve Kürt hareketi, ulusal sınırları aşmış ve bu gelişmelerin parçası haline gelmiş durumda.

Durum bu ve soru malum:

Ülkeyi kasıp kavuran bu mesele karşısında nasıl davranacağız? Bu sorunun ortadan kalkması ya da hafiflemesi için ne yapacağız?

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ!!!

Haber Ara