Dolar

32,4708

Euro

34,9426

Altın

2.435,60

Bist

9.716,77

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü

9 Yıl Önce Güncellendi

2016-05-01 14:45:28

1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü
Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen) Genel Başkanı Ali Yalçın, "Kapitalistler, tetikçiler, devlete paralel hat çekenler; hesap verecek, bedel ödeyeceksiniz" dedi.

Memur-Sen, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nü "Güçlü Memur, Büyük Türkiye ve Adil bir Dünya için Emeğin Kahramanları Maraş'ta" temasıyla Kahramanmaraş'ta kutladı.

Türkiye'nin farklı kentlerinden kente gelen Memur-Sen üyeleri, Hafız Ali Efendi Meydanı'nda buluştu.

Nusaybin'de ve Gaziantep'teki terör saldırılarında şehitler olması nedeniyle halay çekmeyen, mehter marşlarıyla 1 Mayıs'ı kutlayan sendikalılar, ensar-muhacir kardeşliği, birlik ve beraberlik ile emek ve dayanışma mesajlarını Türkçe, Arapça, Kürtçe ve İngilizce bildiriyle dillendirdi.

Üyeler, mesajlarını üzerinde "hak", "adalet", "emek", "kardeşlik", "huzur", "alın teri", "özgürlük", "dayanışma", "eşitlik", "birlik", "saygın iş" ve "merhamet" yazılı kırmızı-beyaz atkılarla verdi.

Alanda üyeler, "Memuruz haklıyız kazanacağız", "İşte Meydan İşte 1 Mayıs", "Mazlumların Umudu Zalimlerin Korkusu", "Hak Emek Özveri Kutsaldır Alın Teri", "Zalime Karşı Omuz Omuza", "Katil Esad Zalim Putin" ve "Teröre Hayır Kardeşliğe Evet" sloganı attı.

Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, yaptığı konuşmada, bugün Kahramanmaraş'tan emperyalizme, emperyalistlere meydan okuduklarını söyledi.

Terör örgütlerine yönelik "Çağlardan çağlara, kuşaklardan kuşaklara süregelen kardeşliğimizle baş edemeyeceksiniz, yenileceksiniz, yok olacaksınız" ifadesini kullanan Yalçın, "Kapitalistler, tetikçiler, devlete paralel hat çekenler, hesap verecek, bedel ödeyeceksiniz." dedi.

Memur-Sen'in milletle beraber olup millet iradesini koruma derdinde olduğunu ifade eden Yalçın, şöyle konuştu:

"Bizi özümüzden, kökümüzden koparmak isteyenler var. Kirli, kanlı ve sinsi saldırılarla Türkiye'yi hedef alanlar var. Canımızı yakmanın, Anadolu'yu bölmenin peşinde olanlar var. Soruyorum; fırsat verecek miyiz? Göz yumacak mıyız? Seyirci kalacak mıyız? Elbette hayır, tabii ki hayır... Anaları evlatsız, çocukları yetim bırakanlara, milleti göz yaşına boğanlara, çukur terörüyle vahşet saçanlara hak ettikleri cevabı vereceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Emeğimizi değersizleştirenlerin, ekmeğimizi gasp edenlerin kurduğu çarkı biz yerle bir ettik. Dinimize, inancımıza, başörtüye hakaret edenlerin, imam-hatipliye, meslek liseliye, milletin seçtiği başörtülü vekile zulüm edenlerin hakkından biz geldik. Bugün benzer amaçları gerçekleştirmeye yeltenenler, yakın tarihe bir göz atsınlar. Bu milletin, şefkat tokadı tarihçesini bir daha okusunlar. Silahlarını teslim etmeyenler, küresel şebekelerin tetikçiliği için sıraya girenler, millete ihanet edenler, Kandil'dekiler, okyanus ötesindekiler, Suriye'deki iç savaştan beslenenler, milletin demir yumruğunu yiyeceksiniz."

- "Söz konusu olan Türkiye ise..."

Terör örgütlerini kınayan Yalçın, "Söz konusu olan Türkiye ise hiçbir kurum, hiçbir dernek, hiçbir parti, hiçbir cemaat kendi hesaplarını öne çıkaramaz çünkü Türkiye kazanırsa mazlumlar kurtulacak, Türkiye kalkınırsa insanlık kazanacak, adil bir dünya düzeni yeniden kurulacak. İnsanlık adaletle buluşacak, dünya barışla, huzur iklimiyle kucaklaşacak. Milletin geleceğine çukur kazan bölücüler de devletin genetiğini ele geçirmeye çalışan paralel şebekeler de bu ülkenin bu milletin yarınlarında olmayacak." dedi.

Medeniyette DAEŞ'in yerinin olamayacağını vurgulayan Yalçın, "Bizim idrak zeminimizde Boko Haram olamaz, olmayacak. Kardeşlik coğrafyasında, Anadolu'nun birlik mayasında PKK olamaz, olmayacak, PYD olmadı olamayacak. Bu toprakların kahramanlarının eliyle tarihten silinecekler. Biz hep buradaydık ve hep burada olacağız. Ümmetin ayağına dolanan, medeniyet coğrafyamızı zehirli sarmaşık gibi saran üç büyük fitne ateşini de el birliğiyle söndürmeliyiz. Mezhep fanatizmine düşmeden Mezhepçilik fitnesini bitirmeliyiz. Milli olmaktan vazgeçmeden Irkçılık fitnesini bitirmeliyiz. Ötekileştirme hatasına düşmeden terör fitnesini bitirmeliyiz. Birlik meşalesini hep birlikte yakmalı, 1 milyar 700 bin İslam alemini tek kılmalıyız." diye konuştu.

- "Kut'ül Ammare zaferindeki ruh"

"Ümmetin dirilişinin, insanlığın zulme direnişinin öncüleri, bu şahlanışı, bu dirilişi hem başlatmak hem başarmak zorundayız" diyen Yalçın, Somali'de çocukların su ve ekmek beklediğini, Suriyeli yetimlere uzanacak elin, Filistinli mazlumları siyonist işgalden kurtaracak gücün bu topraklarda olduğunu belirtti.

Yalçın, el ele vererek, güçleri, gönülleri birleştirerek Kut'ül Ammare Zaferi'ndeki "o ruhun" kuşanılması halinde "masum insanların Esed'in zulmünden kurtulacağını, Putin'in ölüm uçaklarına Suriye semalarının kapanacağını, siyonizmin hizmetçisi Mısır'ın darbecisi Sisi'nin, Esmaları katledemeyeceğini, Ermenistan'ın Karabağ'daki işgalinin biteceğini" söyledi.

- "Bizim çözümümüzün merkezi insan, adresi İslam'dır"

Dünyayı sömürü gezegenine dönüştüren, küresel hırsızları zenginleştiren emperyalist taksimi bozma, nimet ve külfet taksimini adaletle yaptırma seferinde olduklarını ifade eden Yalçın, "Milletle birlikte insanlık için bu seferi sürdüreceğiz. Biz, çözümü kendi değerlerimizde arıyoruz. Bizim çözüm ortağımız millet ve ümmet, çözümde yol haritamız kadim medeniyettir. Bizim çözümümüzün merkezi insan, adresi İslam'dır. Bazılarının kıblesi Batı, Kandil, Moskova ya da Pensilvanya olabilir. Bizimki Kabe'dir. Ayağa kalkan bu milleti hiçbir güç engelleyemez."

Batının küresel vesayet sisteminin baş aktörünün NATO olduğunu söyleyen Yalçın, şöyle devam etti:

"Suriye'deki tavrına bakın. Esed'le savaşmak yerine DAEŞ bahanesiyle PYD'ye alan açıyor. Bir tek Suriyelinin hayatını kurtarmış değil. O halde; 'Ne işiniz var orada' Bir yanda tek başına üç milyon Suriyeliye kucak açan Türkiye, diğer yanda tek bir Suriyeli almamak için kıvranıp duran Batı. Fatih'in, Sultan Selahaddin'in torunları olarak, sadece medeniyet havzamızdan değil, bütün dünyadan zulmü ve vahşeti söküp atmalıyız. Bunun için eğilmemeli, elif gibi dimdik durmalıyız. Zalimlerin kanlı senaryolarını yırtıp atmalıyız."

- "Yeni anayasayı yazana kadar sahadan ayrılmayacağız"

Yeni Türkiye'nin yol haritasını birlikte yazmaları gerektiğini ifade eden Yalçın, Türkiye Anayasa Platformunu bu amaçla kurduklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Devleti kutsallaştıran, vesayeti derinleştiren cuntacıların ferman anayasasından kurtulmak için var gücümüzle çalışacağız. İnsan onurunu dokunulmaz, bireyi özgür, devleti demokratik kılan yeni bir anayasayı hep birlikte yapacağız. Biz bunun için çalışırken vesayet rejiminin bekçileri, tetikçileri vesayete suni teneffüs yapma derdindeler. Sahayı onlara bırakmayacağız. Yeni anayasayı yazana kadar sahadan ayrılmayacağız. İstikrarımızı bozmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz. Yeni, yerli ve milli nitelikte, evrensel ilkelere, insani değerlere dayalı toplumsal sözleşmeyi birlikte yazacağız. Toplu sözleşmede tarih yazan Memur-Sen'in birikimini, toplumsal sözleşmenin yazım sürecinde seferber edeceğiz."

Toplu sözleşme sürecini de değerlendiren Yalçın, diğer sendikaların bu dönemde "Memur-Sen ne kazanımlar elde edecek" diye merak ettiklerini söyledi. Yalçın, "Haklılar, 1 Mayıs meydanlarından dile getirdiğimiz talepleri, toplu sözleşme masasına taşıdığımız teklifleri kazanıma dönüştürdüğümüzün farkındalar. Onların masadan eli boş döndüğünü ifşa, toplu sözleşme masasından istediğini alan sendikacılığı icra ettik. Buna devam edeceğiz." dedi.

- Memur-Sen'in talepleri

Emeğe, alın terine değer verilmesini, ekmeğin artmasını, saygın iş ve emek konusunda Türkiye'nin dünya liginde zirveye çıkmasını istediklerini aktaran Yalçın, insan onuruna yaraşır çalışma şartları talep ettiklerini vurguladı.

Yalçın, taleplerini, "İş güvencesi kırmızı çizgimiz diyoruz. Güvencesiz çalışmaya son verilmesini, işsizliğin bitirilmesini, ekonomik büyümeden pay verilmesini istiyoruz. Taşeron işçiliğe son verilsin, güvencesiz istihdam hatasına düşülmesin istiyoruz. Bu kardeşlerimiz mutlaka güvenceli ve kadrolu olsun. 4/B ve 4/C'li bütün sözleşmeli personelin kadroya geçmesini istiyoruz. Üniversite mezunu işçilerin kadroya geçirilmesini istiyoruz. Vekil ebe ve hemşirelerin, vekil imamların, ek ders ücretiyle görev yapanların, usta öğreticilerin de kadrolu olmasını istiyoruz. Öğretmenden hemşireye, doktordan imama, iş ve meslek danışmanından sosyal çalışmacıya kamuda personel açığının kapatılmasını istiyoruz." şeklinde sıraladı.

Örgütlenmenin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını isteyen Yalçın, emeklilere ve emniyet güçlerine sendika hakkı verilmesi, kamu görevlilerine yönelik kılık kıyafet dayatmalarının son bulması, grev hakkı verilmesi, ek ödemelerin tamamının emekli maaş ve ikramiyelerine yansıtılması, işçilerin kıdem tazminatlarına dokunulmaması talebinde bulundu.

Kadına ve kamu görevlilerine yönelik şiddetin sona ermesi, cinsel istismar suçlarına en ağır cezaların verilmesi, bütün kamu görevlilerinin ek göstergeden yararlanması, ek göstergelerin artırılması, kamu görevlilerinin işçilikte geçirdikleri sürelerin hizmetten sayılması, yıpranma payı konusunda verilen sözlerin tutulması gerektiğini vurgulayan Yalçın, "Biz, bu ülkenin kamu görevlileri, işçileri, emeklileri, kadınları, asgari ücretlileri, engellileri ve bütün vatandaşları için hakkımız olanı istiyoruz, haklarımızı istiyoruz. Toplu sözleşme görüşmelerinde üzerinde çalışılmasına karar verilen konularla ilgili takvimin hızla işletilmesini ve bu konuların kazanıma dönüştürülmesini hedefliyoruz. Memur-Sen olarak kazanmaya, kazanım üretmeye devam edeceğiz." dedi.

- Azerbaycana destek

Azerbaycan'da Sivil Toplumun Gelişmesine Yardım Derneği tarafından başlatılan "İşgale Dur De" kampanyasına da konuşmasında yer veren Yalçın, Azerbaycan'a tam destek verdiklerini, herkesin de başlatılan imza kampanyasına isgaledurde.com sitesine girerek destek vermeleri çağrısında bulundu.

Haber Ara