Dolar

32,5004

Euro

34,6901

Altın

2.496,45

Bist

9.693,46

ABD PKK’yı ve FETÖ’yu sattı

9 Yıl Önce Güncellendi

2015-07-28 13:38:47

ABD PKK’yı ve FETÖ’yu sattı

Suruç katliamdan sonra şımarık ve terörist çetelerin yaptıkları aymazlıklar ayyuka çıkınca devlet halkın can ve mal güvenliğini korumak için devreye girdi. Çözüm süreci boyunca PKK'nin bazı olaylarına göz yumulduğu bir gerçektir. Ancak bu şımarık ve utanmaz teröristler kendilerine verilen süreyi iyi değerlendiremedi. Ilımlı Türk halkının ve devletin tanıdığı müsamaha ve iyi niyeti kötüye kullandı. Çünkü be zümre hep kötü ve şer olaylar yaparak büyüdü. Medeni veinsancıl hayata alışamadılar.

Sokaklara çıkıp masum halkın araçlarını yakıp iş yerleri yağmaladılar. Kandil'den bebek katilleri esas patronun kendileri olduğunu ilan etmek için her fırsatta HDP'yı ve onun eş piyonlarını kamuoyu önünde rezil ettiler. HDP'de almış olduğu 6 milyon oya güvenerek kendi başına bir şeyler yapmaya çalışıyordu, terörist başları buna müsaade etmedi. Kandil bilerek HDP'nin üzerini çizdi.

Hatta seçimden sonra, sözde çözüm süreci vardı, buna rağmen PKK 170 civarında silahlı eylem gerçekleştirmiş. Güvenlik birimleri bölgeye takviye kuvvet ve teröristlere yönelik operasyonlar yapmaya başladığında karşılarında DEAŞ ve PKK silahlı örgütleriyle devletin içine sinmiş FETÖ paralel hainleriyle karşılaştı. Devlet içinde planlanan tüm hareketve operasyonlar daha hayata geçmeden FETÖ hainleri bu bilgileri dış istihbarat birimlerinin ve terör örgütlerinin eline geçmesini sağladı.

Devletin içine solucan gibi yerleşen bu hain Gülenist çete ekmek yediği ülkesine ihanet ederek yalan ve boş bir davauğruna çalışma mesai arkadaşlarını satmaya başladı. Az olmalarına rağmen birbirleriyle koordineli ve etkin mevkilerdeolduklarından mahrem bilgilere rahat ulaşabiliyorlar. En önemlisi bu kişiler bukalemun gibi olduklarından yakalanmalarızaman alıyor. Ama sonunda onlarda yakalanacak ve adalete hesap verecekler!

Bölgede FETÖ ajanlarının yanında bir de PKK ve Kürt kaçakçılarla koordineli olarak çalışan DEAŞ terör örgütü de kendince eylemler yapmaya başladı. Şimdiye kadar hiç yapmadığı aptalca bir eylemde bulundular. DEAŞ adına 5 terörist askerlerimize ateş açarak bir astsubayımızı şehit ettiler. Bu eylem talimatını kim verdi bilinmiyor. Sebep yokken Türk askerine ateş açılması mantıksız gibi geliyor insana ama bunlar terörist maşa olduklarından bunlarda mantık aramamak gerekir. Anında o katillere cevap verildi ve katliamı gerçekleştiren terörist öldürüldü. Yapılan araştırmada o kişi bir Mısırlı çıktı. Acaba bu kişiyi bölgeye en az DEAŞ ve PKK kadar katil olan Abdülfettah es-Sisi mi gönderdi? Bunun cevabı daha sonra ortaya çıkar.

Şer ortaklar PKK ve DEAŞ operasyonuna karşı

Bir taraftan DEAŞ terör örgütünün İslam ve Müslümanlar adına yaptığı vahşice eylemler, bir taraftan PKK terörörgütünün ve siyasi uzantısı müptezellerin yaptıkları aymazlıklar ayyuka çıkınca devlet her iki şer yuvasına anladıkları dilden konuşmaya başladı. İnlerine havadan ve karadan bombalar yağmaya başladı. Bu kez hepsi birden “saldırıları durdurun” demeye başladı. PKK yayın organları arasında yer alan FETÖ'nün paralel grubu dahil, İran, İsrail, Suriye, Almanya, doğan medya ve avenesi hep birlikte Kandile ve DEAŞ'e yapılan operasyonların durmasını istediler.

Düne kadar bu şer eksen her platformda Türkiye'nin DEAŞ terör örgütüne yardım ettiğini dile getiriyordu. Şimdi onların mevzileri vurulunca hepsi birden DEAŞ'çi kesildi. Algı operasyonuyla bunu Türkiye devletinin üzerine atarak bizi zor duruma düşürmek istediler. FETÖ terör örgütü Avrupa Parlamentosunda devamlı bu konuda dosyalar sundu. ABD'liYahudi ve Ermeni lobilerine hep yalan yanlış bilgiler sundular. Israrla Türkiye'nin bu katil şebekesiyle birlikte olduğu imajını verdiler.

Bu örgütlerin yöneticileri küresel emperyalistlerin kontrolünde olduğundan dolayı korkmadan ve çekinmeden Türkiyeyi rahatça tehdit edebiliyorlardı. PKK'nin Suriye'deki uzantısı olan PYD çapulcuları dahi ülkemiz aleyhine konuşmaya başlamıştı. Sıkıştıklarında, aç kaldıklarında gelip bizim ekmeğimizi yiyen, bize sığınan bu nankörlerin karnı doyuncaTürkiye düşmanı oluyor. Buna rağmen bu halk ve devlet bu hainlere hala ekmek veriyor, ilaç veriyor ve katliamdan kaçıp gelenlere barınak veriyor.

ABD bölgede kendine yakın gördüğü, daha doğrusu piyon olarak kullandığı PYD unsurlarına havadan oldukça yardım gönderdi. Maddi ve manevi olarak sırtı sıvazlandı. Hatta kapalı kapılar ardından kendilerine ilk önce “kantonlar” ilerde“devlet” kurma sözü dahi verdiler. ABD'nin bölgeye gönderemediği kara birlikleri yerine PYD'nin elindeki paralı ve gönüllü kişiler cepheye sürüldü. Haşhaşıler gibi coşan bu çapulcuların ilk işi Türkiyeyi tehdit etmek oldu. Büyük devlet olmanın bilinciyle Türkiye bu küçükleri kale almadı ama bir kenara not etti.

İncirlik üssünü nedeniyle FETÖ ve PKK satıldı

ABD çok önceden beri Türkiye'den koalisyona katılmasını ve İncirlik üssünü açmasını istiyordu. Halkların değil, egemen güçlerin savaşı olduğu için Türkiye bu pis savaşın tarafı olmak istemiyordu. PKK ve DEAŞ'in yularları dışarıdakiefendilerinin elinde olduğundan dolayı bunca katliam ve tahrikten dolayı ülkemiz de koalisyonun bir parçası haline geldi. Ancak Türkiye burada sadece DEAŞ ile mücadele de değil en büyük tehdit olan PKK ve bukalemun FETÖ ile de mücadele edeceğini belirtti. ABD'de her zaman olduğu gibi Kürtleri ve FETÖ'yü bir çırpıda sattı ve Türkiye'ye yeşil ışıkyaktı.

ABD ve İngiltere emperyalizmi bu bölgede son yüz yıldan beri bazı Kürtleri bir maşa olarak kullanmaktan vazgeçmedi.Ayrılıkçı ve terörist Kürt siyasetçiler de her defasında ABD'nin bu oyuna geliyor. Irak, İran ve Suriye yönetimlerincekatliama uğrayınca kaçacakları ve karınlarını doyuracakları tek kapı yine Türkiye oluyor. ABD şimdi hem PKK terör örgütünü hem de Suriye'deki yavru terör örgütü PYD'yi yine sattı. Bu zavallı eş piyonlar şimdi başka çıkış yolu aramaya başladı.

PYD terör örgütünün başı olan Müslüm başına geleceğini gördüğünden daha düne kadar ABD'ye gönüllü kölelik ve ajanlık yaparken, ABD adına Müslüman Kürt, Arap ve Türkmen'i katlederken bugün saf değiştirdi. Suriye kasabı katil Beşşar Esed'ın ordusuna katılacağını belirtti. Zaten Esed ile ortak hareket ettiğini biliyorduk. Esed'de bunları yıllarcakendi çıkarı uğruna kullandı. Şimdi gerçek yüzünü ortaya çıkardı. ABD'den kaçıp baba ocağına döndü. Burada İran tekrar PKK ve PYD'ye kucak açarsa işin seyri farklı yöne kayacaktır.

ABD FETÖ ve ekibini teslim edebilir mi?

Bu zavallı satılmış nankörler ABD'nin Türkiyeyi müttefiklikten çıkaracağını ve kendilerini bölgede yeni aktör olarak kabul edeceğini zannettiler. Büyük hayallere kapıldılar. Her zaman olduğu gibi şımardılar. Emperyalist oyuna karşı çıkan zavallı Müslüman Kürt halkını bu katil sürüsü sındırdı. Siyasi arenada sesi çıkan ve uluslararası çevrelerce kabul gören bu kişiler hem Marksist, hem ırkçı, hem devrimci(!) hem Türkiye düşmanı gibi değişik sıfatlarla boy gösterdi. Dün olduğu gibi bugün de yanıldılar ve yine ABD ve İngiltere tarafından satıldılar.

Şimdi bu güruhu maniple etmek çok kolay, bölgedeki piyonunu kaybetmek istemeyen ABD yeni bir politika ve yeni bir Kürt masası kurarak başka arayışlar içine girecektir. PYD eski piyonluğuna devam etmezse yeni bir aktör bulacaklardır. Hem Türkiye içinde hem de Kuzey Irak bölgesinde terör faaliyetlerine hız verebilir. Yanı bölgemiz maalesef bu satılık ve kof kafalılardan daha çok çekeceği var. Oysa adam gibi oturup konuşulsa herkes insan gibi yaşasa olmaz mı?

Türkiye, PKK ve unsurlarının inlerine bomba yağdırırken DEAŞ ve Müslüman görünümlü tekfirci teröristleri de etkisiz hale getiriyor. DEAŞ'e yönelik operasyonlar genellikle sessizce yapılıyordu. Ancak şimdi herkesin gözü önünde baskınlar yapılıyor. Herkes bilsin ki bu örgüt ile Müslümanların ve Türkiye'nin bir bağlantısı yoktur.

Bunlar bilinenler bir de perdenin arkasında başka bir anlaşmanın olduğunu sanıyorum. Şizofren olduğu iddia edilenFETÖ paralel ve Haşhaşı çetenin yönetim kadrosunun yakalanması veya iadesi var. Bu şer yuvasının üst düzey ajanlarıyakalanıp ülkeye iade edilecek veya başka ülkelere kaçacaklar.

Türkiye ve halkımız bu şer güçlerden kurtulup kendi kalkınmasına ve eğitimine eforunu sarf ederse tüm bölge insanının yanında Arakan'daki, Bosna'daki, Filistin'deki, Patani'deki ve Doğu Türkistan'daki kardeşlerimiz de istifade etmiş olur. Bu topraklar ve bu halk hain işbirlikçi ajanlara hiçbir zaman pirim vermedi, vermeyecektir. Halkların kardeşliği kıyamete kadar devam edecektir.

https//:twitter.com/aslanbalci1

Haber Ara